Koruyucu aile olmak: ‘Biz evladımızı kalbimizde büyütüyoruz’

Koruyucu anne Ç.A. ile konuştuk: Biyolojik anne babası olmadığımızı anlaması ve sorgulamalar beş yaşında başladı. ‘Biz senin kalp annenle babanız. Seni karnında büyüten bir annen daha var…’ diye anlattık.

Deprem felaketiyle birlikte kulağımıza çokça çalınan bir konu, koruyucu ailelik. Size ait olmayan bir çocuğu yetiştirmek. ‘Ait olmayan’ derken salt biyolojiyi değil, hukuku da kastediyoruz. Üzerinde hiçbir velayet hakkınız olmadan bir çocuğu ‘evlat’ kabul etmekten bahsediyoruz. Evlat kelimesini tırnak içine alırken ne kadar hoyrat davrandığımızı biliyoruz. Biyoloji, hak, hukuk ötesinde bir de duyguların var olduğunu teslim ediyoruz. Koruyucu aileyi, bir evlat ya da bir aile sahibi olmak hangi kelimelerle daha baskın ifade edilebilir sorusunu önümüze koyan bir kavram ve kurum olarak ele alıyoruz. 30 Haziran’da ülkemizde üçüncü defa kutlayacağımız Koruyucu Aile Günü’ne okuyucularımızı hazırlamak istiyoruz. İdari ve özel sebeplerle ismini açıklayamayacağımız A. ailesinde Koruyucu Anne Ç. ile yaptığımız röportajı sunuyoruz.

AİLENİN DOĞUM ANI

  • Kendinizi tanıtır mısınız, koruyucu aile olmaya nasıl karar verdiniz?

-55 yaşındayım, dokuz yıllık evliyim. Koruyucu aile olmaya bekârken karar verip başvuruda bulunmuştum.Bu arada evlendim, eşimle çocuk sahibi olmak için yaptığımız tüp bebek denemelerinden sonuç alamadık. Koruyucu aile olma fikrimi eşim önceleri pek sıcak karşılamıyordu. Bense çocuk evlerinde çalışan arkadaşlarım sayesinde süreci tanıma fırsatı yakaladım. Bir gece gördüğüm bir rüyanın etkisiyle eşime isteğimi daha kararlı olarak tekrarladım. O benim gibi düşünmese de süreç boyunca hep yanımda durdu. Kuruma gittik, formları baştan doldurduk, cinsiyet tercihimizi kurumdaki uzmanın tavsiyesiyle erkekten yana kullandık. Erkekler kızlara göre daha az tercih edildiği için yuvadaki erkek sayısı fazlaymış. Israrlı tavsiyesi için uzmanımıza ne kadar teşekkür etsek azdır. Oğlumuzu, dokuz aylıktı, kucağımıza aldığımızdaki ilk saniyeleri sayfalar dolusu konuşsam size anlatamam. Onun o andaki ilk gülümsemesini hiç unutamam. Babasını da beni de orada bitirmişti. Bütün tereddütler, isteksizlikler onun bir gülümsemesiyle silinip gitmişti. Bir çocuğun doğum anını yaşamamıştık belki. Ama hem onun için hem bizim için yeni bir ailenin doğum anını orada yaşadık.

ÇOCUK KİMİN?

  • ’Bu, başkasının çocuğu, bizim değil, biz sadece ona bakacağız’ duygusu hissetmediniz mi hiç?

-Hiç hissetmedim. Eşim de ben de en baştan beri kendi çocuğumuzmuş gibi hissettik. Alışma sürecinde, kurumdan ayrılırken, eve ilk geldiği günlerde, komşu, dost ve akrabaların tebrik ziyaretlerinde nasıl heyecanlıydık. Sürekli panik halindeydik, bir şey olacak, çocuğu bizden alacaklar, onsuz biz ne yaparız gibi, sevinçle korkunun birbirine karıştığı duygular elbette yaşadık. Ama, o bizim değil duygusu hiç yaşamadık. Devamında eşimle birlikte anne ve baba olmayı öğrendik.

  • Koruyucu aile olmakla ilgili en çok nerelerde zorlandınız, korkunuz devam etti mi mesela?

-Etmedi desem yalan olur. Sonuçta bu çocuğun biyolojik annesi ve babası da var. Velayet haklarıysa devletin elinde. Prosedüre göre biyolojik aile, şartlarını düzeltirse çocuğu geri alabilir.Çocuğa alışıyorsunuz, sizin parçanız oluyor, ondan koparılma olasılığına katlanmak, bu işteki en zor yan. Koruyucu aile sistemini uygulayan başka ülkelerde böyle çelişkiler için çareler geliştirilmiş. Örneğin Hollanda’da biyolojik aileye iki sene süre veriliyor. Aile durumunu düzeltmez ve çocuğunu geri almak için yeterli çabayı göstermezse velayet haklarından bazıları koruyucu aileye geçiriliyor.

