Küresel güçlerin PKK/KCK rahatsızlığı: Avrupa besleyip büyüttüğü PKK’dan tedirgin

Güvenlik kaynakları, uluslararası güçler tarafından bir dönem örtülü bir şekilde desteklenen PKK/KCK terör örgütünün artık eski değerinin olmadığını belirtti. Bazı devletlerin, bir dönem destekledikleri örgütün artık kendilerine verdiği zarardan rahatsızlık duyduğu aktarıldı.

Güvenlik kaynaklarından edinilen bilgiye PKK terör örgütü, Avrupa Birliği ülkeleri, NATO, ABD, Kanada, Avustralya, Japonya, Kazakistan, Suriye, Irak, İran gibi birçok ülke ve uluslararası kuruluşun terör örgütleri listesinde yer almasına rağmen faaliyetlerini 40 yıldır sürdürüp binlerce terör eylemi yaptı.

Türkiye ise PKK/KCK terör örgütü ile yıllardır büyük bir mücadele veriyor. Ancak örgüt, yabancı devlet ve kuruluşlardan aldığı destekle varlığını sürdürmeye, eylem ve faaliyetlerini yürütmeye devam ediyor.

AVRUPA'DA TEDİRGİNLİK

PKK/KCK terör örgütünün, özellikle Avrupa ülkelerinde kendine bulduğu yasal boşluklarla hareketlerini arttırdığı, propaganda faaliyetleri yürütüp bağış topladığı belirtildi. Ancak Avrupa ülkelerinin başlarda terör örgütü PKK/KCK’lıların serbestliğine “insan hakları” adı altında hoşgörü gösterse de artık örgütün izlediği faaliyet stratejisinin zararlarını kendi içlerinde net bir şekilde hissetmeye başladığı aktarıldı.

İsviçre istihbarat servisi olan Federal İstihbarat Servisi’nin 22 Ekim 2024 tarihinde kamuoyu ile paylaştığı "İsviçre'nin Güvenliği 2024 - Durum Raporu"nda (Switzerland's Security 2024 - Situation Report) PKK/KCK’dan duyulan rahatsızlık ortaya konmuştu.

Raporda özetle; PKK/KCK’nın uzun süredir iki yönlü bir strateji izlediği, Türkiye’de şiddet, Avrupa’da ise siyaset yaptığı, örgütün başka ülkelerde de olduğu gibi İsviçre’de de bağış topladığı, propaganda faaliyetleri yürüttüğü, PKK/KCK’nın gençleri ideolojik olarak eğittiği ve bazı gençleri örgütün gelecekteki lider kadrosu veya Türkiye’ye karşı cephe hattına gönderilecek kişiler olarak seçtiği yer aldı.

ENDİŞELER İSVİÇRE MECLİSİ'NE TAŞINDI

İsviçre istihbaratının raporunda, özellikle gençlerin örgüt için eğitilmesi ve örgütün dağ kadrolarına katılımının sağlanması hususuna dikkat çekilmişti. Bu duruma karşı artan endişeler İsviçre Meclisi’ne kadar taşınmış, FDP Ulusal Meclis Üyesi Jacqueline de Quattro'nun 2-20 Aralık 2024 tarihleri arasında gerçekleştirilecek olan Ulusal Meclis'in kış oturumunda, PKK/KCK eğitim kamplarının sayısı ve yetkililerin bu yeni tehditle mücadele stratejisi hakkında bir soru önergesi vereceği İsviçre basınında yer bulmuştu.

İsviçre’de gençlerin giderek radikalleştiği açıklamaları basında yer alan Jacqueline de Quattro, antisemitizm ve şiddet eylemlerinde keskin bir artış yaşandığını, PKK'nın özellikle gençleri endoktrine ettiğini ve saflarına kattığını belirtti.

YASAL BOŞLUKLARI KULLANDILAR

PKK/KCK’nın Avrupa alanından örgüte kattıkları elemanlarının aldıkları örgüt tarihi ve ideolojisi eğitimleri sonrasında Avrupa veya Irak/Suriye alanında faaliyet göstermeye başladığı ifade edildi. Bunlardan bazılarının Avrupa’da eleman kazanma faaliyeti yürütürken kimilerinin de Irak/Suriye alanından Türkiye’ye karşı faaliyet göstermek üzere örgüt saflarında yer aldığı kaydedildi.

