Latin Amerika’da yükselen devrimci dalga
Soğuk Savaş sonrası kendini dünyanın jandarması ilan eden ABD, artık 'arka bahçe' olarak gördüğü Latin Amerika’dan bile kovuluyor. Latin Amerika milletleri, 200 yıllık mücadelenin ardından emperyalizmin zincirlerini tamamen kırmaya doğru kararlı adımlarla ilerliyor.
Amerikan Kongresi tarafından 1823 yılında kabul edilen Monroe Doktrini’nden beri ABD, Latin Amerika’yı “arka bahçesi” olarak görmektedir.
Onlarca yıldır ABD’nin baskı ve sömürgesi altında yoksulluğun esiri olan kıtada ne zaman ABD karşıtı, bağımsızlıkçı hareketler ortaya çıksa ABD’nin müdahaleleriyle çoğu zaman bu girişimler bastırılmıştır. Küba, Venezuela gibi bölgedeki ABD hegemonyasına karşı başarı kazanıp ayakta kalabilmiş bağımsız, devrimci ülkeler de uzun yıllardır ABD ambargoları sebebiyle yoksullukla mücadele ediyor ve ABD, bu ülkelerde darbe girişimleri tezgahlayarak tekrar kendi etkisi altına almak için yoğun çaba harcıyor.
Ancak Doğu Akdeniz’de, Suriye’de, Libya’da, Irak’ta, Filistin’de, Karadeniz’de, Pasifik’te ve Arktik’te başarısız olan, başta bölgemiz olmak üzere dünyanın her yerinde üst üste yenilgiler yaşayan ABD, artık “arka bahçesi”nden de kovulmaya çok yakın.
Tıpkı bizim gibi 200 yıldır emperyalizmle kıran kırana mücadele eden Latin Amerika ulusları ABD’nin tahakkümünü kırmak için ayaklanıyor.
Kıtanın her köşesinde ABD emperyalizmine karşı büyük mücadeleler veriliyor. Latin Amerika’da yeni bir devrimci dalga doğuyor!
KOLOMBİYA’DA AMERİKANCI YÖNETİM SARSILIYOR
Bugünlerde Güney Amerika’da en büyük kitlesel halk hareketi Kolombiya’da yaşanıyor. ABD yanlısı devlet başkanı Ivan Duque yönetimindeki Kolombiya’da 1964 yılından bu yana iç kargaşalar, terör eylemleri ve çatışmalar yaşanıyor. Uzun süren istikrarsızlıkla birlikte ABD yanlısı hükümetlerin kötü yönetimleri yüzünden Kolombiya ekonomisi de kötü durumda, halk yoksulluğun pençesinde. Bununla birlikte sosyal adaletsizlik ve eşitsizlik de hat safhada. Bu kötü durumun üzerine bir de Kovid salgını başlayınca ülke ekonomisi çok daha kötü bir duruma geldi.
Amerikancı Duque yönetimi ise Biden’in ABD başkanı olmasıyla birlikte ABD ile ilişkilerini daha da geliştirdi ve ABD’yi arkasına alarak ekonomik sorunları çözmek için vergileri artırma kararı aldı. Duque tarafından meclise sunulan vergi reformu yasa tasarısıyla temel gıda ihtiyaçları başta olmak üzere birçok ürüne yüksek vergiler getiriliyor, ayrıca bu yasa tasarısıyla birlikte hükümet halktan 6,8 milyar dolar vergi toplamayı ön görüyor. Aylık 250 dolar olan asgari ücret ise 200 doların altına düşecek(1).
Yasa tasarısının meclise sunulduğu 28 Nisan tarihinden itibaren çeşitli öğrenci grupları ve sendikaların önderliğinde ulusal grev çağrısı yapıldı ve büyük çaplı protestolar başladı. Ülkenin her yerini saran halk hareketine karşı Duque 1 Mayıs’ta orduya müdahale emri verdi. Ancak ordunun sert müdahaleleri bile protestoları durdurmaya yetmedi, 2 Mayıs’ta hükümet yasa tasarısını geçici olarak geri çekti. Ancak milyonlarca kişinin katıldığı protestolar yine de durmadı. Halk, yasa tasarısının geri çekilmesiyle birlikte Duque hükümetinin istifasını, ABD yanlısı politikalardan vazgeçilmesini, gelir seviyesinin artırılması için köklü çözümler uygulanmasını ve sosyal adaletsizliğin giderilmesini talep ediyor.
Bu eylem dalgasının sonunda 4 Mayıs’ta Maliye Bakanı Carrasquilla istifa etti.(2) Grev komitesi ile Hükümet arasında yapılan görüşmelerde anlaşma sağlanamadı ve 13 Mayıs’ta protestolar tekrar alevlendi. Aynı gün Kolombiya Dışişleri Bakanı Claudia Blum istifa etti. Yaklaşık 1 aydır süren protestolarda toplam 51 kişi hayatını kaybetti.(3) Son olarak grev komitesi talepleri gerçekleşmediği sürece meydanlardan ayrılmayacaklarını açıkladı ve 25-26 Mayıs tarihleri için büyük gösteriler çağrısı yaptı.(4)
BREZİLYA’DA LULA EFSANESİ DÖNÜYOR
Brezilya’da ise aşırı sağcı ve koyu bir Amerikancı olan Jair Bolsonaro, Brezilya’nın işçi kökenli eski Cumhurbaşkanı Lula’ya karşı yaptığı Ergenekon benzeri Atlantik destekli kumpas sayesinde 2018’den beri iktidarda. Son zamanlarda Bolsonaro halkı kutuplaştıran söylemleri, neoliberal ekonomi politikaları ve aşırı ABD yanlısı politikaları sebebiyle oldukça yoğun tepkilerin hedefi halinde.
