Kurtuluş Savaşı gazetecisi Yunus Nadi'yi saygıyla anıyoruz

Yunus Nadi Abalıoğlu’nun, vefatının 79'uncu yılı… Ömrünün yarısını gazetecilikle onun da büyük bir kısmını Kurtuluş yıllarında yurda haber ulaştırarak geçirdi. 1920'de İzmir mebusu olan Abalıoğlu, milli mücadelede yer aldı.

Yunus Nadi

Türk tarihine damga vuran gazeteci Yunus Nadi Abalıoğlu’nun ölümünün üzerinden 79 yıl geçti. Kurtuluş Savaşı dönemi, sonrasında aldığı görevlerle ömrünü mesleğine ve ülkesine adadı.

11 yaşında Rodos'a, o dönemki adıyla Mekteb-i Kudat'a, diğer adıyla Medrese-i Süleymaniye'ye gönderilen Yunus Nadi, vatan ve özgürlük kavramlarıyla burada tanıştı.

Süleymaniye Medresesi'nden 1897'de birincilikle mezun olan Yunus Nadi, Galatasaray Sultanisinde (Lisesinde) ve İstanbul Hukuk Mektebi'nde eğitimine devam etti.

MALUMAT DERGİSİ’NDE GAZETECİLİĞE BAŞLADI

Yunus Nadi, öğrenciliği sırasında Malumat Dergisi'nde gazetecilik yaşamına başladı.

"Hayat-ı mesleğim artık taayyün etmiş gibiydi. Yalnız kendi halinde bir tahsil mizacıma uymuyordu. Hem tahsil etmeli hem münakaşa etmeli idim. Bütün hayatta en iyi münakaşa sahası ise ancak umuma hitap edecek olan matbuat meydanı olabilirdi" sözleriyle gazeteciliğe girişini anlatan Yunus Nadi, çevirmen olarak işe başladığı Malumat'ta çalıştığı üç buçuk yılın 2 yılından fazlasında yazarlık yaptı ve 21 yazı kaleme aldı.

ÜNİVERSİTEDE TUTUKLANDI

Üniversite ikinci sınıftayken 1901 yılında II. Abdülhamid'e karşı dernek kurduğu gerekçesiyle tutuklandı ve Midilli Kalesi'nde üç yıl hapse mahkum edildi. Cezasını Fethiye'de çekme isteği kabul görünce Fethiye'ye gitti ve meşrutiyetin ilanına kadar orada kaldı.

Sürgün döneminde Fethiye'de Nazime Hanım'la evlendi. Evliliğinden, isimleri Nadir, Doğan, Nilüfer ve Leyla olan dört çocuğu dünyaya geldi.

İTTİHAT VE TERAKKİ’YE KATILDI

1908'de İttihat ve Terakki Cemiyeti'ne üye olan Yunus Nadi, Meşrutiyet'in ilanı üzerine İstanbul'a geldi. Mahkumiyet nedeniyle yarım bıraktığı Hukuk Mektebini ise ancak meşrutiyetin ilanından sonra İstanbul'a döndüğünde tamamlayabildi. Bu dönemde İkdam ve Tasvir-i Efkar isimli gazetelerde çalıştı.

ATATÜRK’LE TANIŞMA

1910'da Selanik'e giden Yunus Nadi, İttihat ve Terakki Cemiyeti'yle yakın ilişkisi nedeniyle bu cemiyetin Selanik'te çıkan yayın organı Rumeli gazetesine başyazar oldu.

Yunus Nadi, Kurtuluş Savaşı'nda birlikte olacağı, Anadolu Ajansının kuruluşunda yer alacağı Mustafa Kemal ile Selanik'te tanıştı ve bu ilk arkadaşlık günlerini anılarında şöyle anlattı:

"Selanik'te bir Olympos Gazinosu vardır. Orada hemen hemen her akşam Gazi'nin etrafında daima genişleyen bir halka teşkil eder ve onu dinlerdik. Vatan işleri bugünkü Gazi olan o zamanki Kolağası Mustafa Kemal'in lisanında canlanır, o kadar ki irtifada olmayıp dağlarını çark ederdi. O zamanki Mustafa Kemal bugünkü Gazi'den farksız idi. Bugünkü Gazi o zamanki Mustafa Kemal'den başka bir şey değildir."

Mustafa Kemal ile Yunus Nadi arasındaki iletişim, ilerleyen yıllarda da sürdü. Yunus Nadi, Sofya'da ataşemiliter olarak görev yapan Mustafa Kemal ile mektuplaştı ve Mustafa Kemal'in düşüncelerini başyazar olduğu Tasvir-i Efkar gazetesinde "Çelik Kalemle Yazılmış Çelik Fikirler" başlığıyla yayımladı.

ATATÜRK’ÜN FOTOĞRAFINI YAYINLADI

Balkan Savaşı başlayınca yeniden İstanbul'a dönen Yunus Nadi, Nisan-Ağustos 1912 tarihlerinde Osmanlı Meclis-i Mebusanına Aydın Mebusu olarak girdi. Bir yandan da Tasvir-i Efkar'da başyazılar yazmaya ve yazı işlerini yönetmeye devam etti.

Savaş sırasında işgale uğrayan Edirne'nin kurtarılması için kamuoyunu harekete geçirme görevi İttihat ve Terakki tarafından kendisine verildi ve bu amaçla başarılı bir kampanya yürüttü.

