LGBT, örgütlü tuzaktır!

Zerrin ÖZTÜRK

İlk olarak kullanılan LGB kısaltması 1990’larda başlayan akımın adlandırması, emperyalist amaçlar açısından yetersiz bulunarak, önce LGBT’ye ve giderek LGBTİ gibi (i=interseksüel) türevlerinin baş harflerinin eklenmesiyle uzatmalı kavramlara evrildi. Bu yıkıcı alanı genişletme çabaları halen devam etmektedir.

Aynı cinslerin cinsel ve duygusal birlikteliklerini, yine cinsel kimliğini değiştirme özgürlüğünü savunan örgütlenmeler, özgürlükle başlayan söylemlerini, siyasi bölünmelere ve ayrılıkçılığa kadar getirip dayandırıyorlar. Küresel merkezlerce desteklenen örgütlü, bir toplumsal çürümeden söz ediyoruz. Direnişin Renkleri adlı örgütler, birkaç gün önceki eylemlerinde “Kutsal ailenizi, devletinizi başınıza yıkacağız” sloganları attı. Öte yandan Cumhuriyet Kadınları Derneği’nin LGBT Yasası’nın çıkarılmasına ilişkin basın açıklamaları büyük ses getirdi, illerde binlerce imza toplandı. Devlet ve aile düşmanları bundan çok rahatsız oldular.

AMAÇ MİLLİ BİLİNCİ ZAYIFLATMAK

Bir taşla iki kuşu vurmak örneği, bu örgütlenmelerin amacı insanı kendine yabancılaştırarak kontrol altına almaktır. Hem çocukluktan başlayarak ve özellikle ergen kuşakları değişik sosyal propaganda araçlarıyla etkilemekle insan soyunu dumura uğratmak, hem de toplumsal bağların ve insani erdemlerin bozulmasıyla, ahlaki ve sosyal bir karanlığa insanı tutsak etmektir.

Böylece milli devletler açmaza sokularak kolayca yutulacaktır. Kapsamlı olarak milli devletleri parçalamak, bölmek ve köleleştirmek çok daha kolay olacaktır. O nedenle, Vahşi Batı’nın maddi ve manevi sinsi tuzağı LGBT’dir.

Eşcinsellik insanlık var olduğundan bu yana, bir doğuştan biyolojik bozukluk olarak var. Bütün toplumlarda bunun tek tük örnekleri görülür, kabullenilir, dışlanmaz. Değişik yöntemlerle mümkünse tedavi edilmek istenir.

Ancak, bilimsel olarak da bilinen bu olağandışı durumu olağanlaştırmak ve yaygınlaştırmak için özel yasalar çıkarmaya başvurmak, toplumların doğal mayasını bozmak amacıyla uygulanan kötülüğün örgütlü eylemleridir.

Sömürgeci ve işgalci Batı, ABD’nin bayraktarlığıyla Avrupa’yı da etkisi altına alan LGBT rüzgarını, renkli devrimlerinde de kullanmıştır. Bu kuruluşlara yabancı vakıflardan, bankalardan, fonlardan milyonlarca dolar akmıştır.

Açık ve örtülü işgalleri hedefleyen bu organizmalar, toplumsal dinamiğin ileriye gidişini engelleyen zararlı oluşumlardır.

GÜCÜMÜZ, ÖRGÜTLÜ BİRLİĞİMİZDE

Uluslararası İstanbul Sözleşmesi’nden devletçe çekilme kararı aldığımızdan bu yana, esas olarak güçlerini her yıl daha da yitirmektedirler. Şimdi de “Toplumsal Cinsiyet” kavramına yapışmış durumdalar. Bu kavramın içeriğini farklı gösterme, masumlaştırma çabasındalar.

Öyle yağma yok! Toplumsal değil, doğal biyolojik cinsiyet vardır. Sizin türeme, bozguncu cinsiyetçiliğiniz anomalileri yaygınlaştırma, normalleştirme siyasetleridir: onların tuzağına çocuklarımızı ve gençlerimizi teslim etmeyeceğiz!

Milli devletin, büyük milletin temel birimi olan aileye saldırıyorlar. Çocuklarımızın ve gençlerimizin beyinlerini yıkamak için bütün kültürel araçları kullanıyorlar.

Bu sistemli ve planlı saldırıları püskürtmenin kalıcı tek yolu, LGBT’nin ve türevlerinin Örgütlenmesinin ve Propagandasının Yasaklanması Yasası’nı bir an önce Meclisimizden geçerek çıkartılmasıdır.

Çözüm yolu, LGBT ve türevlerinin ortadan kaldırılması, toplumun özgürleştirilmesi için çok yönlü bir örgütlü mücadeleyi bu yönde hep birlikte geliştirmekten geçmektedir.

Sonraki Haber