Kuraklık Avrupa’yı da vurdu: Gelecek yıl yağışlar başlayacak

Türkiye'yi de etkileyen kuraklık Avrupa’da da kendini gösteriyor. Kuraklığın yaşanması iklim bilimciProf. Dr. Doğan Yaşar’a göre beklenmedik bir durum değil.

Yaşar, “Yıllar öncesinden 2020 yılı sonrası kuraklığın yaşanacağını söyledik” dedi. Su konusunda planlı programlı hareket edilmesi gerektiğini vurgulayan Yaşar, bu yıldan itibaren yağışların tekrar geriye döneceğine inanıyor

Türkiye kurak bir yıl yaşıyor. Ancak kuraklık sadece Türkiye'yi değil, Avrupa'yı da etkiledi. İspanya, Fransa, Almanya'nın güneyi, Avusturya ve İsviçre de mevsim normallerinin bir hayli altında yağış aldı. Venedik'te kanallar kurudu; Avrupa'daki bazı akarsular ve göller kuruma noktasına geldi. İsviçre ve Avusturya Alpleri'nde bazı kayak merkezlerinde hala kar yok.

Alpler’de bazı kayak merkezlerinde kar yok

Fransa’da 1959’dan beri ilk kez 32 gün boyunca yağış görülmedi. Yetkililer, Fransa’nın önümüzdeki yıllarda yüzde 40 daha az suyla yaşamak zorunda kalacağı uyarısında bulunurken, ülkenin “alarm durumunda” olduğunu söyledi. İspanya’nın tamamı Ocak 2022’den beri kuraklık içinde olduğu için İspanyol yetkililer Katalonya’da su kullanımını kısıtlama yasaları çıkardı. Çim sulamaktan araba yıkamaya geçen yaz ortasında çok sayıda ülkede uygulanan bir dizi yasak yine gündemde.

‘DEVLET DEMEK SU DEMEKTİR’

Doğan Yaşar

Aydınlık Avrupa’ya konuşan Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Doğan Yaşar, kuraklıkla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Prof. Dr. Yaşar, şunları söyledi: “Geçtiğimiz günlerde Fransa’da bir toplantı yapıldı. Kuraklık ciddi boyutlarda. Avrupa’da olduğu gibi bütün dünyayı etkileyen bir kuraklık var. Kuraklık zaten bütün dünyayı aynı anda ve aynı şiddet de vurur. Şunu söyleyeyim su demek devlet demektir. Devlet demek su demektir. Eğer bir yerde su yoksa orada devlet olmaz. Suyu kullanamazsanız o devletler çöker. Gılgamış Destanı’ndan bugüne yaklaşık 15 bin savaş vardır. Bu savaşların neredeyse tamamının çıkma nedeni kuraklıktır. Sudur.”

‘KURAKLIĞIN YAŞANACAĞINI BİLİYORDUK’

Avrupa’daki ülkelerin kuraklık konusunda önceden tedbirler aldığına dikkat çeken Prof. Dr. Yaşar, “Avrupa kuraklıkla ilgili önlemlere 2 yıl önceden başladı. ‘Havuz doldurmayın bahçe sulamayın’ talimatları çok önceden açıklandı. Amerika’da çim sulamak 2021 yılından beri yasak. Avrupa ülkeleri bizdeki gibi vahşi bir sulama yapmıyor. Avrupa'nın tedbiri var. Her zaman için A, B, C planları var” dedi. Yaşanan kuraklığın şaşırtıcı olmadığını vurgulayan Prof. Dr Yaşar sözlerini şöyle sürdürdü: “Biz bu kuraklığı biliyoruz. Hiç şaşırtıcı olmadı bizler için. Bütün oşinograflar biliyordu. 2020 sonrası kuraklığın geleceğini söyledik. Kuraklık vuracak dedik. Bunu öngördük ve anlattık. 2004 yılında bu konuyu defalarca anlattım. ‘2020 sonrasına dikkat’ diye. 2020 yılanda Türkiye’de yağışlar yüzde 13 gibi eksik yağdı. 2021 yılında yüzde 9 gibi eksik yağdı. 2022’de metalürji rakam vermedi ama yüzde 30 gibi olduğunu düşünüyorum. Bu oranları Türkiye için söylüyorum ama genelde Avrupa içinde geçerli bu oranlar.”

İKLİMLER NEDEN DEĞİŞİR?

İklimlerin değişkenlik gösterdiğine dikkat çeken Prof. Dr. Yaşar, kuraklığın neden yaşandığını bilimsel olaylarla açıkladı.

