Kuşak ve Yol Girişimi borç tuzağı efsanesi ve Sri Lanka

Sri Lanka’nın dış borcunun %60’a yakını Batılı sermaye piyasalarına. Çin’den alınan kredilerin payı 2008’de %2’den 2017’de %9’a yükselse de toplam pay içindeki değeri düşük kalıyor. Veriler, Çin’in Sri Lanka’da 'borç tuzağı' yarattığı iddialarını çürütüyor. Yakından inceleyelim

Protestocular zorla kamu binalarına girdi

Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping’in (Şi Cinping) 2013’te Kazakistan ziyaretinde dünyaya sunduğu Kuşak ve Yol Girişimi (KYG), Hint “kanaat önderi” Brahma Challaney tarafından 2017 yılında “Borç Tuzağı Diplomasisi” kara propagandasının ilk kez hedefine uğradı.(1) O tarihten bu yana Batılı ülkeler bu terime sıkıca sarıldı ve yeniden şekillenen uluslararası düzen içinde öncü olan KYG’yi hedef almaya başladılar. Bu yalan kampanyasına göre Çin, KYG aracılığıyla ülkelere geri ödemesi imkansız şekilde borçlandırarak kendine bağımlı kılıyor ve bu ülkeler üzerinde siyasi etkisini artırıyor. Eleştirinin esas hedeflediği ülkeler olarak ise Sri Lanka ve Malezya seçilmişti.

Sri Lanka’da son dönemdeki gelişmeler ise başta Amerika Birleşik Devletleri (ABD) olmak üzere Batılı ülkelerin tekrardan “Çin borçlandırdı, halk ayaklandı” söylemini yayma “fırsatı” oluşturdu. Bu yazıda Sri Lanka ekonomisinin dış borç sorunu ve KYG’ye yönelik “borç tuzağı” yalanını ele alacağız.

SRİ LANKA’NIN DIŞ BORÇ SORUNU

Sri Lanka, Hint Okyanusu üzerinde yer alan, KYG’nin “21. Yüzyıl Deniz İpek Yolu” üzerindeki ülkelerden biri olan, küçük ama stratejik bir ülkedir. 2009’daki iç savaşın sona ermesinden bu yana, Sri Lanka ekonomisi hızla büyüdü, ancak dış borç stoğu ve ekonomik riskleri de arttı. Sri Lanka’nın dış borç sorununun merkezinde, kalkınma sorunu ve ülkenin iç savaş sonrası ekonomik toparlanmasının ve büyümeyi yakalamasının nasıl sağlanacağının bir türevi yatıyor.

İLK BORÇ DÜNYA BANKASI’NDAN

Sri Lanka, iç finansman ihtiyacını karşılamak için 1954 yılında Dünya Bankası’nda 130 milyon Sri Lanka Rupisi olarak ilk dış borcunu aldı.(2) Sri Lanka daha sonra birçok Batılı finansal kurum ve hükümetten borç almaya başladı. 1983’te Sri Lanka’nın toplam dış borcu 46 milyar rupiye ulaştı. O zamandan beri ülke ciddi bir dış borç krizine girdi ve dış borcunu ödemek için daha da fazla yeni dış borç alma yoluna girdi. Fakat söylendiğinin aksine borçlanma esas olarak Batılı ülke ve finans kuruluşlarına oldu, Çin’e değil!

2005 yılında Mahinda Rajapaksa iktidara geldiğinde, Sri Lanka’nın Borç/GSYİH oranı % 91 idi. Rajapaksa ile 40 yıllık iç savaş 2009’da nihayet sona erdi, ülke ekonomisi sürdürülebilir bir büyüme sağladı, ülkenin para birimi olan rupinin değeri istikrar kazandı, yerli ve yabancı yatırımlar arttı, faiz oranları düştü, mali açıklar kontrol altına alındı ​​ve enflasyon kontrol altına alındı. Sri Lanka’nın Borç/GSYİH oranı Ocak 2015’te %71’e kadar düştü (10 yılda 20 puanlık bir düşüş).(3)

Ancak 2015’te iktidara gelen Maithripala Sirisena hükümeti ile, ülkenin borcu bir kez daha kabul edilemez seviyelere ulaştı. Sri Lanka Merkez Bankasının eski başkanı, Sri Lanka’nın borç-GSYİH oranının 2017’de yüzde 81’e yükseldiğini açıkladı.

