Libya toprakları savaş arenasına mı dönüşüyor?

Bu hamleyle birlikte Libyalılar, 10 ay süren göreceli istikrarın ardından kendilerini yeniden bir şiddet sarmalı içinde bulabilir.

Şarku'l Avsat'ın haberine göre; Temsilciler Meclisi’nin hükümeti tecrit etme kararı karşılık bulmadı. Başbakan Dibeybe koltuğunu ‘sadece seçilmiş bir hükümet’ için terk edeceğini duyurdu. Dibeybe’nin ‘silah zoruyla mı’ azledileceği sorusu ise gündemdeki yerini koruyor. Öte yandan başkent Trablus’taki milis güçlerin hareketliliklerinde artış gözlemleniyor.

Libya Meclisi Ulusal Savunma ve Güvenlik Komitesi Başkanı Talal Meyhub yaptığı açıklamada, “Umarım Dibeybe inat etmez ve yetkilerini, Meclis tarafından hükümeti kurmakla görevlendirilecek kişiye devreder. Dibeybe’nin görevi bırakmamak için silahlı milislerden yardım talep etmesi bizi şaşırtmayacaktır, daha önce de benzer durumları yaşadık. Temsilciler Meclisi hükümeti kurma görevini batıda (Trablus’ta) etkin olan birine verecektir. Böylelikle oradaki milis sorununun çözümünde ilerleme kaydedebilir.” diye konuştu.

Birleşmiş Milletler (BM) öncülüğünde Libyalı tarafları temsilen oluşturulan 5+5 Ortak Askeri Komitesi'nin ve Libya Ulusal Ordusu’nun (LUO) gerektiğinde müdahalede bulunabileceğini öngören Meyhub, “5+5 Komitesi, Meclis'in aldığı siyasi kararları uygulama hususunda yardımcı olabilir. Milisler arasında yaşanacak çatışmalarda sivil kayıpların olması LUO’nun müdahalesini gerektirebilir. Nitekim ordunun önceliği masum insanların hayatını korumaktır.” dedi.

TÜRK GÜÇLERİ BULUNDUĞU SÜRECE...

Johns Hopkins Üniversitesi Uluslararası Çalışmalar Fakültesi üyesi Hafız el-Guveyl, Libya’da siyasi taraflar arasındaki ihtilaflardan kaynaklı askeri çatışmalar yaşanması ihtimalini reddetmedi. Şarku’l Avsat’a açıklamada bulunan Guveyl, “Siyasi şahsiyetler nüfuz sağlayabilmek ya da kazanımlarını korumak için silahlı milislere itimat edebilir. Ancak hiçbir milis gücü, Libya’nın batısında Türk güçleri bulunduğu sürece Trablus’taki hükümeti silah zoruyla deviremez.” dedi.

Libya’nın batısındaki milisler arasında ihtilaflar yaşandığına dikkati çeken Guveyl, “Bu ayrışma özellikle Misrata kentinde kendini gösteriyor. Dibeybe ve eski İçişleri Bakanı Fethi Başağa’yı destekleyen milisler arasında gerginlikler olduğu biliniyor. Bu iki milis grubu arasında saf değiştirmeler olabilir. Ancak uluslararası çevreler yeni hükümetin seçimle başa gelmesini destekliyor. Başağa ve diğer bazı şahsiyetlerin de Ankara ile arası iyi, fakat Ankara mevcut hükümeti destekliyor ve yapılan anlaşmalar ve kazanımlarını kaybetmemek adına hükümetin devrilmesine izin vermeyecektir.” ifadelerini kullandı.

Hafız el-Guveyl, başkentteki ve genel olarak batı bölgesindeki güç haritalarının yeniden şekillenmesinin, bölgedeki Cezayir ve Tunus gibi birçok ülkeyi ilgilendiren bir konu olduğuna da dikkati çekti.

'HERKES HERKESE KARŞI HAZIRLANIYOR'

Öte yandan Silfium Araştırma Vakfı Başkanı Cemal Şeluf, Dibeybe hükümetinin batıdaki milis ittifakları aracılığıyla silah zoruyla düşürülmesinin ihtimal dahilinde olduğunu söyledi. Şeluf, “Batıdaki güçlü bir milis ittifakı hükümeti devirebilir. Temsilciler Meclisi Başkanı Akile Salih’in ‘yeni hükümet kurulması’ çağrısı batıdaki bazı milis gruplarınca destekleniyor. Fethi Başağa’yı destekleyen milis güçlerinin katılımıyla Misrata’da oluşturulacak ‘güçlü bir milis ittifakı’, Zaviye ve Zentan’daki milis güçlerinin tarafsız kalması şartıyla, Başbakan Dibeybe’yi destekleyen milis güçlerini bertaraf edebilir.” değerlendirmesinde bulundu.

Şeluf ayrıca, milisler arası bir çatışma yaşanması durumunda, bir tarafın ötekine galip gelebilmesi için dış desteğin önemine değinerek, “Silahlı çatışmalarda lojistik ve mühimmat desteği önemlidir. Dış güçlerin desteklediği milis grupların galip gelmesi daha olasıdır. 5+5 Komitesi böylesi bir çatışmayı bastıracak güce sahiptir. Ancak buna ihtimal vermiyorum, çünkü bu daha çok batı bölgelerinin iç meselesi olarak görülecektir.” dedi.

Eski Ulusal Kurtuluş Hükümeti Sosyal İşler Bakanı Semira el-Fercani ise Facebook hesabından yaptığı açıklamada, “Trablus şu anda çok zor bir dönemden geçiyor. Herkes herkese karşı hazırlanıyor, kimin kimi yönettiği belli değil.” dedi.