‘LGBTİQ modern, doğal cinsiyet ilkel’

İstanbul Sözleşmesi tartışılırken, AB’de toplum çıkarı ve dayanışmanın kenara itildiği, sağlıkta, kültürel yaşamda ve demokratik devrimlerin yücelttiği sevgi, ortak ruh hali gibi kavramlarla dalga geçildiği bir dönem yaşanıyor. Doğal cinsiyet, bireyin özgürlüğünün ve cinsel çeşitlilik seçiminin karşıtı, engelleyicisi olarak kabul ediliyor. Diğer yandan Avrupa’nın katı dini kurallara dayanan, muhafazakâr sisteme dayalı partileri, kurultaylarunda gençlik kolları, kadın kolları gibi LGBTİQ benzeri bir kolu da tüzüğüne koymak istiyor.

MODERNLİK GERİLİK KAVRAMLARI

Tagesspiegel gazetesi 5 Ağustos’ta “transseksüeller ve intersex bireyler” üzerine bir makale yayınladı. Kullanılan görsellerden birinde kadını sembolize eden daireye bağlı altta artı işareti, erkeği sembolize eden daireye bağlı üstte ok işareti ve 3. cinsiyeti sembolize eden daireye bağlı çizik atılmış ok sembolü var. Sembol 3. cinsiyetleri temsil ediyor. Genetik ve hormonal bir bozukluktan dolayı ortaya çıkan intersex ile transsexüel bireyleri ifade ettiği söyleniyor. Toplumda 3. cinsiyetlerin var olması gerektiği Yunan mitolojisine atıfta bulunularak anlatılıyor.

Bu iki grubun LGB grubundan farklı bir flaması var. Pembe ve mavi şeritler üzerine üç cinsiyetli sembol. Yazının başlığı Avrupa’nın güncel modernlik ölçüsünü belirliyor: ''Trans ve inter bireyler tepkisellik değil, gerçekliktir.'' Ayrıca lezbiyen, gay ve biseksüel olmak ta modernliktir.

DOĞAL CİNSİYET ATAERKİL

Almanya’nın önde gelen ve Berlin’de yayınlanan Tagesspigel gazetesi, Trans Inter Queer (TrIQ) derneğinin manifestosuna yer verdi: ''TIN (Trans ve İntersexüel) bozuk sistemin bir sonucu değildir. Sistemin yanlış olduğu doğrudur, çünkü üreme için biçilmiş ataerkil bir modele dayanıyor, çoktan modası geçmiş durumdadır.'' Bu ifade ve devamında kadın ve erkek cinsiyetinin varlığı sadece üremeye dayalı bir zorunluluk olarak gösteriliyor. Toplumsal cinsiyet ise 'dönüşüme ihtiyaç duyulan heteronormatif ideolojik biyoloji' olarak anlatılıyor. Şüphesiz ki sadece bu paragraf bile, ''eşcinsellik kadını kafese koyar'' sözünün ne kadar doğru bir tespit olduğunu kanıtlamaktadır.

Bu açıklama ve manifestonun devamında doğal olan erken-kadın cinsiyeti ikilemi, serbest seksüel seçime karşı bir baskı ve ataerkil, ilkel bir model olduğu tekrar ediliyor.

TrIQ manifestosu devam ediyor: “Transseksüel ve interseksüel seçenekler tepkisel bir akım değil gerçekliktir. Aslında bunlara tepkici insanlar çok yönlülüğü (değişik cinsel tercihler anlamında) kabul etmezler. Grup egoizmi (kültürü) genellikle trans ve inter iletişimine tepkilidir.”Birey’in özgürlüğü ve buna bağlı olarak seksüel seçimi grup kültürü tarafından baskı altına alınmaktadır. Yani hiçbir toplumsal gelenek, kural, doğal veriler vb. kabul edilmemektedir. Hepsi baskıcı yöntemin parçalarıdır. Toplumun ortak değerleri grup baskısı olarak görülmektedir. Politik çevrelerce yakından takip edilen Tagesspiegel gazetesi doğal cinsiyete aykırı tercihleri öven uzun haber ve yorumlar yayınlıyor. Berlin’de gerçekleşen transların hakları mitingi ile ilgili haber gibi. Düzenleyen dernek erkek ve kadın cinsiyeti dışındaki seçenekleri ve onların sorunları temelinde faaliyet yürütüyor. Berlin’de bulunan bu TransInterQueer (TrIQ) derneğinin manifestosu, sisteme tepkisel, muhalif gruplarda da aslında ortak davranış kültür ve geleneği vardır. Bu nedenle Trans ve İnter tercihlilere karşı çıkarlar diye ekliyor.

