LGBT emperyalist bir ihanettir
GÜLTEN KOLÇAK / Analitik Psikolog ve Psikoterapist
ABD hegemonyası ve onun yönlendirdiği emperyalizm siyasi gücünü kaybetmektedir. Başarısızlığının öcünü, onun hain planlarına direnen ve yapıcı gücünü kadim aile kökeninden alan her canlıdan, onu parçalayıp yok ederek almaya çalışmaktadır. Bu yıkıcı işlemi gerçekleştirmede ona, kendi yarattığı doğa karşıtı bir sistem eşlik etmektedir. O da LGBT’dir!
SÖMÜRÜ HIRSI
ABD ve onun yok etme aracı olan emperyalizm neden bu duruma düştü? Bu sorunun yanıtı, sosyal psikolojik bir gerçekte yatıyor: Her canlı gelişiminin basamaklarına, varlığının yaşam kaynağı olan aile çatısı altında sevgiye doyarak, duygularını ve zihinsel üretkenliğini özgürce tadarak tırmanmışsa ve ona bu yolda ailevi ve toplumsal etik değerler de eşlik etmişse, tüm canlı yaşama karşı da o sevgiyle, saygılı ve üretken bir iletişim kurar. Bu gelişim evrelerini güvenli ve sevecen bir aile ortamı çerçevesinde içselleştirememiş olanlar ise iç ve dış tüm canlı yaşamlara karşı sömürücü ve de yok edici bir tutum takınırlar. Ailevi değerleri içselleştirememiş olanların kolektif bilinç altılarında bir de arkaik zamanlardan kalma aç kalma ve var olma korkularını içeren ezeli bir yara yattığından (Bakınız: 26.06.2022 tarihli Aydınlık, Özgürlük Meydanı, s.2 de yayımlanan makalem.) onlar, tüm canlı doğal yaşama karşı düşmanca bir iletişim takınırlar. Böylece ABD ve onun eseri emperyalizm bitmek tükenmek bilmez açlıklarının sebeplendirdiği sömürü hırslarını ve de ruhlarına yerleşmiş var olma korkularını, ruhsal sağlıklı ve ailevi değerleri içselleştirmiş diğer ülke bireylerinin aile bağlarını parçalayıp yok ederek dengelemeye çalışırlar.
Bu doğa düşmanı yolda önlerine çıkan her kadim sağlıklı birimi de ortadan kaldırmayı vahşi planlarına katarlar. Bunların somut neticelerini toplumsal olarak en yakın tarihimizde günbegün yaşamıyor muyuz? Erkekler bu hedefteki en gözde kurbanlar: “Erkeğini yok et”, “erkeklik suçtur”, “kocanı öldür” (LGBT) afişleri ellerde taşınıyor. Bu vahşi planın kökeninde sanki, “ABD evrensel yaşamın kumandasını, bu erkeksiz dünyada korkusuzca tekrar ele geçirsin, sömürme ve de doğal canlı olan her şeyi yok etme hırsını da böylece tatmin etsin” düşüncesi yatıyor.
Toplumumuzda, LGBT dayatmasını, cinsiyetsizleştirme, pedofiliyi maalesef “özgürlük” olarak kabullenenler olduğu gibi, kesinlikle karşı çıkanlar da var: İstanbul Saraçhane’deki ve İzmir Konak'taki Büyük Aile Buluşması gibi...
Dünyamız evrensel değişimlere gebe: Yorumumu, kadim, özgür ve üretken olan doğal yaşamın, doğa karşıtı uygunsuz, kısır, nankör yaşamı yeneceği ümidi ile sonlandırıyorum.