Macron’un da umudu Çin’de
Üç günlük resmi ziyaret için Çin'e giden Fransa Cumhurbaşkanı Macron, Avrupa'nın Çin'den uzaklaşamayacağını dile getirdi. Macron, Pekin'in Ukrayna Savaşı'nın sonlandırılmasında oynayabileceği ‘büyük role’ de vurgu yaptı
Avrupa liderleri art arda Pekin’de. İspanya Başbakanı Pedro Sanchez’in hemen ardından, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve Avrupa Komisyonu Başkanı Ursulavon der Leyen, 5-7 Nisan tarihlerinde Çin’i ziyaret etti. Avrupalı liderler Çin ile ekonomik bağları dengelemeyi ve AB’yi İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana görülmemiş bir güvenlik ikilemine sürükleyen Ukrayna krizi konusunda ortak bir zemin bulmayı hedefledi.
MACRON: AVRUPA ÇİN’DEN UZAKLAŞAMAZ
Ziyaretin ilk günü Pekin’de konuşan Macron, Çin ile ekonomik bağları koparmaya karşı olduğu mesajını verdi. Macron, "Çin ile bağlarımızı koparmamalı, kendimizi Çin'den uzaklaştırmamalıyız." dedi. Fransa Cumhurbaşkanı, Çin'in Ukrayna sorununun barışçı çözümü için "büyük rol oynayabileceğini" ifade etti.
Macron ziyareti sırasında Çin lideri Xi Jinping’in yanı sıra Başbakan Li Qiang ve Çin Ulusal Halk Meclisi Başkanı Zhao Leji ile görüştü.
ÇOK KUTUPLULUK VURGUSU
Çin Devlet Başkanı Xi Jinping, 6 Mayıs Perşembe günü Pekin’de Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ile üçlü bir görüşme yaptı.
Çin ve Avrupa’nın dünyadaki iki büyük güç, büyük pazar ve büyük uygarlık olduğunu vurgulayan Xi, ikili ilişkilerin her iki tarafın refahına ve genel olarak dünyanın istikrar ve refahına bağlı olduğunu söyledi ve ekledi:
“Çin, Avrupa politikasını uzun vadede istikrarlı tutacak, Avrupa’yı çok kutuplu bir dünyada bağımsız bir güç olarak görmeye devam edecek ve herhangi bir üçüncü tarafı hedef almayan, ona boyun eğmeyen ya da onun tarafından kontrol edilmeyen bir Çin-Avrupa ilişkisine bağlı kalacaktır.”
‘TEK ÇİN POLİTİKASINA BAĞLIYIZ’
Fransız lideri Macron da şunları ifade etti: “Farklı kalkınma modellerine rağmen iki ülke birbirlerine saygı duymuş, samimiyetle iletişim kurmuş ve geniş kapsamlı işbirliklerinde karşılıklı fayda sağlamıştır. Bu arada iki taraf, dünyanın karşı karşıya olduğu küresel zorlukları ortaklaşa aşma konusunda önemli ilerlemeler kaydetmiştir. Fransa ‘Tek Çin
“Fransa bağımsız bir dış politikaya ve Avrupa’nın stratejik özerkliğine bağlıdır ve çatışma, bölünme ve blok rekabetini körüklemeye karşıdır” diyen Macron, Fransa’nın taraf seçmeyeceğini de sözlerine ekledi. Bunun yerine Fransa, büyük ülkeler arasındaki ilişkileri istikrarlı tutmak için birlik ve işbirliği çağrısında bulunduğunu belirtti.
MACRON: SİZE GÜVENEBİLİRİM
Xi-Macron görüşmesinde ağırlık Ukrayna’ydı. Macron Xi'den, Çin'in, Ukrayna'da barışın sağlanması için Rusya üzerindeki nüfuzunu kullanmasını talep etti. Macron, "Rusya'yı makul yola getirmek ve herkesi müzakere masasına dönmeye ikna etmek için size güvenebileceğimi biliyorum." ifadesini kullandı.
‘ÇATIŞMANIN YOLU MU BARIŞ YOLU MU?
