Koronavirüsle mücadelede yeni uygulama

Sağlık Bakanı Yardımcısı Dr. Şuayip Birinci, pandemiyle mücadelede özellikle temaslı ve pozitif vakaların karantina takipleri için, Hayat Eve Sığar Uygulaması'na eklenecek yeni özelliklerle, elektronik bileklik alt yapısının hazır olduğunu söyledi.

Pandemi nedeniyle 11-13 Kasım tarihleri arasında bu yıl online olarak dijital ortamda gerçekleştirilen HIMSS Eurasia 2020 Sağlık Bilişimi ve Teknolojileri Konferansı ve Fuarı’na katılan Sağlık Bakan Yardımcısı Dr. Şuayip Birinci, Türkiye’nin sağlıkta dijital dönüşümüyle ilgili yaptığı açılış konuşması ve sunumunda, pandemiyle mücadelede dijital altyapıların önemini anlattı.

Dr. Birinci, Türkiye'de Sağlık Bakanlığı’nın dünyada en fazla dijitalleşmiş sağlık bakanlığı olduğunu belirterek, “Dijitalleşme çalışmalarımızın çıktıları tüm dünyanın mücadele ettiği pandemi sürecinde adeta elimiz ayağımız haline geldi. Veriyi daha güçlü politikaların tetikleyicisine dönüştürmek için en büyük projemiz olan ve bugün 30 milyon kullanıcıya ulaşan e-Nabız kişisel sağlık platformunu kurduk” dedi.

DİJİTALLEŞME PANDEMİYLE MÜCADELENİN BEL KEMİĞİ OLDU

Sağlık Bakanlığı olarak birçok büyük dijital sistem uygulamalarını hizmete sunduklarını anlatan Dr. Birinci, şöyle konuştu:

Peki burada hepsinin adını sayamadığım birçok sistem ve uygulama pandemi sürecinde bizim ne işimize yaradı? Öncelikle e-Nabız veri entegrasyon altyapısını kullanarak Halk Sağlığı Yönetim Sistemimiz (HSYS) içerisinde ivedilikle pandemi yönetim sistemini kurduk. Ülkemizdeki ilk vakayı takiben tüm vaka ve temaslıları ülkeye girişinden itibaren, sisteme kaydederek sürecin temel veri havuzunu oluşturduk. Ardından sistemi MERNİS, SGK, Laboratuvar Bilgi Yönetim Sistemleri (LBYS), Ölüm Bildirim Sistemleri, e-Nabız, Tele Radyoloji, Sina, Sağlık Pano, Filyasyon ve İzolasyon Takip Sistemi (FİTAS) ve işyeri, okul gibi başka bakanlıkların uhdesinde yürüyen daha birçok sistemle entegre ederek, tam anlamıyla bir salgın yönetim sistemi haline getirdik. Bunun yanında yine ivedilikle hayata geçirdiğimiz FİTAS ile kaynak, temaslı tespit çalışmalarını gerçekleştirerek hastalığın yayılımının önüne geçmek için çalıştık. Bu uygulamada eğer ihtiyaç varsa, kişinin izolasyon sürecine dair rapor, sistem üzerinden çalıştığı kurumla otomatik paylaşılabiliyor. Bununla birlikte İçişleri Bakanlığı denetim ekipleri de hem izolasyon hem de ihbar denetimlerini yine bizim uygulamamız üzerinden gerçekleştiriyor.

'NORMALLEŞME SÜRECİNDE HES UYGULAMASI DEVREYE GİRDİ'

Sağlık Bakanlığı'nın geliştirdiği FİTAS ve benzeri dijital uygulama çözümlerinin, Türkiye’nin pandemi ile mücadelenin en önemli ayağı olan filyasyon operasyonunu dünyada en iyi yapan ülkelerden biri olmasını sağladığına işaret eden Dr. Birinci, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yaşadığımız bu zorlu sürece elbette zorunlu karantinalarla devam edemeyecektik. Normalleşme adımları atılmaya başlandı ve biz de süreçteki ihtiyaçları masaya yatırarak yeni uygulamaları devreye aldık. Bu nedenle geliştirdiğimiz Hayat Eve Sığar (HES) uygulamamız, güvenli sosyal hayatın en önemli aracı haline geldi. Şu anda seyahat sırasında, okullarda ve birçok kurum, işletme ve bölgede zorunlu hale gelen HES kodu uygulamamızı başlattık. Artık Hayat Eve Sığar uygulaması, izolasyonda olması gereken vaka ve temaslılara kalan izolasyon süresi bilgisi ile kimlerle temasta olduğu bilgisini de söylüyor.

'DÜNYANIN EN ÇOK KULLANICISI OLAN UYGULAMA'

Sağlık Bakan Yardımcısı Dr. Birinci, HES uygulaması ile entegre çalışacak “elektronik bileklik uygulaması” ile ilgili bilgileri de sunumu sırasında paylaşarak, “Geliştirdiğimiz ve çok kısa süre içerisinde hayata geçireceğimiz yeniliklerle HES uygulaması içerisinde, ses ve yüz tanıma ve akıllı bileklik gibi, izolasyon denetimini daha da güçlendiren geliştirmeleri yayınlayacağız. Şu anda 70 milyonu geçen HES kodu sayısı var. 46 milyon kişi en az bir kez HES kodu almış. Aktif HES kodu sayısı 64 milyona ulaşmış durumda. Yani belli ki Türkiye'deki hemen hemen herkes kullanıyor. 19 Nisan'da bütün normalleşme sürecine hazırlanırken HES uygulamasını açmıştık ve HES kodunu sistem üzerinden çalıştırmaya başladık. 30 milyonun üzerinde kullanıcı ile dünyada en çok kullanıcısı olan uygulama diyebiliriz. Ülke nüfus oranına göre baktığımızda ise dünyada ikinci sıradayız” diye konuştu.

