Kurgu diyenler utanacak mı! İnceleme başladı makaleyi değiştirdiler

İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü, tepkilerin ardından çocuklara yönelik cinsiyet değiştirme araştırması hakkında inceleme başlattı. Bunun üzerine araştırmanın yazarları, hakemli dergide yayımlanan makalede düzenleme yaptı

Çocukların cinsiyet değiştirmesine yönelik İstanbul Üniversitesi merkezli çalışmayı yapan ekip, hakemli dergide yayınladığı makaleyi değiştirdi. 18 yaş altındaki 6 çocuğa meme aldırma, meme büyütme ile yüz ve sesin kadınsılaştırılması ameliyatlarının dışarıdaki merkezlerde yapıldığı makaleye eklendi. 18 yaş altına bu tür ameliyatlar yapılabileceği yönündeki ifade ile bunu savunan kaynakça çıkarıldı. Bütün bu değişikliklerin Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın “inceleme başlatıldı” açıklamasının ardından gelmesi dikkat çekti. Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Zeki Bayraktar, “Yapılan bu değişiklik suçun itirafıdır.” dedi.

Prof. Dr. Zeki Bayraktar

HER ŞEY YASALSA MAKALE NEDEN DEĞİŞTİ?

Aydınlık, hakemli dergi Journal of Clinical Research in Pediatric Endocrinology “Cinsiyet Hoşnutsuzluğu Olan Ergenlere Endokrinolojik Yaklaşım: Türkiye'de Üçüncü Basamak Bir Merkezde Pediatrik Endokrinoloji Bölümü Deneyimi” başlıklı makaleyi gündeme taşıdı. Türkiye, 13 Ağustos’ta Aydınlık’ın “Çocuklar cinsiyet değiştirme masasında” manşetiyle yaşları 11 ile 18 arasındaki 27 çocuğa cinsiyetinin değiştirilmesi yönünde tıbbi müdahalede bulunulduğunu bütün ayrıntılarıyla Aydınlık’tan okudu. Söz konusu hakemli dergide 29 Mart 2023’te yayınlanan ve bilimsel olduğu savunulan içeriğe dayanarak yapılan haber, hedef tahtasına oturtuldu. Türk Tabipleri Birliği Uzmanlık Dernekleri Eşgüdüm Kurulu ile 27 uzmanlık derneği açıklama yaparak, Aydınlık’ı bilimden yoksun olmakla suçladı, “çarpıtma” denildi. İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tufan Tükek, “kurgu” ifadesini kullandı. Aydınlık ısrarla makalenin içeriğine ve 18 yaş altı çocuklara yönelik tıbbi müdahaleye dikkat çeken haberler yaptı. “Her şey yasal ve bilimsel ise makale neden değiştirildi?” sorusu akıllara geldi.

MÜFETTİŞLER TIP FAKÜLTESİNDE

Aydınlık’ın edindiği bilgiye göre, İstanbul Tıp Fakültesinde görevlendirilen müfettişler, öğretim üyelerinin ifadelerini almaya başladı. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca da 22 Ağustos’ta basın mensuplarının sorusu üzerine, işlemlerin 18 yaşından küçüklere uygulanmış olmasının kabul edilemeyeceğini söyledi, inceleme başlatıldığını açıkladı. Tam da Bakan Koca’nın açıklamasından bir gün sonra, 23 Ağustos’ta, daha önce çevrimiçi yayınlanan makale değiştirildi. Tartışma bölümünde yer alan şu ifadeler makaleden çıkarıldı:
“Cinsiyet değiştirme ameliyatı genellikle en az 18 yaşını doldurmuş ergenlik çağındaki gençlere uygulanıyor ancak 18 yaş altı bireylere de göğüs erkekleştirme (mastektomi) ve dişileştirme (meme büyütme) ameliyatı yapılabiliyor. Türkiye'de cerrahi prosedürlere ilişkin veriler transseksüel ergenlerde sınırlıdır. Çalışmalardan elde edilen bulgular, pişmanlıkların veya hayal kırıklıklarının nadir olduğunu ve genellikle cerrahi komplikasyonlarla ilişkili olduğunu göstermiştir. (17) Ülkemizde bu operasyonların büyük bir kısmı sigorta kapsamına girmediği için 18 yaş altındaki çok az kişi bu işlemlerden yararlanabilmektedir. Öte yandan aileler de bu müdahaleleri 18 yaşına kadar erteleme eğilimindedir. Kohortumuzda iki FTM ve beş MTF ergenine sırasıyla mastektomi ve ses ve yüz feminizasyon ameliyatı uygulandı. MTF ergenlerinden biri de göğüs büyütme ameliyatı geçirdi. Her ne kadar tüm bireyleri oldukça az sayıda yansıtsa da, bildiğimiz kadarıyla cerrahi işlemlerden memnuniyet genel olarak iyiyken, ameliyat sonrası vücut memnuniyetsizliği yalnızca bir MTF bireyinde gözlendi ve bu estetik görünümle ilgiliydi.”
Bu bölümde yer alan ve 18 yaş altında bu tür ameliyatlar sonrası pişmanlıkların az olduğuna dayanak gösterilen “Transseksüel çocukla ve ergenlerde cinsiyet onaylayıcı hormonlar ve ameliyatlar” başlıklı 17 numaralı makale de kaynaklar arasından çıkarıldı.