Yaşar, şunları söyledi: “8-10 yılda bir kurak döneme gireriz. Ardında da 8-10 yıl daha nemli dönem olur. Dünya tarihinde hep böyle olmuştur. İklimler hep böyle seyir eder. Daha önce insanoğlu bunu görüyordu ama nedeni bilmiyordu. Biz şimdi bunun neden olduğunu de buluyoruz.

Nedenlerden biri güneşteki patlamalar. Güneşteki patlamalar her 10 yılda bir maksimuma çıkar ve arkadan minimuma düşer. Güneşteki patlamaların sayısı arttıkça biz daha çok enerji alırız. Daha çok ısınırız ve daha çok yağmur alırız. Tersine olduğunda güneşteki patlamaların azaldığı yıllarda da daha az enerji alırız daha kurak yıllar geçiririz. Ana neden bu.

Birçok neden var tabi. Örneğin Körfez akıntıları. Son on, on beş yıldan beri ciddi anlamda azaldı. Körfez akıntısı nedir? Bu akıntı, Kuzey Avrupa'ya sıcaklığı götüren akıntıdır. Daha güneyden dönmeye başladı bu akıntılar. Bu kuzeyin soğuması demek. Kuraklık demektir. Kuzey Amerika son 80 yılan en soğuk kışını yaşadı. Eksi kırk üçleri gördüler. Kırk beşleri gördüler. Soğuma olunca buharlaşma olmuyor. Buharlaşma olmayınca yağış olmuyor.”

‘VAHŞİ SULAMA YAPMAMALIYIZ’

Prof. Dr. Doğan Yaşar bu yıldan itibaren yağışların tekrar geriye döneceğine inanıyor. Yaşar, “Yavaş yavaş toparlayacağız. Ama barajlar hemen dolmaz. En az üç dört yıl geçmesi lazım. Yağışların ortalamanın üzerinde olması lazım” dedi.

Yaşar’a göre yapılması gereken en önemli şeylerden biri: Vahşi sulamadan vazgeçmek. Kuraklık en fazla kendisini tarım alanında hissettiriyor. “Damlama sulama yapmalıyız” diyen Yaşar, “Türkiye mesela şu anda tarımda suyun yüzde sekseni kullanıyor. Her yüz litreden bir seksen litresini tarımda vahşi sulamayla harcıyoruz. Avrupa'da bu oran yüzde kırk. Amerika'da yüzde otuz yedi” ifadelerini kullandı.

‘İYİ BİR SU PLANLAMASI YAPILMALI’

“Türkiye iyi bir su planlaması ve enerji planlaması yapmalı” diyen Prof. Dr. Yaşar şunları söyledi: “Tarımsal üretimde ciddi sorunlarımız var. Mart ve nisanda biraz yağış bekliyorum.
Eğer bu güzel yağış olursa buğdayı biraz kurtarırız. Türkiye’nin 25 tane tarım havzası var. Bu tarım havzasında ne zaman ne ekileceğini devlet karar vermeli. Yağışlara göre ürün ekilmesini önerilmeli ve çiftçi yönlendirilmeli. Bizim çiftçimiz şunu yapıyor. Bu yıl ne para ettiyse seneye onu dikiyor. Soğan çok para ederse, seneye herkes onu dikiyor. Bu sefer çok ürün fazlalığı oluyor. Yarısını çöpe atmak zorunda kalıyoruz.

Avrupa ülkeleri bu planlamayı yapıyor. Hollanda mesela avuç içi kadar ülke yüz on milyar dolar tarım ihracatı var. Bilimi kullanarak bu işi yapıyorlar. İklim şartlarına bakıyorlar.”

AVRUPA’NIN İHTİYAÇLARINI TESPİT ETMELİYİZ

“Türkiye nerede ne ekileceğini belirleyip hareket etmeli” diyen Prof. Dr. Yaşar sözlerini şöyle tamamladı: “Ülkemizin bir programı olmalı. Avrupa'nın açığı ne olacak? Hangi sebze hangi meyvede açığı var bilmeli. Tarım ataşelerinin hepsini hesaplaması lazım. Örneğin ABD yılda 170 milyar dolarlık bir tarım ihracatına ulaştı. Almanya 80 milyar dolarlık Belçika 40 milyar dolarlık tarım ihracatı yapıyor. Biz 23 milyar dolarlarda kalıyoruz. İyi bir planlamayla cari açığı kapatırız. Anadolu kadar verimli bir toprak yok. Geçen yıl biz suyla ilgili Tarım Bakanlığı'nda çok ciddi çalışmalar yaptık. Yaklaşık üç ay boyunca her çarşamba toplandık, hazırlandık. Kanun ve Meclis’te sanırım yakında geçer.”

Sonraki Haber