LGS yarın: Çocuğunuza travma yaşatmayın

Liselere Geçiş Sistemi kapsamında yarın yapılacak merkezi sınav öncesinde ailelere uyarılarda bulunan Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Derneği Başkanı Oğuz Özat, ‘Aileler, liseye giriş sınavının her şeyin başlangıcı ya da sonu olmadığını bilmeli. Çocuğunuza 13 yaşında travma yaşatmayın’ dedi.

Milli Eğitim Bakanlığınca (MEB), Liselere Geçiş Sistemi (LGS) kapsamında yarın ortaokul 8. sınıf öğrencilerine yönelik merkezi sınav yapılacak. 1 milyonu aşkın öğrencinin girmesi beklenen sınav sonucunda, 174 bin 160 belirlenen okullara yerleştirilecek. Sınava girmeyen ya da daha düşük puan alan öğrenciler ise adrese dayalı sisteme göre liselere kayıt yapma hakkına sahip olacak. Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Derneği Başkanı Oğuz Özat, velilere “Sınav gününü özel bir güne dönüştürmeyin” uyarısında bulundu.

‘ÖZEL BİR GÜNE DÖNÜŞMEMELİ’

LGS kapsamındaki merkezi sınav 973 yurt içi ve 4 yurt dışı sınav merkezinde, 17 bin 793 okulda yapılacak. Sınav 9.30’da başlayacak. Sınava girecek öğrenciler yanlarındaki velileri Kovid-19 tedbirleri kapsamında uygulanan sokağa çıkma kısıtlamasından saat 07.00 ile 15.00 arasında muaf olacak. Aydınlık’a konuşan Oğuz Özat, öğrencilerin kaygı düzeyinin artmaması için velilere uyarılarda bulundu:

“Bir gün öncesinden farklı yemekler yaparak özel bir gün havası verilebiliyor. Çocukları gezdiriyorlar. Farklı yemekler yemeleri öğrencinin midesini bozabilir. Sınavın sürekli gündemde olması öğrencide kaygıyı artırıyor. Veliler, sınav gününü ve son günü özel bir güne dönüştürmemeli. Sınav, çocuğun karşısına bir kriz ya da bir dramatik olay gibi konulmamalı. Aileler, çocuğu bir okul sınavına girecekmiş gibi davranmalı. Sınav yeri ve sınav saati açısından planlama iyi yapılmalı. İki oturum arasında, aileler çocukları ile görüşürlerse sınavla ilgili konuşmamalı. Çocuklar sınav arasında, hafif bir atıştırmalık yiyebilir. Küçük bir aktivite yapılabilir.

‘ HAYATA SAĞLAM HAZIRLANMALI’

“Sınav sonrasında da sınavın nasıl geçti gibi sorular yerine normal bir gün gibi davranmalarını öneririm. Aileler, liseye giriş sınavının her şeyin başlangıcı ya da sonu olmadığını bilmeli. Çocuk hedeflediği okula gidemeyebilir. Buna rağmen farklı bir okulda üniversite hedefine ulaşabilir. Çocuk, sınavının başarısız geçtiğini düşünüyorsa aile olumsuz tepki vermemeli. Akrabalar, sınavdan sonra arayıp çocukla konuşmak isteyebiliyor ya da aile çocuğun yanında akrabaları ile konuşabiliyor. Bu tür konuşmalar olmamalı, kıyaslama da yapılmamalı. Çocuk sınavlara karşı özgüvenini kaybedebilir, benzer sorunları ileride yeniden yaşayacağını düşünebilir. Aileler, henüz 13 yaşında olan çocuklarına böyle bir travma yaşatmamalı, çocuklar hayata daha sağlam hazırlanmalı.”

174 BİN ÖĞRENCİ

Sınavla öğrenci alan okullara toplam 174 bin 160 öğrenci alınacak. Anadolu liselerine 56 bin 396, fen liselerine 36 bin 980, sosyal bilimler liselerine 10 bin 142, Anadolu imam hatip liselerine 36 bin 712, mesleki ve teknik Anadolu liselerine 33 bin 930 kontenjan ayrıldı.

TELAFİ İÇİN İHTİYAÇLAR BELİRLENDİ

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, telafi eğitiminde daha çok sosyal, kültürel, sportif etkinliklerin yapılacağının işaretini verdi. Rehber öğretmenler, okulların yüz yüze eğitime kapandığı dönemde de okullarda faaliyetlerine devam etti. Telafi eğitimiyle ilgili çalışmanın Öğretmen Yetiştirme Genel Müdürlüğü tarafından yapıldığını söyleyen Oğuz Özat, “Rehber öğretmenler, salgın sürecinde 30 milyon faaliyet yapmış. Telafi eğitimi sırasında da görevde olacaklar. Etkinlikler daha çok öğretmenler tarafından yapılacak ama travma etkisi olan öğrenciler bireysel çalışmalar olacak. Sosyalleşme ile ilgili eksiklikler için bireysel, grup ya da sınıf rehberliği yapılacak” dedi. Telafi programının sosyalleşme yönünde olmasını desteklediklerini söyleyen Özat, sözlerine şöyle devam etti: “Özel Eğitim ve Rehberlik Genel Müdürlüğü, RİBA dediğimiz ihtiyaç analizlerini istedi. Mayıs ayında bunları Rehberlik araştırma Merkezlerine ilettik. Okullarda meslektaşlarımız bu ihtiyaçlara yönelik rehberlik faaliyeti yürütecekler. Sosyalleşme konusunda sorunlar olduğunu gördük. Çocukların yaşam düzenleri bozuldu. Kiminin ailesiyle çatışmalar başladı kiminde ise daha sıcak ilişkiler gelişti. Bölgesel olarak aile yapılarına göre sorunlar değişiyor. Telafide sosyal aktiviteler olursa başarılı olur. Yaz ortasında ders öğrenciyi mutsuz eder. Birinci gün katılan öğrenciler diğer arkadaşlarını da çeker.”

Sonraki Haber