‘CİS’ SINIRI

Manifesto özetle doğal cinsiyetle ilgili olarak şu açıklamayı yapıyor: “LGBTIQ* topluluğu hakkında konuşmayı seviyoruz. Gerçekte, asimilasyon ve tepkisellik söz konusu olduğunda birçok topluluk var. Grup çıkarlarının egoizme dönüşmesi olağanlaşıyor. Topluluklar arasında farkedilmez bir şekilde ilerleyen Cis sınırı, çoğu zaman birden bire tehdit edici jestlerle ön plana çıkıverir. "Cis", doğarken kendilerinde bulunan cinsiyetle özdeşleşen kişileri tanımlamak için kullanılır. İnsanların çoğu için durum bu, ancak trans *, inter * ve non-binary kişilerde durum farklıdır.”

Manifesto, Cis (Doğal cinsiyet) her yerde sınırını çiziyor diye rahatsız oluyor ve ona saldırıyor.“Nerede cinsiyet ve kimlik soruları varsa, Cis sınırı isteyelim istemeyelim hemen beliriyor. Ürettiği iki cinsiyet sabitlemesi ona aşılanmış gibi görünüyor. Burada sözkonusu edilmesi gerekenler, "Terf" (trans dışlayıcı radikal feminist) kısaltmasının bu arada doğallaştırıldığı kişilerdir. Sonunda, kadın düşmanı tavırlar ve davranışlar barlarda, kulüplerde, saunalarda, flört platformlarında veya her yerde yaşadığımız gibi günlük yaşantımıza müdahalede bulunurlar.”

İNSAN İMAJI

Amerikalı filozof Stanley Cavell, “İnsan olmanın insan olarak görülmek isteği anlamına geldiğini” söylemiş. “Belki bu kulağa çok sıradan geliyor, çünkü çok doğal. Ancak sık sık karşılaştığımız bir konunun eksikliği var elbette. İşte bu yüzden o köktencilere şunu tavsiye etmek istiyoruz: Öncelikle, içindeki insanı hor görme düzeyini anlamak için insan imajınızı kontrol edin.”

Gazeteye göre doğal cinsiyet, cinsiyet tercihiyle karıştırılmamalıdır. “Hepimiz kendi yolumuza gitmeyi seviyoruz. Cinsiyet meseleleriyle uğraşırken aslında neden bahsediyoruz? Cinsiyet ve kimlik, rol ve arzular eklendiğinde genellikle karıştırılır.”

Manifestoya dönersek: “Trans ve Inter” sistem hatası değildir, bu, örneğin şu anlama gelir: Biseksüellik, yalnızca trans, inter ve non-binary (TIN) gerçekliği dışlanır ve patolojik vaka olarak değerlendirilirse "çalışır". Ancak TIN bir sistem hatası değildir. Sistem yanlış çünkü üreme için biçilmiş ataerkil bir modele dayanıyor ve bu model hiç şüphe yok ki, çoktan modası geçmiştir. Yazar Jayrôme Robinet'in sözlerinin uyduğu yer burası: Pastadan bir parça istemiyoruz, hayır. Yeni bir tarif istiyoruz. Hepsi bu. Biyolojiyi ideolojiye dönüştüren ikili, heteronormatif kültürümüzde, toplumsal cinsiyet meselelerinde bir tür Kopernik dönüşüne ihtiyacımız var. Çok basit: Kimlik vücut cinsiyeti ile açıklanamaz, tıpkı güneş dünyanın yörüngesinde döndüğü gibi.”