Özellikle Kovid-19 salgınıyla mücadelede Bolsonaro yönetimi oldukça başarısız oldu. Brezilya şu anda vaka sayılarının dünyada en yüksek olduğu ülkelerden birisi. Toplam ölü sayısı 400 bini aşmış durumda. Neoliberal ekonomi politikaları sebebiyle refah seviyesi oldukça düşen Brezilya’da Bolsonaro’nun 2022 yılında yapılacak seçimleri kazanması mümkün görünmüyor.
Seçimlerde en büyük rakibi olarak görülen aday ise Brezilya halkının gözünde bir efsane olan Lula Da Silva, resmi olarak da adaylığını açıkladı.(5) Bugün yapılan anketlerde bile hala açık ara farkla Brezilya tarihinin en sevilen kişisi olan Lula Da Silva, Brezilya İşçi Partisi’nin lideri olarak 2003’den 2010 yılına kadar Brezilya’da devlet başkanlığı yapmış anti-emperyalist, devrimci bir liderdir.(6)
Lula, 2017 yılında 2018 seçimlerine katılmasının engellenmesi için aynı Ergenekon savcısı Zekeriya Öz gibi ABD derin yapısına bağlı bir savcı eliyle çeşitli asılsız iftiralarla hapse atılmış, siyasi haklarından mahrum edilmiş ve seçimi de mevcut devlet başkanı ABD yanlısı Bolsonaro kazanmıştı. Ancak kendisine yöneltilen suçlamaların ispatlanamaması ve Brezilya halkının büyük tepkisi sebebiyle 2019 yılında Lula Da Silva tahliye edildi. 9 Mart 2021 tarihinde ise siyasi haklarını tekrar kazandı. Brezilya halkının efsanesi, devrimci lider Lula Da Silva, Bolsonaro ve ABD’ye rağmen 2022 seçimlerinin en büyük favorisi olarak görülüyor.
BOLİVYA’DA AMERİKA’YA DARBE
Brezilya halkının gözünde Lula Da Silva nasıl bir efsaneyse Bolivya halkı için de Evo Morales öyle bir liderdir. ABD’nin baskı ve ambargolarına karşı yıllarca mücadele eden devrimci lider Evo Morales, 2006 yılından 2019’a kadar 13 yıl Bolivya’yı yönetmiştir. 20 Ekim 2019’da yapılan seçimlerden yine birinci aday olarak çıkmış ancak ABD bu seçimlere müdahale etmiş ve ABD yanlısı cunta tarafından 10 Kasım 2019 tarihinde darbe yapılmıştır. Darbe ile birlikte ABD kuklası Jeanine Anez devlet başkanlığına getirilmişti.(7)
Ancak Amerikancı darbeye boyun eğmeyen Bolivya halkı sokaklara döküldü ve darbecilere karşı iki yıl boyunca sürecek amansız bir mücadele başladı. ABD’nin piyonu Anez, halk hareketiyle baş edemeyince Bolivya ordusu Morales yanlısı halka müdahale etti ve onlarca Bolivyalı hayatını kaybetti. Ama Bolivya hiçbir zaman pes etmedi ve 19 Ekim 2020 tarihinde yapılan seçimde Morales’in partisi MAS’ın adayı olan Morales’in varisi Luis Arce %55 oy alarak tarihi bir zafer kazandı.(8) Ardından ABD’nin kuklası Anez başta olmak üzere darbeciler yargılanarak hapse atıldı ve ABD, Bolivya’da büyük bir yenilgi yaşadı.(9)
EKVADOR VE ŞİLİ’DE NEOLİBERALİZMİN İFLASI
2019’un Ekim ve Kasım aylarında Ekvador ve Şili de devasa halk hareketleriyle çalkalanıyordu. Ekvador’da Amerikan yanlısı politikalar izleyen Başkan Lenin Moreno’nun neoliberal ekonomi politikalarına ve IMF ile imzaladığı ülkeyi borç batağına sürükleyen anlaşmalara karşı ayaklanmalar başlamış ve aylarca devam etmişti.
Protestolar o kadar şiddetliydi ki hükümet, meclisi bile başka bir şehre taşımak zorunda kalmıştı. Ordunun müdahalesi de başarısız olunca Moreno, IMF ile imzalanan antlaşmalardan çekilmek zorunda kalmıştı. Bu yıl seçimlerde ise yine ABD yanlısı bir aday olan Guilerme Lasso kazandı ancak ABD merkezli psikolojik savaşa, iftiralara ve kara propagandaya rağmen devrimci aday Andres Arauz %47 oy almayı başardı. Moreno’nun neoliberal politikalarını devam ettiren Lasso’ya ise tepkiler giderek büyüyor.
