Lila Kağıt Direnişinde 111 gün geride kaldı: 'Sendikal örgütlenme sürecek'

Tekirdağ Ergene'deki Lila Kağıt fabrikasında, Selüloz-İş Sendikası üyesi işçilerin direnişinde 111 gün geride kaldı.

Sendika, eylül ayında tuvalet kağıdı, kağıt mendil ve peçete markaları üreten fabrikada örgütlenmeye başladı. Sendika uzmanı Aykut Güner ve fabrika çalışanı Mustafa Serttaş'ın iddiasına göre sendikal örgütlenme çalışmaları başladıktan sonra işten çıkarılanlar oldu. Gelinen aşamada işten çıkarılan işçi sayısı 60’ı aştı. Bu süreçte neler yaşandığını sendika uzmanı Aykut Güner'e ve fabrika çalışanı Mustafa Serttaş'a sorduk. Güner, işçilerin sendikal örgütlenme sebebiyle işten çıkarıldığını, işçilerin anayasal hakkı olan sendika mücadelesini kararlılıkla sürdürdüklerini söyledi. Güner şöyle konuştu:

NÖBET DEVAM EDİYOR

"İlk örgütlenme Eylül 2021 başlarında oldu. 5 arkadaşımız işten çıkarıldı. 5 arkadaştan 4’ünün sendikal tazminat davası açıldı. Eylül başından Aralık 2021'e kadar 60'tan fazla arkadaşımız ya istifa yoluyla ya işverenle tazminat karşılığı anlaşarak ya da direkt tazminatsız olarak farklı yollarla işten çıkarıldı. 22 Aralık'ta en son çıkarılan arkadaşlarla birlikte bir eylem kararı aldık. 30 Aralık’ta bir direniş çadırı kurduk. Hali hazırda 6 arkadaş nöbette duruyor."

'SENDİKALI İŞÇİLERE CİDDİ BASKI YAPILDI'

Lila Kağıt fabrikasının Türkiye pazarında kendi sektöründe üçüncü sırada yer aldığını, üretimlerinin yüzde 65'ten fazlasını ihraç ettiğini belirten Güner, buna rağmen fabrikanın sendikalı işçilere ağır baskılar yaptığını ifade etti. Güner, şunları söyledi:

"Çok farklı eylemlerimiz oldu. Hem üye olduğumuz küresel sendika üzerinden işverene protesto mektubu gönderdik. Hem de işverenin yurt dışındaki müşterilerini bilgilendirici mailler ve mektuplar yazdık. Çünkü iş yeri sektörde Türkiye pazarında üçüncü sırada. Üretimlerinin yüzde 65'ten fazlasını yurtdışına ihracat olarak yapan bir şirket.Hali hazırda örgütlenme çalışmaları sürüyor. Daha henüz çoğunluğu yakalayamadık. Ama bir yandan üyelikler diğer yandan direniş çadırı devam ediyor. Sadece iş yerine sendikanın girmesi için değil sendikal faaliyetlerden dolayı işten atılan arkadaşların da içeri geri alınması için mücadele veriyoruz. Çoğunluğu alalım ki bir toplu iş sözleşmesine (TİS) girelim. Burada örgütlenmeye başladığımızda iş yerinin 750 civarında çalışanı vardı. Şu an binin üzerinde çalışan var. Biz üye yaptıkça işten atılan işçilerin sayısı arttı. Baskılar öyle boyutlara vardı ki işçilere ‘Sendikayı kötüleyin.’ dendi. ‘Sendikaya ne gerek?’ tarzı görüşmelerden sonra işçiler üzerinde ciddi baskılar oldu. Bunun dışında yaklaşık 2 aydır işveren içeride kendi ekibini kurdu. Çalışanlar arasından yaklaşık 15 kişilik işçi temsilcisi dediği bir ekip kurdu. Bunlar üzerinden sendikalı işçileri baskılıyorlar. İşçilerin taleplerini alıyormuş gibi gösterip süreci uzatıyorlar. İşçi sayısı arttığı için yasanın aradığı çoğunluğa ulaşamadık. TİS sürecine gelemedik şu an."

'PERFORMANS BAHANESİYLE İŞTEN ÇIKARILDIK'

Sendikaya üye olduktan sonra işten çıkarılan ilk 5 işçinin içinde yer alan Mustafa Serttaş, işverenin performans bahanesiyle işten çıkarmalar yaptığını söyleyerek şunları ifade etti:

"Fabrikada 9 aydır örgütlenmemiz devam ediyor. Düşük ücret ve çalışma koşullarının iyi olmaması, iş güvenliğinin düzgün işliyor olmaması bizi bu sürece sevk etti. Bunlardan dolayı Selüloz-İş Sendikası ile görüştük. Görüştükten sonra ne yapabileceğimiz hakkında konuştuk. İlk başta 3 kişiyle başladık. Örgütlenmede sayımız artınca çatlaklar oluştu. İşveren bunu duyunca bizi tespit etmek için uğraştı. Sendikaya üye olduktan 2 ay sonra işveren performansımızı bahane göstererek bizi işten çıkardı. Biz bırakmadık mücadelemizi. Sonraki aylarda eylemler yaptıktan sonra sendika üye sayımız yükseldi. "

Sonraki Haber