‘DOĞA ÇOK YÖNLÜLÜĞÜ SEVER’

“Biyolojik ilke nedir? Doğa çeşitliliği sever. Filozof Kwame Anthony Appiah'ın bir TIN aktivistidir. Geçen yıl yayınlanan ‘Kimlikler’ kitabında, XY ve XX cinsiyet idealini de açıklığa kavuşturuyor: "Ancak gösterildiği gibi, bu kategoriler, düzenli olarak karşılaşılan birçok cinsiyet kromozomu ve cinsiyet bileşiminden yalnızca ikisidir." “İnsan vücudunun çeşitliliği cinsel olanaklar için çok fazla olanaklar sunar, geniş kimlik alanı vardır. Elbette, tüm bunlar karmaşık, ancak yaratılış çevremizi anlamamız için bize bol miktarda beyin verildi. Bazıları için bu sadece sıkıcı görünebilir. Ve bazen şiddetli nefrete dönüşür. Her yerde “transseksüel ideoloji” kokusu duyanlar, sözde cinsiyet karmaşası tarafından tehdit edilmiş hissediyorlar, trans hakkında konuşurken gey ve lezbiyen önleme ideolojisinden bahsediyorlar, agresif bir iklim yaratıyorlar.”

ROMA’NIN HOMOSEKSÜEL TANRILARI YERYÜZÜNDE

Bild gazetesinin çok cinsiyetli ülke yöneticileri üzerine haberi Avrupa’nın artık yeterince “Modern” olduğu sonucuna varıyor. Almanya ve AB’de en moda olgulardan birisi de tanınmış politikacılar arasındaki eşcinsel evlilikler. Jens Spahn, Almanya Sağlık Bakanı, AKK’dan sonra muhtemel CDU Başkanı ve Merkel’in selefi olarak Başbakan adayı. Başka bir erkekle evli. Bild gazetesi soruyor: Almanya homoseksüel bir başbakanı kaldıracak kadar modern mi? Spahn yanında, 2017’den beri Sırbistan muhafazakâr Başbakanı Lezbiyen evli Anna Brnabic, partneri ile bir çocukları var. 2011-2014 arası Elio Di Rupo (68) Belçika’nın ilk homoseksüell Başbakanı oldu. İslanda Başbakanı Johanna Sigurdadotter AB’de açıktan homoseksüelliğini ilan ederekseçilen ilk Başbakan. 2009-2013 arası İslanda’yı yönetti. 1970’li yıllarda başka bir erkekle evlenen Başbakan’ın iki çocuğu var. Leo Varadkar, 2017’den beri İrlanda Başbakanı. İlk olarak homoseksüel olduğunu açıklamış ve şöyle demişti: “Bu durum sadece beni tarif etmiyor, karekterimin bir parçasıdır.” Katolik dinine mensup İrlanda, 2015 yılında yapılan halk oylamasında açık ara oy çokluğuyla “Her çeşit evliliğe evet” oyu vermişti.

Homoseksüel bir Başbakan da Luksemburgun var. 2013’ten beri Başbakan olan Xavier Bettel, 2018’de tekrar aday olduğunda şöyle dedi: “Luksemburg, bir kimse homoseüel mi değil mi diye bir soruyu sorun yapmamalıdır.” 2008’de cinsel tercihini açıklayan Bettel muhafazakâr-merkez politik çizgi izliyor.

Berliner Morgenpost ta geriye dönük şu özeti veriyor: 2017’de evlenen Jens Spahn gibi gazeteci Daniel Funke ile evlenen Yeşiller Milletvekili ve homoseksüel hareketin aktif militanlarından Volker Beck ve Çevre Bakanı Bayan Barbara Hendrichs te (SPD) başka bir kadınla lezbiyen evlilik yaptı.

Tagesspiegel’in başka bir haberinde de muhafazakâr Hristiyan Demokratik Birlik (CDU), parti içinde lezbiyen ve homoseksüellerin varlığını göçlendirmek istiyor. Partinin Berlin kurultayında Lesbiyen-Gay Birliği (LGB) en azından parti geçlik kolu, kadınlar kolu gibi önemli bir statüye kavuşmak için önerge verdi. Parti Başkanı Karrenbauer’in de bu düzenlemeye taraftar olduğu bu göndemli toplantı sonucunda açıklandı.

Sonraki Haber