Madem zararlı neden işbirliği yapıyorsunuz?

ABDÜLKADİR SELVİ-HÜRRİYET

Pervin Buldan ise “Bu iktidar, bir tweet’te iki kadının isminin bir araya getirilmesinden bile korkan bir iklim yarattı” dedi.

İyi de Pervin Hanım, adres yanlış değil mi? Asıl HDP’nin desteğiyle seçim kazanıp, sizinle birlikte açıklama yapmaktan kaçınanlara, aynı tweet’te yer almaktan utananlara bir şey söylemeniz gerekmez mi?

HDP’nin oylarını alırken iyi ama HDP ile aynı tweet’te etiketlenirken kötü. HDP oylarıyla seçim kazanırken iyi ama HDP ile resim verirken kötü. Madem HDP aynı tweet’te etiketlenmeyecek, aynı yerde fotoğraf çektirilmeyecek kadar zararlı bir partiyse, o zaman neden seçim işbirliği yapıyorsunuz?

MAKARNACILAR O GECE BELLİ OLDU

NEDİM ŞENER-HÜRRİYET

Kimler darbecilere kadeh kaldırmış, nerelerde darbeciler alkışlanmış, kimler nerelerde saklanmış en iyi kendisi bilecektir. Makarnacı diye aşağıladığı insanlar o gece oy vermek için değil can vermek için sokaklardaydı. O ise Bakırköy Belediye Başkanı’nın evinde saklanmış, kendisini arayan Başbakan Binali Yıldırım’ın, “Siz de taraftarlarınızı sokağa davet edin” teklifine, “Halkın güvenliğini kim sağlayacak?” diyerek karşılık vermiştir.

Tüm dünya o gece gerçek “makarnacıların” kimler olduğunu gördü.

TAHA AKYOL’UN DOSTLARI!

TAHA AKYOL-KARAR

Fakat “Dostum Putin” Türkiye için bir seçenek olamazdı, olamadı da...Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu “Rusya stratejik ortağımızdır” demişti! (24 Ağustos 2018)Bunun bir anlamı yoktu, zaten Lavrov da “Türkiye stratejik ortağımız değildir” diyerek kaba bir karşılık verdi buna. (14 EkiM 2020) “Şanghay Beşlisi” de bir işe yaramadı tabii.Bütün bu on yıllık yürüyüşten sonra şimdi dış politikada Türkiye’nin geleneksel ‘fabrika ayarları’na dönmek gerektiği görülüyor: Türkiye’nin hukukuyla ve diplomasisiyle ‘Batılı ülke’ görüntüsü kazanması.Evet Batı’da her zaman Türkiye karşıtları oldu; gerek Batı-merkezli ideolojik sebeplerle gerek Hıristiyanlık duygusuyla…Ama Batı’da her zaman Türkiye’nin güçlü dostları da olmuştu. Bunları kaybettik.

YALÇIN'A GÖRE GÖREV HDP'YE DÜŞÜYORMUŞ

SONER YALÇIN-SÖZCÜ

Terör sorunumuz var. Mehmetçik dün olduğu gibi bugünde destan yazmayı sürdürecek kuşkusuz. Peki, siviller- siyasetçiler ne yapacak? Tüm sorumluluğu askerin sırtına yükleyip hamaset yapmayı mı sürdürecek?Görev Pervin Buldan gibi politikacılara düşüyor.Görev HDP'ye düşüyor; mazeret üretmeyi bırakıp terörle arasına mesafe koymalıdır.Türk'üyle Kürt'üyle ülkemizin toplumsal barışa ihtiyacı var.Artık keskin dönemeçteyiz…

“İMAMOĞLU POZİSYON ALIYOR”

ORAL ÇALIŞLAR-POSTA

Aslında İYİ Parti liderliği de bunu görüyor. Dar milliyetçilik söyleminin getireceği oy yüzdesinin ötesine geçmek istiyor. Ayrıca bu partinin tabanı artık ülkücülerle sınırlı bir taban değil. Daha geniş bir seçmen kitlesinin ilgisini çekiyor.

HDP’li seçmen, bir başka ifadeyle Kürt seçmen, yerel seçimlerde etkin bir rol oynadı. Abdullah Öcalan’ın çağrısını değil, kendi geleceğini hesaplayarak oy kullandı. ‘Kendi geleceği’ Türkiye’de ve Türklerle yaşamak. Bu nedenle liberal-demokrat kesimlerle işbirliğini önemsiyor. İmamoğlu belki bu kadar ince hesap yapmadı ama sonunda Kürtleri içine katmayan bir ittifakın iktidar şansı olmadığını biliyor ve bulunduğu yerden bir pozisyon

İYİ PARTİ’NİN FEZLEKELERE KARŞI TAVRI NE OLACAK?

DİDEM ÖZEL TÜMER-MİLLİYET

Partinin fezlekelere yaklaşımı konusunda görüştüğüm kaynak, temel kriterlerini “doğru isnat, doğru delil, doğru fail” olarak açıkladı. Akşener, “İYİ Parti, fezlekeye bakar, gereği neyse onu yapar” derken kastedilen bu. Yani, her bir dosyada bu üç temel unsurun olup olmadığı test edilecek. Parti yetkilisi, “Yani terör örgütüne üye olan bir kişi için, ‘terör örgütünün propagandasını yapmak’ suçlaması ile gelinmemesi gerek. Ya da terör örgütü propagandası yapan için ‘terör örgütüne üyelik’ ile gelinmemesi gerek. İhbar mektubu üzerinden bir fezleke hazırlandıysa biz buna ‘hayır’ deriz. Doğru isnat, doğru delil, doğru fail tespitiyle gelen bir konuya ise ‘hayır’ demek mümkün değil. Ama keyfi olarak hazırlanmış bir fezlekeye, siyasi baskı emareleri olan bir fezlekeye ‘evet’ denildiğinde, hem hukuk, hem yargı, hem de kamuoyu vicdanı yıpratılır. İYİ Parti burada ‘check balans’ yeri olmak zorunda” dedi. Bir başka ifade ile, İYİ Parti söz konusu ettiği kriterlere uygun olan dosyalar için ‘evet’, buna uyulmadığını düşündükleri için ‘hayır’ deme kararında. Parti yetkilisi, “Körü körüne ‘evet’ de demeyiz, körü körüne ‘hayır’ da demeyiz. Biz yargının ve siyasetin dönemsel ihtiyaçlarına cevap veren bir mekanizma haline gelmeyiz.” ifadesini kullandı.

Sonraki Haber