Çin basınında çıkan yorumlarda, AB’nin çıkarlarına zarar veren ve kıtayı yeni bir soğuk savaşın tehlikeli yoluna sürükleyen ABD liderliğindeki Atlantik cephesinin çatışmacı anlayışına kıyasla Çin’in barışın tesisi için çabaladığı vurgulandı. AB’nin de bu çaba içerisinde yer alması gerektiği yorumları yapıldı. Çin Komünist Partisi’ne bağlı ülkenin en büyük gazetesi olan Halkın Günlüğü’nde “Tehlikeli yolu mu yoksa barışçıl gelişmeyi mi seçeceği konusunda AB’nin yeniden düşünmesinin zamanı geldi” ifadeleri yer aldı.
Çin Dışişleri Bakanı Qin Gang ise Macron’un ziyareti ile ilgili şu değerlendirmelerde bulundu: “Çok taraflılığı korumada, Çin-Fransa işbirliğinin dünyaya daha fazla istikrar ve kesinlik aşılayacağını ve uluslararası toplumu birbirine yardım etmeye, fırsatları paylaşmaya ve zorlukları birlikte aşmaya teşvik edecektir.”
‘AVRUPA’NIN ÇIKARLARI, ATLANTİK SİSTEMİNDE DEĞİL’
Vatan Partisi Çin Temsilcisi Orçun Göktürk, Macron’un çin ziyaretini Aydınlık Avrupa’ya değerlendirdi. Göktürk şu değerlendirmeyi yaptı:
“Avrupa, özellikle de Almanya ve Fransa’nın Atlantik sisteminden koparılması dünya barışı ve çok kutuplu düzenin tesisi açısından önem arz ediyor. Geçen yıl kasım ayında Alman lider Scholz’un Çin ziyareti bu açından olumluydu. Ukrayna krizi sonrası ABD’nin AB’yi yeniden Atlantik ittifakı içerisinde konsolide etme çabası var. Macron ve Ursulavon der Leyen’in Pekin’e ziyaretleri, başta Ukrayna krizine çözüm çabası ve gerileyen AB-Çin ilişkilerinin düzenlenmesi açısından önemli. Avrupa’nın çıkarları, Atlantik sistemi içerisinde çözülemez. Nitekim Çin, 2021 yılında ABD’yi geçerek AB’nin en büyük ticaret ortağı haline geldi ve bu yıl AB-Çin Kapsamlı Stratejik Ortaklığı’nın 20. yıldönümü. Artan uluslararası güvenlik sorunları ve küresel ekonomideki resesyon riskinin ortasında, Çin ve AB’nin karşılıklı saygı ve kazan-kazan işbirliği ruhunu desteklemesi, zorlukların üstesinden gelmesi ve işbirliğine odaklanması dünya halklarının yararına olacaktır.”
‘AB ÜLKELERİ ABD’NİN PEŞİNE DÜŞMEMELİ’
AB liderliğinde, geçen ay Pekin’de İran ve Suudi Arabistan arasındaki tarihi anlaşmadan sonra Ukrayna krizinin çözümüne yönelik Çin’in rolüne olan inanç daha da arttı. Yine de AB içinde Çin’e yönelik siyasetinde çelişkiler devam ediyor çünkü Atlantik sisteminde AB’nin eli kolu bağlı. Ursula von der Leyen’in geçen hafta Sinciang-Uygur Özerk Bölgesine yönelik ABD yalanlarını tekrar ederek “insan hakları ihlalleri” iddiasını sürdürdü. Leyen ayrıca, Çin ile ilişkilerin siyah-beyaz olmadığını belirterek “Çin stratejimiz çerçevesinde Kapsamlı Yatırım Anlaşması’nı yeniden değerlendirmemiz gerekiyor.” ifadelerini kullanmıştı.
Sonuç olarak, AB liderliği Ukrayna krizinde Atlantik’in çözümsüzlüğü içerisinde debelenmekten vazgeçmek istiyor. Çin’in Ukrayna krizini çözmek için önerdiği 12 maddelik barış planı, AB’nin diplomatik özerkliğini kullanmaya teşvik edilmesi ile anlamlı olur. Elbette AB ülkeleri, ABD’nin peşine düşerek Çin’e baskı yapmak yerine, kendi kaderini kontrol altına alarak harekete geçmelidir. Macron, Ukrayna krizinde Çin’i oyun değiştirici güç olarak görse de Avrupa’daki krizin sona erdirilmesinin esas muhatabı Çin değil, Rusya.”
