‘Kovid-19 pandemisi 2022 baharında bitecek’

Pandeminin ne zaman biteceği nasıl tahmin edilebilir? Bu soruya gerçeklikten uzak olmayan yanıtı verebilmek için, Almanya Pandemi Planı referans alınabilir. 2013 yılında Robert Koch Enstitüsü’nün hazırlamış olduğu, plan aylardır içinde bulunduğumuz sürece öngörü niteliğindedir

Sekiz yıl önce hazırlanan risk analiz planında, pandemiye ‘Modi Sars’ (değişik Sars) adı verilmiş ve içeriğinde en kötü senaryo işlenmiş. Sağlık sistemini, ekonomiyi, siyaseti ve toplumu olumsuz etkileyen salgın, 7 milyondan fazla insanın ölümüne neden oluyor. Plana göre Güneydoğu Asya’da bir yabani hayvandan kaynaklanan ve insana bulaşan salgın, o bölgede bulunan iki Alman turiste de geçerek, Almanya’ya kadar yayılıyor. Ekonomiye kilit vurulması, sosyal hayatın yavaşlaması, okulların kapatılması, maske zorunluluğu vs. gibi önlemlerle devam eden senaryonun sonunda, pandemiye çare bulunuyor. Pandemiyle mücadele 3 yıl sürüyor ve sonunda bulunan aşıyla, salgın noktalanıyor.

Böylece Aralık 2019’da yayılan Kovid-19 virüsünün sonu, 3 yıla kadar ya da daha erken süreyle bitebilir. Tünelin sonunda ışık görünmeye başladı diyebiliriz. Ancak görünen, gün ışığı mı yoksa üzerimize yaklaşan tren farları mı olduğu, nasıl ayırt edilebilir? Bunu nesnel duruma bakarak öğrenebiliriz. Konuyla ilgili önceki günlerde Almanya Sağlık Sigorta Hekimler Birliği Başkanı Andreas Gassen tarih bildirdi: Kovid-19 pandemisi 2022’nin baharında sona erecek.

AŞILAMA SAYESİNDE PANDEMİ SEVİYESİ DÜŞÜYOR

Öngörülen tarih toplumdaki iyileşenlerin ve aşılama oranının yükselişine dayandırılıyor ve kısıtlamaların da kaldırılacağı ayrıca ifade ediliyor. Diğer yandan Danimarka’da aşılama oranının yüzde 80’e ulaşmasıyla, Eylül ayından itibaren salgın pandemi seviyesinden epidemi seviyesine indirildi.

Avrupa’nın bir bölümünde epidemi seviyesine düşen salgın, ileriki aylarda genelinde de bekleniyor. Almanya’da ise aşı karşıtlığı, gönüllü aşılama ve ‘zorunlu aşılama’ meseleleri halen tartışma konusu. Bu tartışmalar netlik kazanamadan pandeminin sona ermesi hızlandırılamıyor. Gönüllü aşı olmak isteyenlerde yan etkiler olursa ‘sorumluluğunu kendim üstlenmeliyim’ algısı devam ediyor. Zorunlu aşı düzenlemesi yapılırsa ‘sorumluluk devlete ait olacak mı?’ sorusunun yanıtı da muğlâk. Aşı karşıtları ucu açık her iki durumu dikkate alarak, kamuoyu oluşturmaya devam ediyorlar.

Aşı karşıtları da dâhil, Kovid-19 süresince insanlar günlük yaşantılarına yeni ‘alışkanlıklar’ edinmek zorunda bırakıldılar. Hijyenik önlemler, evden çalışma, çevrimiçi ortamlarda iletişim, iş yerlerinden, okuldan ve sosyal ortamlardan uzak kalma gibi değişimler, pandemiyle birlikte hemen sona erebilecek mi? İnsidans değerinin yükselmesiyle birlikte, bazı iş branşları paradoks düzenlemeler yaparak ‘normal’ çalışma sistemlerine dönmeye çalışıyorlar. Ancak sonbaharda salgının tekrar en üst seviyelere çıkmasıyla birlikte durum yine tersine dönebilir.

Pandeminin bitişi artık tahmin edilebiliyorsa, başlangıcı da biliniyor muydu? Vatandaşlar, iş dünyası ve sağlık sektörü salgına ‘hazırlıksız’ yakalanmıştı. Fakat Avrupa Birliği (AB) parlamentosunda bulunan milletvekillerine, 2012 yılından başlayarak gelecekte olası bir pandemiye karşı hazırlıklı olunması gerektiği aktarılmış.

Alman Robert Koch Enstitüsü, 2013 yılında hazırladığı “pandemi senaryosu”nda günümüzde bir salgın hastalığın 3 yıl dünyayı etkileyeceğini söylüyor.

PANDEMİ SÜRECİNDE YÖNETİM EKSİKLİĞİ

Peki ‘halkın vekilleri’ kendi seçim bölgelerinde pandemiden önce, neden bilgilendirme toplantıları düzenlemediler? AB komisyonu tarafından 86 bin Euro’ya mal olan bir çalışmanın neticesinde, çizgi roman içerikli “Infected” adlı 32 sayfalık kitapçık hazırlanır. JD Morvan ve Huang Jia Wei imzalı kitapçığın içinde yer alan konuların önemli bölümleri, aylardır yaşanılan Kovid-19 sürecinin kilometre taşlarını ‘tarif’ ediyor gibi. “EU Publications Office” tarafından yayınlanan kitapçık, sadece AB komisyon üyelerine ve milletvekillerine dağıtılır. Ders niteliğinde olan bu tarz çalışmalar sadece parlamento içerisinde değil, örneğin eğitim alanında da ‘öngörülü önleyici faaliyet’ kapsamında okutulabilir.

Sonraki Haber