‘AMELİYAT EDİLENLER GÖZETİMİMİZ ALTINDAYDI’

23 Ağustos’ta yayınlanan yeni içerikte yazarlar kaldırılan bölüm yerine şu ifadelere yer verdi:
“Toplumsal cinsiyeti yeniden atamak için yapılan cerrahi prosedürler, 18 yaşından sonra erişkinliğe geçiş bölümüyle ilgilenen çok disiplinli konseylerde uluslararası yönergelere göre tartışıldı. Gözetimimiz altında bulunan yaşı 18'den küçük bazı bireyler (bizim yönlendirmemiz olmaksızın) minör plastik cerrahi müdahalelerden geçtiler ve ardından genel olarak memnuniyet bildirdiler. Bununla birlikte, bu vakalarda sonradan ortaya çıkan psikiyatrik etkilerin öneminin de altı çizilmiştir.”

Yazarlar, 18 yaşından küçük bazı bireylerin “kendi gözetimleri altında” ancak yönlendirmeleri olmaksızın cerrahi işlemlerden geçtiğini bildirdiler. Sağlık Bilimleri Üniversitesi Sancaktepe Şehit Prof. Dr. İlhan Varank Eğitim ve Araştırma Hastanesi Üroloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zeki Bayraktar, Türk Ceza Kanunu’nun 280/1’nci maddesine atıfla, “Görevini yaptığı sırada bir suçun işlendiği yönünde bir belirti ile karşılaşmasına rağmen, durumu yetkili makamlara bildirmeyen veya bu hususta gecikme gösteren sağlık mesleği mensubu, bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Neden bu suçu bildirmediniz?” diye sordu.

ORJİNAL METİN MÜFETTİŞLERDE VE SAVCILARDA VAR

Bayraktar hakemli dergide yayınlanan makalenin değiştirilmesinin de akademik yayın ilkelerine aykırı olduğunu söyledi. Makalenin 5 ay önce “uncorrected proof” damgasıyla çevrimiçi yayınlandığını hatırlatan Bayraktar şöyle konuştu: “Akademik yayın yapanlar bilirler ki ‘uncorrected proof’ halindeki makale metni basılırken varsa eğer sadece basit yazım hataları düzeltilebilir, bunun haricinde müdahale edilemez. Ama bu çalışmanın yazarları ve derginin editörü, makaleye bu ameliyatların kendi yönlendirmeleri ile değil ailelerin yönlendirmesi ile başka bir merkezde yapıldığı ifadesini eklediler. Ve orijinal metindeki bazı ifadeleri ve bu ifadelerine dayanak olarak gösterdikleri bir kaynağı sildiler. Yazarların bunları silmiş olması tabii ki bir anlam ifade etmiyor, çünkü orijinal metnin pdf hali herkeste var, bakanlıkta da müfettişlerde de savcılarda da… Ayrıca makaleyi tümden yok etseler; ki bence yapmaları gereken budur, bu makaleyi geri çekmelidirler; etik ve yasal ihlalleri buharlaşmış olmayacak, bu fiilleri hasta dosyaları üzerinden yine tespit edilebilir.

“Ekip yapmaya çalıştığı bu değişiklikle sadece yeni bir etik ihlal yapmış olmadı, suçunu itiraf da etmiş oldu.”

MAKALEDEKİ ÇELİŞKİ

Makalenin son halinde ameliyatların ailelerin yönlendirmesi ile başka merkezlerde yapıldığı yönündeki ifadenin makalenin ilk hali ile çeliştiğine dikkat çeken Bayraktar sözlerine şöyle devam etti: “Bu ergenlere hormon başlayan, bunun için aileyi ikna eden, nihayetinde bu ergeni ameliyat için hazırlayan, bunun için karşıt cinsiyet hormonlarını başlayan sizsiniz ama ameliyat için ergeni yönlendiren siz değilsiniz. Çocuğuna hormon kullanımı için ikna edemediğin veya çok zorlandığın bu ebeveynler, geriye dönüşü olmayan bu ameliyatları yaptırmak için çocuklarını alıp gidiyorlar ve senden habersiz olarak başka bir merkezde yaptırıyorlar, öyle mi? Ve bundan sonra da tekrar sana gelip bu ameliyatları hangi yaşta yaptırdıklarını sana söylüyorlar ki sen makaleni yazabilesin, bu bilgileri tablolar halinde listeleyebilesin!”

