Lordlar Kamarası bankalara çalışıyor
Lordlar Kamarası üyelerinin finans sektörüyle çok yakın parasal bağları bulunuyor. İngiltere merkezli kuruluş Positive Money'in raporuna göre Lordlar Kamarası üyelerinin beşte biri, ekonomik kararlarla ilgili komite üyelerinin yarısından fazlası 2020-2021 döneminde finansal kuruluşlardan ödeme aldı
İngiltere’de milletvekilleri, sahip oldukları hisseleri kamuoyuna açıklama şartlarını değiştirdi. Yeni düzenleme, Lordlar Kamarası’nın finans kuruluşlarından aldığı ödemelerin yeniden gündem olmasına sebep oldu. Positive Money’in raporuna göre, Lordlar Kamarası üyelerinin beşte biri finans kuruluşlarından “maaş” ya da “bağış” olarak büyük miktarda ödeme alırken, en büyük finansörün ABD merkezli JP Morgan bankası olduğu ortaya çıktı. Raporda ayrıca emekli hükümet yetkililerinin büyük bölümünün, finans kuruluşlarında istihdam edildiğinin altı çizildi.
Birleşik Krallık’ta Lordlar Kamarası üyeleri, 2010 yılından bu yana 50 bin sterlinin üzerindeki hissedarlıklarını raporlamak zorundaydılar. Geçtiğimiz hafta alınan bir karar ile raporlama zorunluluğunun alt limiti 50 binden 100 bin sterline çıkarıldı. Uluslararası Şeffaflık Örgütü'nden Steve Goodrich artışa tepki gösterdi: "Kamuoyunun, milletvekillerinin kamu görevlisi olarak rolleri ile özel mali çıkarları arasında doğrudan bir çatışma yaratabilecek önemli hisse senetlerini bilmeye hakkı vardır. Raporlama eşiğinin iki katına çıkarılması yönündeki oylamayla birlikte artık üyelerin, kamuoyunun haberi olmadan çoğu hanenin yıllık gelirinden daha fazla değere sahip hisselere sahip olması mümkün hale geldi."
VEKİLLER FİNANS KURULUŞLARINDAN PARA ALIYOR
Düzenlemenin yapılmasının ardından, İngiltere merkezli kuruluş Positive Money’in Lordlar Kamarası’nın finans sektörüyle kurduğu parasal bağlantıyı ortaya koyan raporu yeniden gündeme geldi. 2020 yılının başıyla, 2021’in sonu arasındaki verileri inceleyen raporda Lordlar Kamarası’ndaki üyelerin beşte birinin, ekonomi ve finansla ilgili konuları araştırmakla sorumlu komitedeki üyelerin ise yarısından fazlasının, finans kuruluşlarında kayıtlı ücretli pozisyonlara sahip olduğu ortaya konmuştu. Ayrıca finansal kuruluşların ve bunların yöneticilerinin siyasi partilere 15,3 milyon sterlin ve doğrudan milletvekillerine 2,3 milyon sterlin “bağışladığı” ortaya çıkmıştı.
EN BÜYÜK FİNANSÖR JP MORGAN
Rapora göre, Lordlar Kamarası üyelerinin yaklaşık beşte biri finans sektöründeki firmalarda, ağırlıklı olarak üst düzey yönetim rolleri, danışmanlık rolleri ve yönetim kurulu üyeliklerinden oluşan ücretli pozisyonlarda bulunuyordu. Bunlara ek olarak konferanslarda konuşmacı olarak yer almak için de yüksek ödemeler aldılar. Ayrıca, Lordlar Kamarası üyelerinin yüzde 27’si, hisse sahipliği gibi, maaş dışı parasal ilişkilere sahipti. ABD merkezli yatırım bankası JP Morgan, sadece üç milletvekiline konuşmacı olarak katılmaları ve danışmanlık rolleri için 300.000 sterlinden fazla ödeme yaparak milletvekillerine yönelik en fazla harcama yapan banka oldu.
