Lastik-İş İstanbul Şubesi Genel Kurulu tamamlandı

Lastik-İş İstanbul Şubesi’nin 11. Genel Kurulu’na örgütlenme çağrıları damga vurdu. Yeniden Şube Başkanı seçilen Yasin Onar, yöneticilerden üyelere kadar herkesi örgütlenmek için adım atmaya davet etti

Türkiye Petrol, Kimya ve Lastik Sanayi İşçileri Sendikası (Lastik-İş) İstanbul Şubesi 11. Olağan Şube Genel Kurulu yeni yönetim kurulunu belirlemek için toplandı. Genel Kurula Lastik-İş Sendikası Genel Başkanı Alaaddin Sarı ve beraberindeki Genel Merkez Yöneticileri de katıldı. Vatan Partisi İstanbul İl Başkanlığı İşçi-Sendika Bürosu’ndan Süleyman Doğan ve Kadim Ülker ve Vatan Partisi Bahçeşehir İlçe Başkanı Şevki de konuklar arasındaydı.

Seçim sonucunda, yaklaşık iki yıldır şube başkanlığını vekaleten yürüten Yasın Onar ve yönetim kurulu çıktı. Yeni seçilen şube yönetim kurulu şöyle oldu:

Mehmet Gençay - Şube İdari Sekreteri

Hüseyin Kamil Turan - Şube Mali Sekreteri

Mehmet Baz - Şube Yönetim Kurulu Üyesi

M. Tolga Toker - Şube Yönetim Kurulu Üyesi

ÖRGÜTLENMEYE DAVET

Tüm dünyanın içinden geçtiği salgın sürecine dikkat çekerek konuşmasına başlayan Onar, özellikle emekçilerin salgından çok daha fazla etkilendiğini vurguladı. “Süper güç denilen ülkelerin gelecek için hiç yatırım yapmadıklarını gördük.” diyen Onar, bu yatırımların olmaması sebebiyle de krizin ortaya çıktığını tespit ettiklerini söyledi.

Onar, kısa çalışma ödeneğinin neden olduğu sıkıntılara ve yaşanan büyük ekonomik kayıplara dikkat çekerek “Bu süreçte işçi ve emekçi kardeşlerimiz için ayrılan paraların çok cüzi iken işverene, patrona çok daha büyük pay ayrıldığını gördük. Geriye bizim için fakirlik, yoksulluk ve satın alma gücünde erime kaldı.” dedi. Sendikal mücadelenin temelinde de bu eşitsizliğin yattığını dile getiren Onar, işçilerin örgütlenmesinin önemini hatırlattı.

“Örgütlenme sendikal mücadelenin olmazsa olmazı.” diyen Onar, Genel Merkez Yöneticilerinden üyelere kadar herkesi örgütlenmek için adım atmaya davet etti.

Türkiye’de ilk defa 7 yıl üst üste kişi başına düşen milli gelirde azalma olduğu verisini paylaşan Onar, “Yüzde 20’lik kesim gelirini artırdı, yüzde 80’in geliri ise gitgide azaldı. Bize alışveriş yaparken aç karna gitmememiz tavsiye edilirken, patronlara çok büyük paylar dağıtıldığını gördük.” dedi.

Yasin Onar

‘EN AZ 4 BİN LİRA’

Yaklaşan asgari ücret görüşmeleri ile ilgili görüşlerini sorduğumuz Onar, eriyen alım gücü karşısında emekçilerin ezilmemesi gereken bir ücret olması gerektiğini söyledi. Onar, şöyle konuştu:

