Maden ocağını yabancıdan aldı 10 kat büyüttü! Üretimi artıran hamle

Aydın’ın Çine ilçesi kuvars ve feldspat madenleri açısından zengin bir merkez. Bu alanda 5 firma maden çıkarıyor. Bunlardan birisi de Eysim Madencilik. Sahibi Muhammet Demir 10 yıl önce Belçikalılardan devraldığı alanda yaptığı yatırımlarla hem işi hem de işçi sayısını 10 kata çıkardı.

Aydınlı iş adamı Muhammet Demir, 10 yıl önce bir Belçika firmasından devraldığı maden işletmesini 10 kat büyüttü. Aylık üretimini bin tondan 10 bin tona çıkardı. İşçi sayısını da 20 kişiden 150-170 kişiye çıkardı. Hedefi ise madenden sağlanacak olan katma değeri artırarak ülkemize daha fazla döviz kazandırmak. 14 yıldır kendi işinin sahibi olan Muhammet Demir, İzmir’de deniz taşımacılığına başladı. Bununla da kalmadı 2013 yılında maden işine girerek bir Belçika firmasının çekildiği alanda maden işletmeciliği yapmaya başladı.

Aydın’ın Çine ilçesinde 4 büyük firmanın maden ocağı işlettiği bölgede, Eysim Madencilik olarak kuvars ve feldspat madenini işliyor. İşlenmiş malzemeler seramik, mutfak tezgâhı, cam, elektronik sanayi, boya, yapı kimyasalları ve arıtma sektörüne hammadde olarak destek sağlıyor. Çine’de kurulan tesisler, ayda 10 bin ton granül üretim kapasitesine sahip.

‘KATMA DEĞERİ ARTIRMANIN ARAYIŞI İÇİNDEYİZ’

Ülkemizin doğal kaynaklarını ekonomiye kazandırarak dışa bağımlılığı azaltmak ve istihdam yaratarak işsizlik sorununu çözmeye destek sağlamayı misyon edindiklerini belirten Eysim Mineral Madencilik Ltd. Şirketi Genel Müdürü Muhammet Demir, hedeflerini Aydınlık’a şöyle özetledi:

“Öncelikle yabancı bir firmayı devir alarak onu yerli ve milli yapmanın mutluluğu içindeyiz. Kapasitenin, üretimin ve işçi sayısını artırmanın mutluluğunu yaşadık. Hedefimiz işletmemizi daha da büyüterek ülkemize katkı sağlamaktır. Bu alanda katma değeri artırmanın arayışı içindeyiz. Bu hem Aydın’a hem de ülkemize daha fazla katkı sağlayacaktır. İstiyoruz ki yurt dışına madenlerimizi hammadde olarak değil, işlenmiş ve mamul olarak ihraç etmektir. Bunun da çalışmalarını yapıyoruz. Kuvars madeni birçok sektörde kullanılıyor. Başta mutfak tezgâhı, cam sektörü, kablo sanayi ve birçok alanda kullanıldığı için geleceği açık bir sektör. Daha da geliştirilmesi gereken bir ürün. Bu konuda da 9 Eylül Üniversitesi ve Muğla Sıtkı Koçman Üniversitenin maden fakülteleri ile yoğun şekilde çalışıyoruz. Katma değeri nasıl artırıp, daha değerli hale getirip, nasıl ihraç ederiz düşüncesi içindeyiz. Ayrıca ileride mutfak malzemesi ve cam sektöründe yatırım düşüncesindeyiz.”

‘İŞÇİSİZ VE İŞVERENSİZ ÜRETİM OLMAZ’

Çevreye duyarlı olduklarını belirten Demir, bu konuda köylüler ve Orman İşletmesiyle yasalar çerçevesinde iş birliği yaptıklarını belirtti. Bu konuda da gerekli katkıları verdiklerini kaydetti. İşletmede çalışan işçilerin sağlığı konusunda da hassas davrandıklarını belirterek, “Bizim düşüncemize göre işçi ve işveren karşıt ya da ayrı gruplar değil birliktedir. Üretimin en önemli ayaklarıdır. İşçisiz ve işverensiz bir üretim olmaz. Birlikte, kardeşçe üretim sektöründe çalışarak hem evlerine bir kazanç sağlamak hem de üretimi desteklemek için birlikte çalıştıkları bir ortamdır. Bu ortamda da işçilerin mutlu ve huzurlu olması için ne gerekiyorsa yapıyoruz. Önceliğimiz onlardır. Her 1 Mayıs İşçi Bayramında bir otele giderek işçilerimizle ailece kutlarız. Ayrıcı özel günlerde çalışanlarımızla birlikteyiz. Bölgede tek sendikalı firma da biziz. İşçilerimizi ayrıca özel sigortalı yaptık. İşçilerimizin daha nasıl rahat ortamda çalışırlar onun arayışı içindeyiz. Çevreyle ilişkilerimize de önem veriyoruz. Vatandaşlarımızın bazı isteklerine cevap vermenin de mutluluğu içindeyiz. 2021 yılında meydana gelen orman yangınında bütün araçlarımızı bölgeye sevk ettik. Bunu bir görev kabul ettik. Bu konuda tüm gücümüzü de kullandık.” değerlendirmesini yaptı.