'İÇİŞLERİ BAKANLIĞI'NIN DENETİMLERİNİ DE KOLAYLAŞTIRDI'

HES uygulaması ile İçişleri Bakanlığı’nın pandemi denetimlerine de entegre olduklarını anlatan Dr. Birinci, “Hayat Evet Sığar uygulamasına aynı zamanda sosyal hayat içerisinde karşılaşılabilecek ihlal durumlarını bildirmeye yarayan ihbar butonu da ekledik. İhbarda bulunan kişi, bir yerin salgın kurallarına uyup uymadığını bildirdiğinde bu bilgiler direkt emniyet birimlerine gidiyor ve emniyet oraya denetime gidebiliyor. Bir mekanın salgın kurallarına uyup uymadığını vatandaş yıldız vererek oylayabiliyor. (Sürekli) kötü puan verildiği zaman İçişleri Bakanlığı Denetim ekipleri oraya gidiyor. İçişleri Bakanlığı ekipleri denetimde maske mesafe hijyen kurallarını kontrol ediyor ve uyulmayan yerlere gerekli cezai işlemleri uyguluyor. İhbar sonucu verilmiş olan puanı da yerinde doğrulamış oluyorlar. Şimdiye dek bu şekilde 94 bin 900 ihbar yapılmış” dedi.

YÜKSEK ATEŞ UYARISI, SES VE YÜZ TANIMA ÖZELLİĞİ EKLENECEK

Karantina veya izolasyon süreçlerine uymayan vatandaşların daha etkili denetimi için gündemde olan ve HES ile entegre çalışacak akıllı elektronik bileklik uygulaması hakkında da sunumunda bilgiler veren Dr. Birinci, şu detaylara değindi:

Yakın bir süreçte sistem olarak altyapısını hazırladığımız ve bir kısmını da tamamladığımız elektronik bileklik, ses tanıma, hatta yüz tanıma gibi özellikleri de HES üzerine ekleyerek izolasyon getiriyoruz. Böylece uygulamayı, komple bu izolasyon sürecini ve salgın sürecinde normalleşmeyi daha da kolaylaştıran bir modele dönüştürmüş oluyoruz. Bütün altyapısını bitirdik. Bundan sonra temaslı kişinin, izolasyondaki kişinin izolasyonunu kolaylaştıran araçlar olarak bileklik, ses doğrulama, yüz tanıma gibi özellikleri izolasyon altındaki kişiye tanımlayıp kullanmasını sağlamaya çalışacağız. İnşallah kısa bir süre içerisinde izolasyon sürecini kolay hale getirmiş olacağız. Teknik olarak entegrasyonu çok kolay, aynı zamanda kişinin vücut sıcaklığını takip eden bir uygulama da olacak. Kişide ateş yükselmesi olduğunda, bilekliğin HES ile entegrasyonu sayesinde uygulama uyarı verecek ve riskli durumda sağlık ekiplerinin kişiyle hızlı bir şekilde temas kurmasını sağlamaya çalışacağız.

FİLYASYON İÇİN 6,5 MİLYON KİLOMETRE YOL KAT EDİLDİ

Türkiye’nin, bu dijital altyapıların da yardımıyla dünyanın en iyi filyasyon takibi yapan ülkelerden biri olmayı başardığına dikkat çeken Bakan Yardımcısı Dr. Birinci, pandeminin başladığı günden bu yana yapılan filyasyon takiplerine ilişkin ilginç istatistik bilgileri de paylaştı ve şunları söyledi: “Filyasyon ekiplerimizin kendi özel telefonlarından arama yapmadan izlem yapabilmeleri için sanal santral kurduk. Sanal santral sistemi kurulduğu günden bu yana ise 9.5 milyon dakikalık görüşme yapılmış. Bu, çok çok ciddi bir operasyon bu süreçte. Ayrıca filyasyon ekiplerimiz yaklaşık 6.5 milyon kilometre ile şu ana kadar dünyayı 160 kere dolaşacak kadar mesafe kat etmişler temaslı ve vaka takiplerinde. Pandeminin başından beri o kadar çok filyasyon yapmışlar ki dünyanın etrafını 160 kere dolanmış görünüyorlar.

TELE SAĞLIK İLE EVDEN DOKTORA ULAŞMA İMKANI DOĞACAK

Dr. Birinci sözlerini şöyle sürdürdü: “Ayrıca evden çıkamayan yaşlılar ya da pandemi sürecinde hastaneye gitmesi riskli olan gruptakiler için de mobil doktor uygulamasını ilk başta Ankara, Yalova ve Kırıkkale'de pilot uygulama olarak başlattık. Şimdi Samsun'da bütün aile hekimlerine bu pilot uyuglamayı açtık. Diğer illerimizin belli bölgelerinde de devam ediyor. Artık Tele Sağlık muayenesi yapabilecek durumdayız. Hekimlerimiz hastalar sağlık kuruluşuna gelmeden gelmeden özellikle izolasyon altında olan Kovid hastalarıyla onları uzaktan kontrol edebiliyor, danışmanlık verebiliyorlar. İhtiyaç duyuyorsa kişiyi kendi kurumuna çağırıp süreci ilerletebiliyor. Fizik muayene dışında hastanede yapılabilecek hemen hemen her kontrolün büyük oranda uzaktan yapılmasını sağlamaya çalışıyoruz. Bütün bu projelerin yüzde sekseninin kendi benzerinde dünyadaki en büyük projeler olduğunu söyleyebilirim.”

Sonraki Haber