‘NE KADAR ERKEN O KADAR FAYDALI’

  • Çocuk durumu biliyor mu, anlıyor mu, nasıl karşılıyor?

Evet biliyor, biyolojik annesini de zaman zaman görüyor. Tabii ilk etapta bir şey anlamadı, destek aldığımız pedagogumuz durum ne kadar erken anlatılırsa çocuk için o kadar faydalı, kabullenmesi o kadar kolay olur, dedi. Biyolojik anne babası olmadığımızı anlaması ve sorgulamalar beş yaşında başladı. “Biz senin kalp annenle babanız. Seni karnında büyüten bir annen daha var, biz ise seni kalbimizde büyütüyoruz” diye anlattık. Sonra toplumdaki konumunu oturtma çalışmaları başladı. Etraftaki çocuklarla ilgili, annesinin karnında mı büyümüş, benim gibi mi büyümüş soruları geldi. Kendisini ikna edecek cevapları aramaktan hiç çekinmedi ve yorulmadı. Böyle böyle yedi yaşını bitirdi.

‘HAYATIMIZA HAYAT KATIYOR’

  • Siz yoruldunuz mu peki? En önemlisi, başkalarına da tavsiye eder misiniz?

-Ben yorulmadım; çevremden, eşimden, anne ve babamdan çok destek gördüm. Gerek kurumdan gerek bu işlerin profesyonellerinden özel destekler de aldım, almaya devam ediyorum. Gelecek sorulara ve cevaplarına önceden hazırlanıyorum. Bu gönül bağını, kurmak isteyen ailelere kesinlikle tavsiye ediyorum. Annenizi aradığınızda, nasıl ki ‘efendim kızım’ diyen o ses sıkıntılarınızın yarısını almaya yetiyorsa, bu çocukların da aynı şansa sahip olmaları gerekiyor. Çocukların hayatları dokunulmayı hak ediyor. Çocuk yuvalarında çocuklarımız devletimizin koruması altında, şüphesiz çok iyi bakılıyor. Ancak aile sıcaklığı ve güvenini yaşatmak bizlerin de eline ve sorumluluğuna bakıyor. Arkadaşlarım bazen ‘çocuk hayatınıza engel olmuyor mu’ diye soruyor. Onları, ‘Doğurduğumuz çocuk olmuyorsa bu da engel olmuyor, tam tersine hayatımıza hayat katıyor’ diye cevaplıyorum.

EĞİTİM, BAKIM VE YETİŞTİRME SORUMLULUĞU

  • Koruyucu aile kime denir?

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın internet sitesinde, koruyucu aile şöyle tanımlanıyor: çeşitli nedenlerle öz ailesi yanında bakımları sağlanamayan çocukların eğitim, bakım ve yetiştirilme sorumluluğunu, kendi aile ortamlarında, süreli olarak, ücretli veya gönüllü statüde, devlet denetiminde karşılayan, bu konuda hissedilen toplumsal sorumluluğa uygun ailelere ya da kişilere denir.

  • Amaç nedir?

Devlet koruması ve bakımı altında bulunan çocuğun, karmaşık ve sorunlu olan dönemini örselenmeden geçirmesini ve normal hayatını devam ettirmesini sağlamaktır. Koruyucu aileler, ilgili devlet kurumuyla iş birliği içinde; çocuğa, öz ailesi, okulu ve çevresiyle ilişkilerini devam ettirmelerini sağlayarak yardımcı olur.

BEKÂRLAR DA OLABİLİR

  • Kimler koruyucu aile olabilir?

TC vatandaşı olup Türkiye’de ikamet eden, 25-65 yaş aralığındaki, düzenli geliri bulunan, evli/bekâr veya çocuklu/çocuksuz herkes koruyucu aile olabilir.

  • Koruyucu ailelik bir evlat edinme şekli midir?

Hukuken değildir. Evlat edinme, Medeni Kanun’da düzenlenen, mahkeme kararıyla neticelenen bir süreçtir. Koruyucu ailelik, Sosyal Hizmetler Kanunu ve Koruyucu Aile Yönetmeliği kapsamında, ilgili devlet kurumuna alternatif, koruma altındaki çocukların aile yanında bakımlarına yönelik süreli ve geçici bir modeldir.

Sonraki Haber