Kuzey isyanda: Mutlak zaferden mutlak teslimiyete

Lübnan'da ateşkes için sona yaklaşıldığı öne sürülüyor. Ancak belirsizliğini koruyan hayati noktalar var. Aşırılıkçılar ile kuzey yerleşimleri anlaşmayı 'yenilgi' olarak görüyor. İsrail, Hizbullah'a karşı hiçbir hedefine ulaşamadan geri çekilme 'utancını' yaşamak üzere

Tel Aviv'in Hizbullah ile ateşkes anlaşmasına “çok yakın” olduğuna dair haberler artıyor. ABD ile Fransa'nın ateşkesi ilan etmeye hazırlandığı öne sürülüyor. Henüz olası anlaşmanın tüm ayrıntıları bilinmemekle beraber iddialara göre ateşkes ilkesel olarak 60 günü kapsıyor: Bu süreçte işgal güçlerinin Lübnan'ın güneyinden çekilmesi, Hizbullah'ın Litani Nehri'nin kuzeyine konuşlanması ve Lübnan ordusunun bölgeye girmesi gerekiyor. Tüm bu faaliyetleri gözlemlemek için bir denetleme komitesinin oluşturulması planlanıyor. Beş veya üç ülkenin yer alacağı belirtilen kurula Amerika öncülük edecek. Henüz doğrulanmamış haberlere bakılırsa ABD güçleri 60 günlük süreçte “sadece denetleme” için bölgede yer alacak. Komitedeki diğer koltuklara hangi devletlerin oturacağı belirsiz ancak Fransa adı ön plana çıkıyor.

Sızdırılan bilgiler arasında Lübnan'ın güneyinde bir tampon bölge oluşturulmasından vazgeçilmesi de var. Bu, Tel Aviv'in talepleri arasındaydı. Hizbullah'tan henüz bir açıklama gelmese de Lübnanlılar da dahil olmak üzere yetkililer, giderilmesi gereken bazı pürüzlerin bulunduğunu ancak gidişatın “hiç olmadığı kadar olumlu” olduğunu ifade ediyor.

HAREKET ÖZGÜRLÜĞÜ MESELESİ

Ancak görünen o ki kilit bir mesele hala ortada duruyor: İsrail'e Lübnan'da hareket serbestisi. İsrail basınına konuşan yetkililere göre Tel Aviv, ateşkesin ardından Lübnan'a operasyon düzenleyebilme özgürlüğünü ABD ile imzalanan bir mektupla garanti altına aldı. Yetkililer, İsrail'e saldırıldığında ya da Hizbullah'ın askeri gücünü artırdığı veya Suriye'den Lübnan'a silah soktuğu tespit edildiğinde ordunun faaliyete geçeceğini iddia ediyor. Lübnan Meclisi Başkan Yardımcısı Bou Saab, işgal güçlerinin "hareket serbestisine ilişkin hiçbir taraftan herhangi bir garanti talebi gelmedi.” dedi. Anlaşmanın Birleşmiş Milletler'in 1701 sayılı kararına hiçbir ek getirmediğini vurguladı.

YENİLGİ ÇIĞLIKLARI

Olası mutabakatın tüm ayrıntıları bilinmese de bir Hizbullah zaferi olarak değerlendirilebilmesi için önemli ipuçları var. Bunların başında da İsrail'in kuzey kentlerinin belediye başkanları ile hükümetteki aşırılıkçıların ateşkesi bir “teslimiyet” ve hatta “yenilgi” olarak görmesi geliyor. Kiryat Şimona Belediye Başkanı Avichai Stern şu ifadeleri kullandı: "Böyle anlaşma olmaz. Mutlak zaferden mutlak teslimiyete nasıl geçtiğimizi anlamıyorum. Sakinlerimiz nereye dönecek? Güvenliği veya ufku olmayan harap bir kente mi? Burada birileri yenildi.”

İsrail Eylül ayından beri sürdürdüğü hava ve kara operasyonlarında hedeflerinden birine bile ulaşmadı. Ülkenin kuzeyi hala yaşanmaz halde. Lübnan'ın güneyinde tek bir kasaba dahi ele geçirilemedi. İsrailli emekli Tümgeneral Noam Tivon, "Lübnan ile anlaşma, fazla seçeneğimiz olmadığı için yapılıyor." itirafında bulundu. Tivon, "Lübnan bataklığına gömülmeden ve hiçbir ilerleme kaydedilmeden daha fazla asker kaybetmemek için anlaşmanın şimdi sonuçlandırılması gerekiyor." dedi. 24 Kasım Tel Aviv.

'KUZEYE GERİ DÖNMEYİN'

Metula Belediye Başkanı David Azoulay ise şunları söyledi: "Bu utanç verici anlaşmayı yapmayın. Bu, Hizbullah'a teslim olma anlaşmasıdır. Tehdit ortadan kalkmadı. Kuzeyde 7 Ekim gerçeğine dönmeyi kabul etmeyeceğiz. Metula'daki evlerin yüzde 70'i hasarlı. Sakinler geri dönmeyi kabul etmemeli.” Margalyot Belediye Başkanı Eitan Davidi de şunları ekledi: "Yaşamımızı garanti altına almak için Lübnan'a güvenilmesi düşünülemez. Kuzey sakinleri evlerini bir yıldan fazla bir süre boyunca Hizbullah'la tekrar komşu olmak için terk etmedi.”

Tüm bu belediyeler Hizbullah'ın ateşinden en çok etkilenen yerleşimler arasında. 7 Ekim 2023'ten beri kuzey bölgelerinden 100 bini aşkın yerleşimci tahliye edildi. Yediot Aharanot gazetesi salı günü, kuzey yerleşimlerinde “9 bin bina ve 7 binden fazla aracın ağır hasar gördüğünü” yazdı. Kayda geçilmemiş hasarın hesabı değiştireceğini vurgulayan gazete, sınır bölgelerinde “neredeyse sağlam bina yok ve evlerin çoğunun restorasyona ya da yıkıma ihtiyacı var." diye ekledi.

KİM GALİP GELDİ?

Aşırılıkçı Güvenlik Bakanı Ben Gvir, Binyamin Netanyahu'yu, ateşkes önerisini reddetmeye çağırdı. Hizbullah'ı “yok etmek için tarihi bir fırsatın kaçırıldığını” söyledi. Bir diğer fanatik Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, "İmzalanan hiçbir anlaşmanın, imzalandığı kağıt kadar değeri olmayacağını" ileri sürdü. Gazetemizin baskıya hazırlandığı saatlerde İsrail kabinesinin toplanarak anlaşma için karar vermesi bekleniyordu. Tüm aşırılıkçılar aleyhte oy kullanacağını açıkladı.

Lübnanlı askeri uzman emekli Tuğgeneral Ali Abi Raad şu sözlerle tartışmalara nokta koydu: “İlkesel olarak amacına ulaşamayan her işgalci yenilmiş, kaybetmeyen her direniş ise galip gelmiş sayılır.”

ABD tehdit etti iddiası

İsrail basını Netanyahu'nun anlaşmayı “mükemmel olmaktan uzak bulduğunu” ancak “kötünün iyisi” olarak gördüğünü aktardı. Kaynakların iddiasına göre ABD, İsrail'i Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde Tel Aviv aleyhinde çıkabilecek kararları veto etmemekle tehdit etti. Netanyahu'nun ateşkese yönelik sert tepkilerden büyük rahatsızlık duyduğu, özellikle kendi partisi Likud çevrelerinde dahi eleştirilmesi sebebiyle hayal kırıklığı yaşadığı belirtiliyor.

Sonraki Haber