Loomis’e yanıt Türk firmasından geldi: Sendika karşıtı işveren tazminata mahkum oldu
Güvenlik-İş Sendikası’nda örgütlenin işten çıkarılan 50 çalışanın işe iade davaları sonuçlandı. Üst mahkemece de onanan karara göre uluslararası güvenlik şirketi Loomis’in sendika karşıtı faaliyette bulunduğu tespit edildi.
23 ülkede faaliyet gösteren, Türkiye'de ise 33 ilde 39 şube ve 1074 personeli bulunan para ve değerli eşya taşımacılığı yapan Loomis Güvenlik Hizmetleri AŞ sendikal tazminata mahkum oldu.
Türk-İş’e bağlı Güvenlik ve Savunma İşçileri Sendikası (Güvenlik-İş) uluslararası şirket Loomis Güvenlik Hizmetleri AŞ’de örgütlenme çalışması başlatmış, yeterli üye sayısına ulaşınca Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na yetki tespiti başvurusunda bulunmuştu. Loomis işvereni, Bakanlığın 22 Şubat 2019 günlü yetki tespiti yazısına itiraz etmiş ve sendikal örgütlenmenin öncülüğünü yürüten 50’ye yakın işçiyi işten çıkarmıştı.
Sendika, işvereni iyi niyete davet edip, sendikayı tanımaya çağırsa da olumlu yanıt gelmeyince işten çıkarılan işçiler için sendikal tazminat talepli işe iade davaları açıldı. İstanbul 28. İş Mahkemesi tüm işçilerin işe iadesine ve Loomis tarafından sendikal tazminat ödenmesine karar verdi. İlk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvuran Loomis’e bir kötü haber de davanın görüldüğü üst mahkeme olan İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesinden geldi. Üst mahkeme ilk derece mahkemesinin sendikal tazminata hükmederek vermiş olduğu işe iade kararlarının onanmasına karar verdi. Böylelikle Loomis şirketinin sendika karşıtı uygulamaları üst mahkeme kararıyla da kesinleşmiş oldu.
KARARDAN: FESİH NEDENİ SENDİKAL
Üst mahkemenin gerekçeli kararında şu ifadelere yer verildi:
“Davacının 2 yıldan fazla bir süre ile davalı işveren bünyesinde ‘Güvenlik Görevlisi (Silahlı)’ pozisyonunda çalıştığı, davalı şirketinin işletmesel gereklerin kapsamı ve içeriği, bu kapsamda hangi işlerin ortadan kalktığı veya hangi birimlerde küçülme gerektiği, hangi işçilerin işgücü fazlalığı haline geldiği, feshin son çare olması kapsamında herhangi bir tedbir alınıp alınmadığı gibi feshin geçerliliğini ispata yönelik hususların somut ve denetime elverişli deliller ile ortaya konulamadığı, davalı tarafından sunulan ücret bordrolarına göre, davacı işçinin sürekli şekilde fazla mesai ücreti tahakkuk ettirildiği tespit edilmektedir. Davacı işçinin fazla mesai yaptığı göz önüne alındığında hizmetine ihtiyaç duyulmama savunmasına üstünlük tanınmasının mümkün olmadığı, davalı şirkette sendikal örgütlenme çabasının olduğu, davalıya ait işyerlerinde iş sözleşmesi feshedilen işçilerin sendikalı olması, tanıkların sendikal örgütlenme aşaması ve fesih sürecine ilişkin açık anlatımları, sendikaya fesihten önce ve sonra üye olan işçi sayısı ile üyelikten çekilen işçi sayısı ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde feshin sendikal nedenlerle yapıldığı sonuç ve kanaatine varılmıştır.”
ŞİRKET HAKKINDAKİ CEZA DAVALARI SÜRÜYOR
Güvenlik-İş Sendikası ayrıca Loomis yöneticilerinin sendika karşıtı faaliyetleri nedeniyle Ankara, İstanbul, Kocaeli ve Aydın’da Türk Ceza Kanunu 118’inci maddesi olan “Sendikal Faaliyetlerin Engellenmesi” kapsamında suç duyurularında bulunuldu. Aydın 1. Asliye Ceza Mahkemesi, Kocaeli 3. Asliye Ceza Mahkemesi ve Bakırköy 51. Ceza Mahkemesinde Loomis yöneticileri hakkında açılan ceza davaları da devam ediyor.
Sürece ilişkin Güvenlik-İş’ten yapılan açıklamada şunlar kaydedildi: “Sendikal faaliyetlerin engellenmesi hem Türk Ceza Kanunu’na göre cezayı gerektiren bir suç hem de sendikal faaliyetleri sebebiyle işten çıkarılan işçinin, herhangi bir şarta bağlı olmaksızın 1 yıllık maaşı tutarında sendikal tazminat alma hakkı bulunmaktadır. Güvenlik ve Savunma İşçileri Sendikası ve Hukuk Müşavirliğimiz çalışma hayatından kaynaklı her türlü sorun için tüm üyelerimizin ve özel güvenlik görevlilerinin yanında olacağının sözünü vermiş ve bu zamana kadar da bu sözü sonuna kadar gerektiği gibi tutmuştur. İşverenlerin baskısına karşı her zaman yanınızda Güvenlik-İş Sendikası bütün gücüyle yer alacaktır. Yaşadığımız ve yaşattığımız hukuk zaferleri de bunun göstergesidir.”
GÜVENLİK İŞÇİLERİNDEN ‘VARDİYA’ TALEBİ
Metro AŞ İstgüven bünyesinde günlük 12 saat ayakta çalışan güvenlik görevlileri vardiya düzenlemesi talep etti.
Salgın döneminde zor şartlar altında çalışan Metro AŞ İstgüven çalışanları, çalışma koşullarının düzeltilmesini ve güvenlik harici iş yaptırılmamasını istedi. Özelikle halka açık olan yerlerde çalışan özel güvenlik görevlileri OGGhaber sitesine çalışma hayatındaki zorlukları anlattı. 12 saat nöbet sisteminde ayakta çalışan güvenlik görevlileri 9.00-21.00 vardiyası sebebiyle sosyal hayatlarının yok olduğunu dile getirdi. Vardiya düzenlenmesi konusunda yönetime ve yetkili sendikaya söylemelerine rağmen değişen bir şeyin olmadığını, gün geçtikçe çalışma şartlarının daha da zorlaştığını dile getiren güvenlik görevlileri şunları kaydetti: “Güvenlik harici her işle karşı karşıya kalıyoruz. Böylesine sorumluluk ve risk altında görev yapan özel güvenlik görevlilerinin ekonomik ve idari haklarının eksiksiz karşılanması gerekmektedir. Çok şey istemiyoruz; çalışma saatlerinin göz önünde bulundurularak nöbet saatlerinin erken saate çekilmesini istiyoruz. Asansör tamirinden tutun yürüyen merdiven ve çeşitli ekipmanların bozulmasında bile bizler görevlendiriliyoruz. Artık kendi ailemize zaman ayırmak istiyoruz.”
Güvenlik görevlileri, İstgüven Genel Müdürü Ahmet Can Buğday'ı, Metro AŞ'de işyerlerine ziyarete çağırdı.