‘İyi ve kötü polislerden’ Pekin’e ziyaret
Fansa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Pekin ziyareti, Avrupa basınında geniş yer aldı. Macron’un Ukrayna krizi dolayısıyla Çin ile ilişkilere yöneldiği ifade edildi. İngiliz kamu yayıncısı BBC’de yayınlanan haberde, Almanya Şansöylesi Olaf Scholz ve İspanya Başbakanı Pedro Sanchez’in de geçtiğimiz günlerde Çin’i ziyaret ettikleri hatırlatıldı. Macron’un yanı sıra Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Ursulavon der Leyen’in de ziyarette olması için BBC, Macron’un aksine von der Leyen’in ABD çizgisini savunan “kötü polis” olduğu değerlendirmesi yapıldı. Ukrayna krizinde Putin’in dahil edileceği görüşmelere karşı çıktığı hatırlatılan von der Leyen’in ziyaretini değerlendiren German Marshall Fund Uzmanı Dr. Andrew Small, iki liderin “Avrupa’nın Çin hakkında birbirinden tamamen farklı görüşleri temsil ettiklerini” ifade etti.
‘MACRON PEKİN’E MESAJ VERİYOR’
Avrupa Dış İlişkiler Konseyi Siyasi Danışmanı Alicja Bachulska da Macron’un Xi Jinping’e mesaj vermek istediğini savundu. Euronews’e konuşan Bachulska, “Macron ile birlikte seyahat eden iş insanları delegasyonu, Pekin ile ekonomik işbirliğinin hala Paris’in önde gelen gündemleri arasında olduğuna yönelik güçlü bir mesaj olduğu çok açık” diye konuştu.
Macron’un üç yıl aranın ardından Çin ile ilişkileri yeniden oluşturmak istediğine yönelik değerlendirmeyi Fransız Le Monde gazetesi paylaştı.
ALMAN BASININDA ORTAK BARIŞ VURGUSU
Almanya’nın önde gelen gazetelerinden Zeit ve Frankfurter Allgemeine, iki liderin Ukrayna geriliminde savundukları ortak çizgiye vurgu yaptı. Macron’un “en hızlı şekilde kalıcı bir barış için görüşmelerin yeniden başlatılması” talebine değinen Zeit gazetesinde Xi’nin de gerilimin tırmandırılmasından kaçınılması çağrısına yer verildi. Frankfurter Allgemeine de Macron’un çözüm için Çin’i işaret etmesine vurgu yaptı.
ABD’li Politico dergisinin Avrupa ayağı ise Macron’un kendisini Çin’e sevdirmeye çalıştığını paylaştı. Xi’nin Putin ile olan yakınlığına dikkat çekildiği haberde Macron’un Ukrayna ve İran ile anlaşmalarda da başarısız olduğuna değinildi. ABD’nin Macron’un girişimlerine karamsar baktığının belirtildiği haberde Fransa Cumhurbaşkanının yaklaşımının Avrupa Birliği çizgisiyle de çeliştiği ifade edildi.
İran ve Suudi Arabistan Çin'de el sıkıştı
Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un Çin ziyareti yaptığı günde önemli bir buluşma daha gerçekleşti. Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Faysal bin Ferhan ve İranlı mevkidaşı Hüseyin Emir Abdullahiyan Çin'in başkenti Pekin'de 6 Nisan’da bir araya geldi. Görüşme yedi yılı aşkın bir süredir iki ülke arasında düzenlenen en üst düzey ikili toplantı.
Suudi Arabistan ve İran ikili ilişkileri yeniden inşa ediyor. Faysal bin Ferhan ve Hüseyin Emir Abdullahiyan'ın görüşmesi, Çin'in geçen ay arabuluculuk yaptığı anlaşmanın ardından gerçekleşti.
Abdullahiyan ve Ferhan arasındaki bu görüşme sonrası yayımlanan ortak bildiride, mart ayında uzlaşıldığı gibi büyükelçiliklerin mayısa kadar açılmasıyla diplomatik bağların resmen tesis edileceği, buna ek olarak bir de Meşhed ve Cidde kentlerinde konsolosluk kurulacağı belirtildi.