“Gerçeği yansıtmayan enflasyon rakamları var. TÜİK’in açıkladığı rakamlar kimse tarafından gerçekçi bulunmuyor. Biz, sendikalar ve konfederasyonlar olarak böyle dönemlerde gerçek kayıplarımızın ortaya çıkması için çalışmalar yapıyoruz. Ücretimizin ürün bazındaki değerini ve kayıplarımızı ölçen araştırmalar bunlar. Şu anda yıllık enflasyonun yüzde 19 civarında olduğu dönemde bizim yıllık alım gücümüzde yaşanan kaybın yüzde 30’larda olduğunu görüyoruz bu araştırmalarda. Biz salgın döneminde alım gücünü iyice yitiren emekçi kardeşlerimizin hakkını alması gerektiğini düşünüyoruz. Asgari ücretin 4 bin lira gibi bir rakam olması ve onun altında hiçbir şekilde bir ücretin kabul edilmemesi gerekir. Arkadaşlarımızın kaybını telafi etmenin başka hiçbir yolu yok.”

‘YASALAR ENGEL’

Hukuk Dairesi Başkanı Ali Öztürk’e sendikal örgütlenmenin önündeki engelleri sorduk. Öztürk, örgütlenme önündeki en büyük engelin yasaların garabetinden kaynaklandığını ifade etti. Öztürk şöyle konuştu:

“En başta yasalar sorun. İnsanlar örgütleniyor, yetki tespiti geliyor. Bir bakıyorsun işveren itiraz ediyor. Maalesef bu şu demektir, ‘Ey Bakanlık sen yalan konuşuyorsun.’ Bu olmamalı. İşveren Bakanlığa ve üyenin üyeliğine itiraz edebiliyor. Böyle bir hakkı olmamalı. Madem insan onuru kavramı var, bu olmamalı. Dava açıyor, davalar 6-9 sene sürüyor. İşveren, üyemi işten çıkarıyor, bir sürü şey yapıyor. Benim orada zaten üyem kalmıyor ve dolayısıyla sendikayı bitiriyor. Bu karmaşık yapı maalesef ülkemizde var.

“Konfederasyonumuz DİSK bunu her zaman dile getiriyor. Türkiye’deki üç konfederasyon kafa kafaya gelmeli ve bu hükmü yok saymalı. Bu engeli kaldırdığınız zaman zaten örgütlenmenin önü açılacaktır çünkü üyen, o işyerinde kaybolmayacak artık.”

‘GENÇ KUŞAK ÖNEMLİ’

Sendikanın 2 yıl önce Genel Kurulunda aldığı “sendikal bilinç ve sınıf bilincini artırmak için sürekli eğitim” kararını hatırlatan Onar, bu konuyla ilgili yöneticilerini, işyeri temsilcilerinin eğitimine önem verdiklerini söyledi. Onar, bu eğitimlerle sağlanan bilgi ve birikimi edinen yönetici ve işçilerle örgütlenmeye gittiklerini belirtti. Gençlerin sendikaya bakış açısının öndeki kuşaklara göre çok farklı olduğunu dile getiren Onar, yeni nesli kazanmak için çalışmaları gerektiğini ifade etti. Onar sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bugün sendikal mücadelenin içinden geçmeden sadece sendikalı olan ve toplu sözleşmesi bulunan iş yerlerine giren gençler, hiçbir faaliyet göstermeden bu hakları elde edebiliyor. Bunun nedenini onlardan önceki kuşağın mücadelesi ve kazanmış olduğu haklar. Onlardan önce birileri bu mücadeleyi vermiş. Biz çocuklarımıza bu mücadele ruhunu vermezsek önümüzdeki dönemde bunu yapacak, kendilerinden sonra gelen kuşaklara bunu anlatacak kimse olmayacak. Bu yüzden sendikamız, genç arkadaşlarımıza çok önem veriyor. Onların eğitimi ile ilgili çalışmalara çok önem veriyoruz.

“Yeni örgütlendiğimiz yerlerde öncelikle kadın arkadaşlarımızı mücadeleye katmak istiyoruz. Sonra da gençleri. Şunu da görüyoruz, kadın emekçi kardeşlerimiz erkek emekçi kardeşlerimizden çok daha cesur örgütlenme faaliyeti yapabiliyor.”

Sonraki Haber