Avrupa ülkelerindeki yasal boşlukları kullanarak buralarda faaliyet alanlarını artıran PKK/KCK’nın, faaliyet yürüttüğü ülkeye verdiği zararın artık Avrupa ülkeleri tarafından da anlaşıldığı ve geç kalınmış olsa da bu durumun önüne geçecek çareler aranmaya başlandığı ifade edildi.

PKK'NIN PARAVAN ÖRGÜTÜ

PKK’nın Suriye’deki kolu olan Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) küçük çocukları kaçırarak zorla silah altına aldığı, bu durumun Human Rights Watch (HRW-insan Hakları İzleme Örgütü) adlı uluslararası kuruluş tarafından 2 Ekim 2024 tarihinde yayınlanan "Northeast Syria: Military Recruitment of Children Persists (Kuzeydoğu Suriye: Çocukların Askere Alınması Devam Ediyor) " başlıklı raporla bir kez daha ortaya konduğu belirtildi. ABD’nin örtülü desteği ile güçlenen SDG’nin 15 yaşından küçük çocukları çatışmalarda kullanarak veya askere alarak uluslararası hukuku ihlal ettiği kaydedildi.

HRW’nin konuya ilişkin raporunda, SDG’nin kilit bir müttefiki olan ABD’nin, nüfuzunu kullanarak SDG’nin çocuk asker alımı nedeniyle yaptırımlar uygulaması gerektiğine yer verilmişti. Raporda, ABD’nin “Çocuk Askerlerin Önlenmesi Yasası”nda yer alan ‘çocuk asker alımı yapan ve kullanan hükümetlere askeri yardım sağlanmasının yasaklandığı’ hükmüne bağlı olarak devlet dışı silahlı gruplara da bu kuralın uygulanması gerektiğinin altı çizilmişti.

EĞİTİM SİSTEMİ DEĞİŞİKLİĞİ TEPKİ ÇEKTİ

PKK/KCK’nın Suriye kolu SDG, Suriye’nin kuzeyinde yerel seçim yapmak istemiş, Türkiye’nin yoğun baskıları ile ABD, SDG’ye ‘güvenliği’ gerekçe göstererek “Dur” demişti. Ancak, SDG bölgede kontrolünü sağlamak için adımlar atmaya devam etti. Bu adımlardan birinin de eğitim alanında olduğu, PYD/YPG/SDG kontrolü altındaki Münbiç’te ders kitaplarında değişikliğe gittiği kaydedildi. Bölgedeki halkın dini inançları ile örtüşmeyen/ters düşecek "Zerdüştilik/Mecusilik ve Budizm Ahlak Anlayışı" gibi öğretilerin ders kitaplarına eklendiği bildirildi. Suriye rejimine ait eğitim müfredatının okullarda okutulmasına son verilmesi için 29 Eylül 2024'te kararname yayımlatıldığı bu kapsamda rejim müfredatına ait kitapların okullardan toplatıldığı, bunların yerine örgüt ideolojisine göre düzenlenmiş kitapların dağıtıldığı aktarıldı.

SDG tarafından eğitim alanında yapılan bu değişiklikler, Münbiç halkında tepki yarattığı, örgüte karışı oluşan bu tepkilerin protestolara dönüştüğü, ailelerin çocuklarını okula göndermemeye başladığı bildirildi. Okul yetkilileri, bölgede yükselen tansiyonu düşürmek için arabuluculuk faaliyetlerine başlarken eylül ayının son haftasında eğitim faaliyetleri askıya alınmıştı.

RAHATSIZLIKLARI RAPORLARA YANSIDI

Güvenlik kaynakları, tüm bu gelişmeler çerçevesinde, uluslararası güçler tarafından bir dönem örtülü bir şekilde desteklenen terör örgütünün artık eski değerinin olmadığının dikkat çektiğini kaydetti.

Devletlerin, bir dönem destekledikleri bu örgütün artık kendilerine verdiği zarardan rahatsızlık duyduğunu ifade eden kaynaklar, "Terör örgütünün güç kazandıkça 'söz dinlemeyi' bıraktığı, 'kafasına buyruk' hareket ettiği görülmektedir. 'İnsan hakları' adı altında destek veren devletler de örgütün kontrolsüz güçlenmesinden ötürü rahatsızlıklarını yayınladıkları raporlar ile gözler önüne sermektedir" değerlendirmesinde bulundu.

Sonraki Haber