Ekonomik göstergelere bakıldığında, Sri Lanka’nın dış borç yükü 2011 yılından itibaren artmaya devam etse de, borç geri ödeme riskinin yönetilebilir olması bekleniyordu. Sri Lanka’nın dış borç sorunu temel olarak yerli üretim, dış ticaret, mali harcamalar ve borç yönetimindeki dengesizliklerden kaynaklanmaktadır. Tam da burada Çin’in yardım eli uzandı ve “ortak kalkınma” prensibi ile KYG içerisinde Çin-Sri Lanka hükümetleri karşılıklı bir dolu ticari anlaşma imzaladı.

Bir ülkenin dış borç yükünü ölçmek için üç ana göstergeden olan borç oranı, o yıldaki dış borcun GSYİH’ye oranını ifade eder. Uluslararası kabul görmüş borç oranı güvenlik çizgisi %25’tir. Şekil 1-1’de gösterildiği gibi, Sri Lanka’nın borç oranı %50 veya daha fazladır ve bu, tanınan %25’lik garanti oranının iki katıdır. Garanti oranının aşılmasındaki en büyük sebebin de Batılı kuruluşlara yapılan borç olduğunu tekrar vurgulamak gerekir.

KYG'NİN YARDIM ELİ

Sri Lanka Merkez Bankası’na göre, 2009’dan 2017’ye kadar, Sri Lanka’nın toplam dış borcu 10 yıldan az bir sürede iki katından fazla artarak 20,913 milyar dolardan 51,824 milyar dolara çıktı.

KYG sayesinde Çin yatırımları, ülkede uzun süredir devam eden üretken olmayan Batılı ülke ve kuruluşlardan alınan finansmanın yarattığı borç krizini hafifletmeye başladı. 2015 yılı sonunda, Çin kredilerinin büyük kısmı (%50,5) ekonomik hizmetler için kullanılmıştır (%5,11 tarımsal kalkınma, %27,49 sanayi ve inşaat projeleri, %13,9 hizmet sektörü ve %4,24 diğer ekonomik faaliyetler). Bunu %10,31 ile sosyal hizmetler, %2,02 ile mal, gıda ve diğer faaliyetler izlemektedir.

2006’dan 2019’a kadar Çin’in Sri Lanka’daki altyapı yatırımı 12,1 milyar ABD dolarına ulaştı. KYG çerçevesinde Çin, limanlar, otoyollar ve sulama sistemleri gibi büyük altyapı projelerine finansman sağlamaya başladı. Yatırımların Batı ülkelerinden en büyük farkının büyük altyapı projeleri ve istihdam artışına olan olumlu etkisine özellikle dikkat etmekte yarar var.

DIŞ BORCUN ÇOĞU BATI PİYASALARINA!

Sri Lanka’nın dış borcu temel olarak üç kategoriye ayrılıyor: Devlet dış borcu (Sri Lanka’nın ana kredi veren ülkeler Çin ve Japonya’dır); Asya Kalkınma Bankası (ADB), Uluslararası Para Fonu (IMF) dahil olmak üzere uluslararası ve bölgesel çok taraflı finansal kuruluşlar; son ve çoğunlukta olan ise, uluslararası finans piyasası (çoğunlukla Batılı ülke veya kuruluşlara).

Sri Lanka’nın uluslararası borç sorunu Çin’de değil, Batı’nın egemen piyasalarda yatıyor. Ülkenin dış borcunun dörtte üçü finans kuruluşlarınadır (Bkz: Şekil 1-2).

Şekil 1-2 Sri Lanka dış borç özeti

Kaynak: Deutsche Welle

* Veriler milyon dolar üzerindendir.

Sri Lanka’nın dış borç sorunu 1960’larda başladı ve katlanarak devam etti. Ülke, eski borçlarını ödemek için yeni dış borçlar almaya devam ederek bir “kısır döngü” yarattı. Uzun süren iç savaş, siyasi huzursuzluk, toplumsal çatışmalar ve Doğu ile Güneydoğu Asya arasındaki ekonomik bağlardan yararlanılamaması nedeniyle ülkenin endüstriyelleşmesinin başarısız olması ile kalkınma fırsatları kaçırıldı. Sri Lanka’nın mevcut sanayi yapısının çok zayıf olması ülkeyi dışa bağımlı hale getirmektedir. Sri Lanka, sınırlı üretim yapısı nedeniyle ağırlıklı olarak birincil ürünleri ihraç etmektedir. Sri Lanka’nın dış borcunun yaklaşık %85’i, geri ödeme süresi 15 yıldan fazla olan uzun vadeli borç olduğundan, borç yükü esas olarak yılların birikiminden kaynaklanmaktadır.

