Kubilay'ın şehit edilişinin 91. yılı: Menemen olayından 15 Temmuz'a dersler

Menemen olayı; devrimler ışığında gelişmekte olan Türkiye Cumhuriyeti'ni emperyalist hegemonyanın altına sokmaya, Türk milletinin bağımsızlık direncini kırmaya ve devrimi engellemeye yönelik dış destekli bir kalkışmadır.

Diyanet İşleri Başkanlığı başta olmak üzere, bütün kurumlarımızın Kubilay'a sahip çıkması gerekiyor.

Tarİhe Menemen Olayı, Kubilay Olayı adları ile geçen vahim olay Cumhuriyet tarihindeki en önemli dönüm noktalarından biridir. Çağdaşlık ve bağımsızlık yolunda, Atatürk’ün öncülüğünde emin adımlarla ilerleyen genç Türkiye’de yapılan devrimlere karşı önemli bir başkaldırıdır. Bu acı olay, salt devrimlere bağlı bir genç askerin katledilmesi ile açıklanamaz.

LAİKLİK İLE HESAPLAŞMA MI?

Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlığını tehdit olarak gören düşmanlar, bağımsızlık savaşımızın ardından planlanan atılıma çomak sokma için tertipler düzenlediler. 1923’te Sevr’i yırtıp Lozan’ı kabul ettiren Türk ulusu karşısında silahla amaçlarına ulaşamayacaklarını gören emperyalistler, ülkeyi içeriden çökertmeye yöneldiler.

Bu gerçek 1925 Şeyh Said ayaklanmasında, 1930 Menemen Olayında, 1937-1938 Dersim bölücü kalkışmasında hiç değişmemiştir. Emperyalistler; devşirilmiş, besleme, kendilerine bağlı, bölücü ve gerici kadroları kullanarak amaçlarına ulaşmaya çalıştılar.

Menemen Olayını sadece şeriat ile laiklik kavgası olarak nitelendirmek, olayın bugüne ışık tutmasını engellemektedir. Menemen olayı; devrimler ışığında gelişmekte olan Türkiye Cumhuriyeti Devletini emperyalist hegemonyanın altına sokmaya, Türk milletinin bağımsızlık direncini kırmaya ve devrimi engellemeye yönelik dış destekli bir kalkışmadır.

Menemen’deki bu olayın arka planında sömürgecilerin beslediği İngiliz Muhipler Cemiyeti Başkanı Sait Molla, Erbilli Şeyh Esat, Giritli Hüsnü Bey ve Giritli Şeyh Sükûti'nin başını çektiği tarikat yapılanmaları vardır. Derviş Mehmet'i harekete geçirmişlerdir. Yani bu olay, Türk Devletinin milli sorunudur. Bu sebeple, bugün Kubilay’ı anmak demek önce bağımsızlık, önce vatan savunması demektir.

GÜNÜMÜZDEKİ SAİT MOLLA'LAR

Menemen olayında görüyoruz ki, sözde “şeriat” adı altında, işgalci ve İslam düşmanı İngilizlerle bir olan tarikatlar vardır. Bunlar vatan müdafasına ve Türk devrimine hıyanet içinde olan vatan hainleridir. Bugün de bu benzerliği gördüğümüz yapılar vardır: DAEŞ, FETÖ

DAEŞ de, FETÖ de CIA destekli, bölgedeki birlik ve dirayete dinamit döşemek için ortaya çıkarılmış sözde İslamcı gruplardır. Nasıl ki bugün FETÖ sadece bir şeriat sorunu değilse, Kubilay Olayına da sadece laiklik mevzisinden bakmak doğru değildir.

Bugün 15 Temmuz’u anmak ile Menemen Olayını anmak aynı değere sahiptir. Vatanımızın bölünmez bütünlüğünü korumak, millet olmaktan geçmektedir. Şehidimiz Kubilay’ı anmakta işte bu milli birliktelik ile ait olduğu değere hâsıl olur.

SEYİT RIZA İLE KUBİLAY ANILABİLİR Mİ?

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Menemen anmalarında teşkilatlarını bölgeye taşımaktadır. Bir yandan Şehidimiz Kubilay’ı anıp, diğer yandan İngilizlerin beslemesi Seyit Rıza’yı anmak, emperyalizm piyonu, HDPKK ile “dost” olmak, CHP’nin Menemen Olayından esaslı bir ders çıkaramadığının göstergesidir. CHP olayı salt gericilik kavgası olarak koyduğundan dolayı emperyalizmi perdelemektedir.

Oysaki gericiliğe karşı mücadele, siyasal dinciliği besleyen, palazlandıran ana damar olan emperyalizmle karşı mücadele ile özdeştir. Başka bir söylemle emperyalizmi alt etmeden gericiliği alt etmek olanaksızdır. Hesaplaşmayı emperyalizmle yapmayı göze alamayan her hareket emperyalizmin oyunlarına alet olmaktan kaçamaz. CHP’de bugün Biden cephesinden hareket ederek, 91 yıl önce şehidimiz Asteğmen Kubilay’ı katledenlerle aynı mevzide durmaktadır.

Laiklik yoksa hayatta yoktur şiarının temel dayanağı vatandır. Vatan savunması yapılmadan, devrimler gerçekleştirilemez, bunun gerçekliği yoktur.

Bugün tıpkı 91 yıl önce olduğu gibi emperyalizm tarafından beslenen, devşirilen, kullanılan gerici- bölücü unsurlar, ülkemizi bölmek için canhıraş çabalamaktadırlar. Türk ordusu ve polisimiz özellikle Ağustos 2015’ten bu yana verdiği mücadeleler ile terör örgütü PKK’nın ve FETÖ’nün belini kırmıştır. Emperyalizmle savaşmaya devam etmektedir.

Bu sırada, Amerika Dedeağaç’a, Girit’e yığınak yapmaktadır. Bu saldırıları göğüslemek, millet olmayı gerektirir. Gerici-bölücü unsurlara karşı tek ses olmanın adıdır, Mustafa Fehmi Kubilay.

MİLLETİN KUBİLAY'I!

2019’da Aydınlık gazetesinin yayımladığı Diyanet Raporu’nda, tarikatların ve cemaatlerin istihbarat bağlantılı bir oluşum haline gelmelerinin Türkiye’ye verdiği zararlar anlatılıyor. Tarihsel bir örnek olan İngiliz bağlantılı kalkışma ile Derviş Mehmet’in Asteğmen Kubilay’ı şehit etmesi, Diyanet İşleri Başkanlığı başta olmak üzere, bütün kurumlarımızın Kubilay'a sahip çıkmasını gerektirmektedir.

Bugün Diyanet, Menemen Olayının 91. yılında öne çıkmalı ve milletimizi bağımsızlık neferi Kubilay’ın etrafında birleştirmelidir. Bu sorumluluk sahibi tavır, Fetullah Gülen’lerin, Sait Molla’ların önüne geçer.

Sonraki Haber