‘ÜRETİM GÜÇLÜ ŞEKİLDE DESTEKLENMELİ’

Muhammet Demir, üretim ekonomisi konusunda da şunları söyledi:

“Bugüne kadar tüketime dayalı sanal bir mutluluk yaşadık. O da geçici bir mutluluktur. Hem kendi geleceğimiz hem de çocuklarımızın geleceği açısından tüketimden ziyade üretime dayalı bir ekonominin olması gerekir. Bu nedenle de üretimin güçlü bir şekilde desteklenmesi gerekiyor. Ülkemiz yer altı kaynakları ve birçok alanda zengin bir ülkedir. Maalesef bu zenginlikleri kullanmamıza engel olmaya çalışanlar da bulunmaktadır. Bizim, her ne olursa olsun bu tür zorlukları aşarak, üretim ekonomisi üzerinde çalışarak, üretimi destekleyerek, güçlendirerek büyümemiz, -sadece bugünü değil geleceğimizin de mutlu, refah ve huzurlu olması açısından- gereklidir.”

VATAN PARTİSİ AYDIN İL BAŞKANI AV. ZÜHRE GENİŞEL:
‘MİLLİLEŞME VE YERLİLEŞME STRATEJİK ÖNEMDE’

Vatan Partisi Aydın İl Başkanı Av. Zühre Genişel, Eysim Madencilik sahibi Muhammet Demir ve Ulusal Kanal Temsilcisi Turgay Öztürk. (Soldan sağa)

Vatan Partisi Aydın İl Başkanı Av. Zühre Genişel, yerli ve milli üretimi desteklediklerini belirterek, bu konudaki çalışmalarından dolayı Muhammet Demir’e teşekkür etti. Parti programlarının da üretime öncelik verdiğini hatırlatarak şunları söyledi:

“Muhammet Bey ile aynı şeyleri düşünüyoruz. Sayın Demir, bizim üretim devrimi programımızı kendi alanına özgü olarak anlatmış oldu. Madenler, doğal kaynaklar, yeraltı zenginlikleri milli bir ekonominin inşası, büyütülmesi ve güçlendirilmesi anlamında son derece stratejik ürünlerdir. Bu sektör de son derece stratejik bir sektördür. Dolayısıyla kamunun da burada özel teşebbüsleri destekleyen, önünü açan, gerek üretimin niteliğinin artırılması gerek üretimin çeşitlendirilmesi, üretim teknolojilerinin arttırılmasına dönük olarak Ar-Ge çalışmaları benzeri desteklemelerle daha müdahil olması gerekir. Muhammet Bey de bu modeli anlattı. Özel sektörün madencilik, doğal kaynakların işlenmesiyle ilgili olarak çabası milli ve yerli olması nedeniyle son derece önemli ve anlamlıdır. Burada millileşme ve yerlileşme de stratejik önem arz eder. Bizim programımızda da bu konular yer almaktadır. Muhammet Bey de bir Belçika firmasını yerlileştirerek üretime katkı sunmuştur. Ayrıca hammaddenin işlenerek ara mala dönüştürülmesini de destekliyoruz. Her üretim bir şekilde doğaya müdahale etmek anlamına gelir. Burada madencilik sektörüne çokça yöneltilen bir eleştiridir çevre duyarlılığının yeterli olmadığı noktasında...

Elbette madenlerimizi de işleyeceğiz, yeraltı kaynaklarımızı da çıkaracağız, onlardan azami yarar sağlayacağız. İnsanla doğanın uyumunu yakalamak o kadar da zor değil. Doğru, üretim faaliyetleriyle doğaya müdahale edeceğiz ancak insanla üretim ilişkisini bir potada eritmek ve insancıl da olan üretim devrimi modelini uygulamak Türkiye açısından zorunludur. Biz de Muhammet Bey’in çalışmalarını destekliyor ve başarılar diliyoruz.”

Sonraki Haber