Pandemi ile birlikte Sri Lanka’da bulunan çoğunluğu Batı kökenli yabancı sermaye stoğu, ülkeden çıkmaya başladı ve Sri Lanka parası, ABD doları karşısında rekor düşüş yaşamaya başladı.

BORÇ TUZAĞI YALANI

Toplam dış borç açısından Sri Lanka’nın dış borcunun %60’a yakını Batılı sermaye piyasalarınadır. Çin’den alınan kredilerin payı 2008’de %2’den 2017’de %9’a yükselse de toplam pay içindeki değeri düşük kalıyor. Veriler, Çin’in Sri Lanka’da “borç tuzağı” yarattığı iddialarını çürütüyor. Çünkü ülkenin dış borcunun en büyük alacaklıları Batılı finans kuruluşları, ABD, Avrupa ülkeleri ve Japonya’dır. 2017 yılında, Sri Lanka’nın dış borç bakiyesi 51,824 milyar ABD doları olup, bunun içinde Çin’den gelen krediler yaklaşık 5,5 milyar ABD dolarını oluşturarak ülkenin toplam dış borcunun %10,6’sını oluşturmaktadır. Ayrıca, Çin’den alınan kredilerin %61.5’i imtiyazlı kredidir, ödeme süresi uzundur ve Sri Lanka’nın dış borcunun ana yükünü oluşturmamaktadır.(4)

Ayrıca, Kolombo merkezli bir anket şirketinin 2019 raporuna göre(5), Sri Lankalıların büyük çoğunluğu (%60) Çin’in Sri Lanka’nın ulusal çıkarlarını desteklediğine inanıyor. Sri Lanka devlet yöneticilerinin ve Sri Lanka halkının KYG ve Çin yatırımları konusunda olumsuz bir görüşe sahip olmadığı ve “borç tuzağı diplomasisi” söylemini reddettiği açık bir şekilde görülüyor.

Ekonomik kriz nedeniyle hayat şartlarının ağırlaştığı Sri Lanka'nın başkenti Kolombo'da geniş çaplı hükümet karşıtı protesto düzenleyen göstericiler, devlet başkanlığı yerleşkesine girdi.

KYG YARATIYOR ABD YIKMAYA ÇALIŞIYOR

2009 yılında Sri Lanka’nın iç savaşının sona erene kadar ABD, Avrupa ülkeleri, Japonya ve Hindistan gibi ülkeler ile Uluslararası Para Fonu ve Dünya Bankası gibi uluslararası kuruluşlar, Sri Lanka’ya yönelik ekonomik yaptırım uyguladı. 1980’lerin sonunda başlayıp 2010’lara kadar süren bu iç savaşta ülke, bölünme tehlikesi geçirdi ve 40 binden fazla sivilin öldüğü tahmin ediliyor. Bu süreçte insanlık dışı biçimde ülkeye uygulanan Batı ambargosu, ülkede yaşanan ekonomik krizin dışsal anlamda en temel sebebini açıklamaktadır.

Sonuç olarak, ABD ve CIA’nin ülkeleri borçlandırma, işgal etme, iktidarları yıkma ve suikastlerle anılan kanlı tarihine baktığımızda Sri Lanka’daki sorunun Çin’le ilişkisi bulunmamakta, fakat ABD emperyalizminden kaynaklanmaktadır.

DİPNOTLAR:

(1) Chellaney, Brahma. China’s Debt-Trap Diplomacy. https://www.project-syndicate.org/commentary/china-one-belt-one-road-loans-debt-by-brahma-chellaney-2017-01

(2) Presbıtero A F. Total public debt and growth in developing countries. The European Journal of Development Research, 2012, 24(4): 606–626

(3) Tang Pengqi. The Current Situation, İmpact And Countermeasures Of The Debt Crisis Since Sri Lanka Kasrissena Took Office. South Asia Research Quarterly, 2018, April.

(4) http://world.people.com.cn/n1/2018/0705/c1002-30129686.html

(5) Values and Attitudes Survey on 70 Year of Independence in Sri Lanka: 1948–2018. Colombo, Sri Lanka: Centre for Policy Alternatives (CPA). 2019.

Sonraki Haber