Libya’daki Mavi Vatan: Türkiye'nin bölgede deniz egemenliğini savunmasını engelleyen nedir?
Mavi Vatan, Türkiye'nin stratejik çıkarlarını ve deniz egemenliğini güvence altına alması için kilit bir jeopolitik kavramdır. Bu kavramı hayata geçirmenin yolu da Ankara'nın Kuzey Afrika'daki, daha özelde Libya'daki etkisini güçlendirmesidir.
Fakat Türkiye, bölgede ABD ve BAE’nin güçlü rekabetiyle karşı karşıya kalmış durumda. Türkiye etkisini korumak için bir şeyler yapabilir mi?
ABD, geleneksel olarak, diplomasi kisvesi altında ekonomik çıkarları doğrultusunda hareket etmiştir. Uzun süredir Birleşmiş Milletler temsilcisi Stephanie Williams, Washington'un çıkarlarınını korumak için bunu yapageliyor. Williams sayesinde Libya'daki taraflar arasındaki müzakereler uzun süredir raydan çıktı; bir süredir yapılması planlanan seçimler ertelendi ve sonra da iptal edildi. Williams, ABD'nin Libya Büyükelçisi Richard Norland'la uyum içinde hareket ediyor. Şimdi ikisi beraber başbakanlık için mücadele eden Abdulhamid Dibeybe ile Fethi Başağa arasında arabulucu rolü oynuyorlar. Hangi amaçla? Kuzey Afrika’da nüfuz ve petrol kaynaklarının ele geçirilmesi için.
Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) de benzer siyasi entrikalar içinde. Fethi Başağa, Amerikan vatandaşlığına sahip olması ve CIA ile işbirliği içinde olmasıyla tanınıyor. Tabii aynı zamanda BAE ile olan bağlarıyla. (Kendisi BAE'den geliyor). Libya Ulusal Petrol Şirketi başkanının değişmesi de BAE çıkarlarıyla ilgili: Mustafa Sanalla, Dibeybe’i BAE ile gizli anlaşma yapmakla suçladıktan sonra, şirketin başkanlığına açık bir BAE yanlısı olan Ferhat Bengdara atandı. Bengdara, uzun süre BAE'de yaşadı ve BAE, Libya ve Cezayir’in ortak sahibi olduğu bankayı yönetti.
https://www.libyaherald.com/2022/05/u-s-supports-freezing-of-libyas-oil-revenues-until-agreement-on-revenue-management-mechanism-is-reached-by-conflicting-political-stakeholders/ The second country in the region of interest to the U.S. and the UAE is Tunisia.
https://www.defenceweb.co.za/featured/africom-commander-on-al-qaeda-isis-wagner-group-and-security-in-africa/
Çin ve Türkiye de dahil olmak üzere diğer devletlerin rekabetinden korkan ABD'nin, "aşırıcılıkla mücadele" ile teknik, ekonomi ve altyapı projelerin uygulanması bahanesiyle tüm Afrika kıtasına giderek daha çok angaje olduğunu belirtmek gerekiyor. Afrika üzerindeki eski nüfuzlarına yeniden erişmek için 13-15 Aralık tarihlerinde Washington'da bir ABD-Afrika zirvesi yapılacağını duyurdular; Dışişleri Bakanları Tony Blinken’ı 7-11 Ağustos tarihlerinde Afrika turu (Ruanda, Güney Afrika ve Demokratik Kongo Cumhuriyeti) yapmakla ve yeni Amerikan stratejisini açıklamakla görevlendirdiler.
ABD'nin kapsamlı stratejisine göre Libya, çatışmaların önlenmesi için öncelik verilen 9 ülkeden biri. Yani ABD, "teröristlerle mücadele" kisvesi altında kıtadaki tüm cephelerde konumunu güçlendirmeyi planlıyor.
Özetlemek gerekirse, Libya ABD için kilit öneme sahip. Birincisi ABD, zengin petrol kaynaklarına erişmek istiyor. İkincisi, petrol, Washington'un iki küresel rakibi üzerinde aynı anda baskı kurmasını mümkün kılacak: Moskova’ya enerji izolasyonu ve Pekin’in dış tedarikini sağlamasının zorlaştırılması. Üçüncüsü, Afrika'nın NATO sistemiyle bütünleştirilmesi kıta üzerinde askeri hakimiyeti sağlayarak rakiplerin güçlenmesini önleyecek.
ABD ve BAE’nin böyle etkilerini genişlettikleri bu koşullarda Türkiye, Libya’daki etkinliğini ve varlığını artırmaya mecburdur. Rakiplerinin aksine Türkiye için Mavi Vatan, bölgede egemenliğini koruması ve istikrar kurması için organik ve tarihsel dayanakları güçlü olan bir kavramdır.