Lordlar Kamarası’na bağlı olarak ekonomik meseleleri araştırmak ve raporlamakla görevli olan Ekonomi Komitesi’nin ise başkan dahil üyelerinin yarısından fazlası finans şirketlerinde çalışıyor. 2001-2022 döneminde görev yapan tüm Ekonomi Komitelerinde üyelerin yarısından fazlasının finans şirketlerinden ücret aldığı görülüyor. Bunun yanında, bugün bu oran geçmişe göre yaklaşık yüzde 10 daha fazla.
PARAYI VEREN DÜDÜĞÜ ÇALIYOR
Raporda, finansal sektörün beş ana yöntemle hükümet politikalarına müdahale ettiği tespit edildi. Bunların ilk ikisi parlamenterlerle finansal bağlar ve kilit karar alıcılar nezdinde lobi faaliyetleri şeklinde yürütülen bireysel ilişkilerdir. Üçüncüsü finans ve hükümet arasında karşılıklı istihdam geçişkenliğinin sağlanmasıdır. Hükümetteki görev süresi biten yetkililer, finans sektöründeki büyük şirketler tarafından işe alınmaktadır. Dördüncüsü, finans sektörünün “ekonominin motoru” ya da “iklim değişikliğinin çözümü” olduğu yolundaki yalan bilgilerin kasıtlı olarak yayılmasının teşvik edilmesidir. Beşincisi ise, ekonominin finansal firmalara yapısal bağımlılığını azaltacak reformlara karşı çıkılmasıdır.
PARTİLERE 15,3 MİLYON STERLİN ‘BAĞIŞ’
Öte yandan, 2021-2022 döneminde finans şirketleri siyasi partilere 15,3 milyon sterlin bağış yaptılar. Bu da partilerin toplam bağışlarının yüzde 10’unu oluşturdu. Bağışların en büyük bölümünü alan parti, yüzde 76 ile iktidardaki Muhafazakar Parti (Conservative and Unionist Party) oldu.
Raporda, finans sektörü kökenli şahısların siyasi partiler üzerindeki etkisine de yer verildi. 2020-2021 yılları arasında bireylerden siyasi partilere yapılan en büyük 500 bağışın %46'sı finans sektöründe çalışanlar ya da çalışmış olanlar tarafından gerçekleştirildi. Bu bağışların politik sonuçları, bakanlıkların faaliyetlerine de yansıdı. Birleşik Krallık Hazine Müsteşarı, 2020 ve 2021 yıllarında, Brexit sonrası süreci planlamak için sektör temsilcileriyle yaptığı görüşmelerin yüzde 30’unu (296 kez) finansal sektörle ve finans lobisiyle gerçekleştirdi. Bunun yanında müsteşarın tüm görüşmelerinin sadece yaklaşık yüzde 1’i (15 kez) işçi temsilcileriyle ve yine yalnızca yaklaşık yüzde 1’i (16 kez) imalat sanayi temsilcileriyle gerçekleştirildi.
SADIK OLANLARIN İŞİ GARANTİ
Bunlara ek olarak, geçtiğimiz on yılda, Birleşik Krallık’ın eski şansölyelerini işe alan firmaların devlet dairelerindeki toplantılara katılma şansı bulma oranının yüzde 59 arttığı da raporda belirtildi. Hükümet yetkililerinin görev sonrası istihdamıyla ilgili çarpıcı bir veriye daha raporda yer verildi: Son 40 yılda görev yapan tüm eski Maliye Bakanları kamu görevinden ayrıldıktan sonra finans sektöründe ücretli pozisyonlarda işe alındı.
Raporda ayrıca, Birleşik Krallık’ın en büyük beş bankasının toplam banka varlıklarının yüzde 70’inden fazlasına sahip olduğu hatırlatıldı. Bu durumda, Birleşik Krallık’ın G7 ülkeleri içinde en eşitsiz dağılımı gösteren finans sektörüne sahip olduğunu da ortaya koyuyor.