Aynı tarihlerde Şili’de de büyük ayaklanmalar yaşanıyordu. 1973’te Şili'de Amerikancı Pinochet darbesiyle birlikte Şili halkının kahramanı, sosyalist lider Allende devrilmiş ve o tarihlerden bugüne kadar darbeyle kurulan baskıcı oligarşik yapının da etkisiyle Şili’de bir daha devrimci bir hükümet kurulamamıştı. 2019 sonbaharında başlayan hükümet karşıtı protestolar kısa sürede bütün ülkeyi sarmış, yine halka karşı askeri müdahale başarısız olmuş ve darbeci Pinochet'in de yakın koruması olan içişleri bakanı Pinera istifaya zorlanmıştı.(10)
Yaşanan şiddetli çatışmalarda 34 Şilili hayatını kaybetmiş, binlercesi yaralanmıştı. Ancak Şili ulusunun kararlı mücadelesi neticesinde hükümet geri adım atmış ve yeni anayasa referandumu yapılmıştı. Böylece 1973’te Allende’nin devrilmesinden sonra Şili halkı darbecilere karşı somut bir zafer kazandı. 16 Mayıs 2021’de ise Şili’de Anayasayı yeniden yazacak olan Kurucu Meclis'in üyelerinin belirlenmesi için seçimler yapıldı. Amerikan yanlısı ve aynı zamanda bir milyarder olan mevcut Devlet Başkanı Pinera’nın desteklediği merkez sağ koalisyonu 155 üyesi olan Kurucu Meclis’te sadece 39 sandalye kazanabildi. Meclis’te çoğunluğu ise neoliberal politikaların terk edilmesini ve kamucu ekonomi politikalarına dönülmesini vaat eden solcu adaylar oluşturdu. Amerikancı yönetim Şili’de büyük bir yenilgi yaşadı. Aynı gün yapılan belediye seçimlerinde de Başkent Santiago’yu Şili Komunist Partisi’nin adayı kazandı. Bu sonuçlarla birlikte Şili’de 21 Kasım’da yapılacak genel seçimlerde Pinera’nın tekrar seçilmesi imkansız görünüyor. Neoliberalizm, Latin Amerika’da ilk uygulandığı ülke olan Şili’de de iflas etti.(11)
İNSANLIĞIN İLERİ CEPHESİ
Bugünlerde Kolombiya’da ABD yanlısı hükümeti sarsan devasa halk hareketleri yaşanırken ABD kendi piyonunu kurtarmak için tek bir girişimde bile bulunamadı.
Soğuk Savaş sonrası kendini dünyanın jandarması ilan eden ABD, artık “arka bahçe” olarak gördüğü Latin Amerika’dan bile kovuluyor.
Latin Amerika milletleri 200 yıllık mücadelenin ardından emperyalizmin zincirlerini tamamen kırmaya doğru kararlı adımlarla ilerliyorlar.
Avrasya’da ABD tahakkümü Türkiye, İran, Suriye, Rusya, Çin gibi ülkelerin liderliğinde bitirilirken Latin Amerika ulusları da emperyalizmin kökünü kazımak için canla başla mücadele ediyorlar.
Bolivarların, Chavezlerin, Allendelerin, Castroların ruhu Latin Amerika’da yeniden diriliyor!
DİPNOTLAR:
(1) https://www.aydinlik.com.tr/haber/kolombiya-s-o-s-veriyor-243969
(2) https://tr.sputniknews.com/guney_amerika/202105041044418371-kolombiyada-maliye-bakani-gorevinden-istifa-etti/
(3) https://www.aa.com.tr/tr/dunya/kolombiyada-hukumet-karsiti-protestolar-yeniden-basladi/2239723
(4) https://www.aa.com.tr/tr/dunya/kolombiyada-hukumet-karsiti-protestolar-devam-ediyor/2250702
(5) https://www.aydinlik.com.tr/haber/brezilya-nin-onceki-sosyalist-lideri-lula-meydan-okudu-yeni-bir-ulke-insa-edecegiz-244899
(6) https://www.aa.com.tr/tr/analiz/brezilyada-darbe-sonlaniyor-mu/2176158
(7) https://aydinlik.com.tr/bolivya-da-2019-darbesi-ve-abd-nin-devam-eden-ikiyuzlulugu-239119
(8) https://aydinlik.com.tr/haber/secimleri-buyuk-farkla-kazandilar-bolivya-da-abd-nin-darbe-girisimi-bosa-dustu-221115
(9) https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-54606624
(10) https://www.indyturk.com/node/358481/t%C3%BCrki%CC%87yeden-sesler/ekvador-%C5%9Fili-ve-kolombiya-i%CC%87syan%C4%B1n-sonunda-devrim-yoksa-ne-var
(11) https://www.aydinlik.com.tr/pinochet-oligarsi-neoliberalizm-sili-de-halk-neden-ayaklandi-dunya-ekim-2019