18 YAŞ ÖNCESİNE CERRAHİ MÜDAHALE

İstanbul Üniversitesi merkezli çalışma,18 yaşından küçük 27 çocuğa ergenlik durdurucu, 15 çocuğa da çapraz cinsiyet hormonu uygulandığını gösterdi. Çalışmaya göre 17,5 yaşındaki 2 kız çocuğun memeleri alınmış, henüz 18 yaşına gelmemiş 4 erkek çocuğun ses ve yüzlerine kadınlaştırma, birine de meme büyütme ameliyatları yapılmıştı.

MAKALENİN YAZARI DERGİNİN YAYIN YÖNETMENİ

Journal of Clinical Research in Pediatric Endocrinology (JCRPE), adlı derginin genel yayın yönetmeni, tartışmalı makalede imzası olan 11 yazardan biri. Zeki Bayraktar akademik yayın ilkelerinin de bu yolla aşıldığını savundu. Bayraktar, “Şimdi bazı meslektaşlarım akademik yayın ilkelerine aykırı olan bu değişikliği derginin editörüne nasıl kabul ettirdiklerini merak etmiş olabilir. Evet, normalde böyle bir şey olamaz, ama normalde olmaz, eğer makalenin yazarlarından biri aynı zamanda derginin de baş editörü ise neden olmasın değil mi? Derginin ismi İngilizce ama Türkiye’de çıkıyor, merkezi Fatih, sahibi Türk Pediyatrik Endokrinoloji ve Diyabet Derneği… Şimdi günlerdir karşımızda “bu bilimsel bir çalışma, uluslararası hakemli bir dergide yayınlanan akademik bir makaledir vs” diye tafra yapanlar, ne düşünüyorlar acaba?” diye sordu.

KURGU DEMİŞLERDİ!

İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tufan Tükek, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada yapılan işlemlerin cinsiyet değişimi değil, 18 yaşına kadar ara dönem hazırlık dönemi işlemleri olduğunu savundu. Tükek daha Oda TV’ye yaptığı açıklamada ise şu ifadeleri kullandı:

"Yasal mevzuata aykırı değil. Şöyle, zaten 18 yaşına kadar bir operasyon yapılamıyor. Bizde de öyle bir durum yok zaten. Yayında ifade edilen şeyler bize dışarıda yapılıp gelenler. Merdiven altında aileler götürüyor, çocuklarını ameliyat ettiriyorlar. Sonra pişman oluyorlar, ortada kalıyorlar, ne yapacağız dediklerinde bu kurula geliyorlar. Çünkü bilimsel bir kurul. O kurul da destek sunuyor, yardım ediyor.
“Geriye dönük olarak 22 hastanın verisi toparlandığı için sanki ameliyatların orada yapıldığı gibi bir imaj oluştu. Yanlış anlama üzerine kurgulanmış bir senaryo üzerinden hedef göstermeler yapıldı.”

BATI DESTEKLİ LGBT LOBİSİNİN SÖZCÜSÜ

Prof. Dr. Şahika Yüksel, çalışmanın yazarlarından biri. Yüksel, batı destekli Kaos Gey ve Lezbiyen Kültürel Araştırmalar ve Dayanışma Derneği (Kaos GL)’nin yayınında yazar. Türkiye İnsan Hakları Vakfı kurucusu… Barış Akademisyeni… Türk Ordusuna kimyasal silah iftirasını atan Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı’nın savunucusu… Çocuk yaşta cinsiyetsizleştirmeyi savunan uluslararası Dünya Transseksüel Sağlığı Profesyoneller Birliği’nin yaşam boyu üstün hizmet ve savunuculuk ödüllüsü…

Şahika Yüksel çalışmanın bir diğer yazarı Prof. Dr. Seven Kaptan’la birlikte Kaos GL’deki yazılarında cinsiyet hoşnutsuzluğu yaşayan çocukların ailelerine, LGBT gruplarıyla teması öneriyor. Yüksel ve Kaptan’a göre bu gruplar, “kabul süreçlerine katkı” açısından, bir diğer söylemle ailelerin ikna edilmesi için “çok önemli bir boşluğu dolduruyor.”

Sonraki Haber