Çanakkale Savaşı'nda, Yunus Nadi'nin Selanik'ten tanıdığı Mustafa Kemal'in ismi halk arasında dilden dile yayılmaya başladı. Fakat matbuatta kahramanlığı üzerine herhangi bir yazı yayınlanmış ne de tek bir fotoğrafı yer almıştı. Tasvir-i Efkar basında, Mustafa Kemal'in Sofya'da ateşe militerken çektirdiği bir fotoğrafını yayınlayan ilk Türk gazetesi oldu.

YENİ GÜN’Ü KURDU

Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra Tasvir-i Efkar gazetesinden ayrılan ve meşrutiyetin ilk anlarında Osmanlıcılığa yakın olan Yunus Nadi'nin, temel düşünsel yönelimleri Selanik'ten döndükten sonra İslamcılık ve Türkçülüğe yakınlaştı.

21 Kasım 1918'de Meclis'i Mebusan'ın feshedilmesi ile Yunus Nadi'nin milletvekilliği görevi sona erdi. Yunus Nadi, yaşamı boyunca basın, siyaset ve düşünce dünyasından kopmadan meslek hayatını sürdürdü.

Yunus Nadi, Türk basın tarihinde gerek İstanbul'da, gerekse Anadolu'da özellikli bir misyon üstlenecek, 2 Eylül 1918'de yayın hayatına başlayacak Yeni Gün isimli gazeteyi kurdu.

Aynı yıl son Osmanlı Meclis-i Mebusanında İzmir Mebusu seçildi ve Anadolu'daki Milli Mücadele hareketini desteklediğini Yeni Gün'de yazdı.

ANADOLU’YA GEÇİŞ VE ANADOLU AJANSI

16 Mart 1920'de İstanbul'un işgalinden bir gün sonra gazetesi İngilizler tarafından kapatıldı, Yunus Nadi Anadolu'ya geçmek zorunda kaldı.

Milli Mücadele döneminde Ankara'da propaganda gereksinimini karşılayacak, ulusal davayı hem yurt içinde hem de yurt dışında tanıtacak ve haber akışını hızlandıracak bir örgütün yoksunluğu hissedildi.

Anadolu Ajansı, tam da bu ihtiyaçlara yanıt verecekti. Ajans, fikir ve isim olarak 1 Nisan 1920'de İstanbul'dan Ankara'ya geçmekte iken Geyve'nin Akhisar nahiyesi istasyonunda Yunus Nadi ile Halide Edip arasındaki sohbette doğdu.

Ankara'da bir ajans örgütü oluşturulması gereksinimiyle sohbet eden yazarlardan Halide Edip'in "Türk Ajansı", "Ankara Ajansı", "Anadolu Ajansı" gibi isim önerileri arasından "Anadolu Ajansı" ismi Yunus Nadi'ye cazip gelmiş, böylece birkaç gün sonra kurulacak ajansın cisminden önce fikri ve ismi doğmuştu.

6 Nisan 1920'de kurulan AA'nın ilk çalışmaları, Yunus Nadi ve Halide Edip tarafından başlatıldı.

AA'nın fikir babası ve ilk çalışmalarını yapan Yunus Nadi, 10 Ağustos 1920'den itibaren gazetesini "Anadolu'da Yeni Gün" adıyla çıkardı ve Anadolu'daki milli mücadeleyi desteklemeye devam etti. Gazete, 11 Mayıs 1924'e kadar Ankara'da yayımlandı.

1920’DE İZMİR MEBUSU

Yunus Nadi, Ankara'ya geldiği 1920'de Büyük Millet Meclisi'ne İzmir mebusu olarak girdi.

Birinci İnönü Muharebesi'nden sonra 1921 yılı başında İtilaf Devletleri'nin çağrısı ile gerçekleşen Londra Konferansı'nda Milli Hükümeti temsil eden delegeler arasında yer aldı.

Aynı yılın temmuz ayında Kütahya-Eskişehir muharebelerinin Ankara hükümeti kuvvetlerince kaybedilmesinden sonra Mustafa Kemal'in başkomutanlığa getirilmesi için mücadele etti, bu konuda milletvekillerini ikna etmek için konuşmalar yaptı, Yeni Gün'de yazılar yayımladı.

29 EKİM 1923’TE ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİNİ KÜRSÜDEN OKUDU

29 Ekim 1923 günü Cumhuriyet'in kurulduğunu bildiren anayasa değişikliğini Anayasa Komisyonu başkanı sıfatıyla Meclis kürsüsünden okuyan kişi Yunus Nadi'ydi.

Yunus Nadi, Cumhuriyet'in ilanından sonra İstanbul'a giderek hilafet yanlısı İstanbul basınına karşı Cumhuriyet'i ve devrimleri savunacak bir yayın organı olarak Cumhuriyet gazetesini yayımlamaya başladı.

Gazete, Mustafa Kemal'in teklifi üzerine Hakimiyet-i Milliye ve Yeni Gün gazetelerinin birleştirilmesi ile doğmuştu.

7 Mayıs 1924 günü yayımlanan ilk sayıda Mustafa Kemal'le Milli Mücadele ve Kurtuluş Savaşı hakkında yapılmış bir röportaja yer verildi.

Muğla mebusu olarak 1924'te Mecliste yer alan Yunus Nadi, bir yandan gazeteciliği sürdürürken altıncı dönemin sonuna kadar TBMM'de Muğla mebusu olarak siyaset yapmaya devam etti.

Yunus Nadi, uzun süre devam eden hastalığının tedavisi için gittiği Cenevre'de 28 Haziran 1945'te hayatını kaybetti. Cenazesi, İstanbul'da Edirnekapı Şehitliği'nde toprağa verildi.

Sonraki Haber