Meslek liseleri ne yapacağını bilemiyor
Meslek liselerine ortaokul açılması için yazı gitti. Fakat planlama yok, müfredat yok. Zonguldak Meslek Lisesinden Öğretmen Volkan Mucuk, 'Burası maden şehri ama madencilikle ilgili bölüm yok! Öğrencilerin yarısı elektrik-elektronik bölümünden mezun oluyor ve çoğu işsiz kalıyor' dedi
Bakanlık meslek liselerine ortaokul bölümleri açılmasını öngören bir yazıyı 25 Mayıs’ta okullara yolladı. ‘Mesleki ortaokulları açabilirsiniz’ biçiminde, izin verme içerikli bir yazıydı. ‘Okul içerisinde ayrı bir bina varsa ortaokul açabilirsiniz’ deniyordu. Eğer yoksa, aynı derslik binası içerisinde ayrı bir katta, tuvaleti de ayrı olmak şartıyla yeriniz varsa ortaokul açabilirsiniz!
Yeni eğitim öğretim dönemi bir ay kadar sonra başlayacak. Meslek liseleri ne yapacaklarını şaşırmış durumdalar.
Okullarda uygun mekan olsa bile mesleki ortaokullar için bir müfredat hazırlanmış değil. Tamamen plansız, programsız alınmış bir karar. Okullara yönlendirme de yapılmamış. Meslek ortaokulunu hangi öğrenci veya ailesi, hangi düşüncelerle tercih edecek, o da belirsiz.
Konuyu, Zonguldak Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Elektrik ve Elektronik Bölümü Öğretmeni Volkan Mucuk’a sorduk. Aynı zamanda Hepimizin Sendikası Grubu üyesi olan Mucuk, “Üç yıl önce Hepimizin Sendikası grubu olarak bir mesleki eğitim raporu hazırladık, Eğitim Şurası'na sunduk.” dedi ve ekledi:
“Üretim devrimi programını hayata geçirebilmek için eğitim sistemimizi üretime dönük planlamamız gerekir. Üretim devriminin eğitim ayağını planlamalıyız. Ancak ne üretimde ne eğitimde plan yapılıyor.”
Mucuk, görüşmemiz sırasında ‘plansız eğitime’ çarpıcı bir örnek verdi:
“Zonguldak’taki meslek lisesinde madencilikle ilgili herhangi bir bölüm yok! Öğrencilerin yarıya yakını elektrik-elektronik bölümünden mezun oluyor ve çoğu da işsiz kalıyor.”
Mucuk, sorularımızı yanıtladı:
‘İLKÖĞRETİMİ NEDEN AYIRMIŞTIK?’
- Liseler bünyesinde ortaokul öğrencilerinin eğitim görmesi uygun mudur?
Pedagojik açıdan küçük yaştaki öğrenciyle büyük yaştaki öğrencinin aynı anda aynı ortam içerisinde bulunmaması gerekir. Yakın zamana kadar ilköğretim okulları vardı, hem ilkokul hem ortaokul. Birden sekize kadar aynı bina içerisinde eğitim öğretim görüyordu öğrenciler. Bunun pedagojik açıdan doğru olmadığı biliniyordu, bundan geri dönüldü. Okullar bina olarak ayrıldı.
Şimdi ise Bakanlık, meslek lisesinin içerisinde ayrı bir bina varsa veya ayrı bir katta, tuvaleti ayrı olan bir yerde ortaokul açabilirsiniz diyor. Hazırlıksız bir şekilde kararlar alınıyor. Bir planlama söz konusu değil.
Üretim toplumu yaratabilmemiz için öğrencilerin küçük yaşta itibaren, ilkokuldan itibaren yönlendirmeye dayalı eğitim sistemine tabi tutulması gerekiyor. Öğretmenlerin, küçük yaştan itibaren öğrencilerin yeteneklerini keşfedecek şekilde izlemesi, portfolyo dosyaları hazırlamaları gerekiyor.
Öğretmenlerin, öğrenciler hakkında görüşlerinin bildirilmesi sistemidir bu. Öğrencilerin izlenmesini gerektiriyor. Gerek akademik derslerdeki başarısını gözlemleyerek gerekse atölye çalışmalarında beceri eğitimine tabi tutarak öğrencilerin nelere becerisi olduğunu keşfetmeye yönelik bir sistemden bahsediyorum.
Yönlendirme bu şekilde olabilmeli. Bunu sağladığınız zaman meslek liserinin, spor liselerinin ve güzel sanatlar liselerinin ortaokul kısımlarını açmanın bir anlamı olur. Aksi halde veli diyecek ki ben çocuğumu beşinci sınıfta neye göre meslek lisesine göndereceğim? Öğretmenin çocuk hakkında bir raporu yok, şu mesleği yapabilir veya şu spora, şu sanata ilgisi vardır diye bilimsel verilere dayalı bir görüşü yok. Velinin elinde bir dayanak yok. Çocuk da kendisini tanımıyor…
‘YENİ MAĞDURİYETLER YARATIRSINIZ’
Şu anki sistemde böyle bir uygulama, yeni mağduriyetler yaratır. Altyapıyı kursanız bile seçimde hata yapabilirsiniz. Çocuk gönderdiğiniz bölümde mutsuz olabilir, başarısız olabilir. Bunun geri dönüşünün de önceden planlanması, başka bir ortaokula geçmesine ilişkin şartların hazırlanması lazım.
Temenniye dayalı bir karar var. Stratejik olarak doğru, meslek eğitimi küçük yaşta alınmalı. 12 yaştan itibaren beceri eğitimi alabiliyor insanlar, yedinci sınıfa denk düşüyor. Ancak ilkokuldan gelen bir yönlendirme sistemi, öğretmenin, uzman öğretmenlerinin, psikolojik danışmanların bilimsel dayanaklarla, objektif bir değerlendirmeyle yapacakları bir yönlendirmeyle olabilir.
Öğrenci hakkında objektif kararlar vardır, görüşler vardır. Buna göre öğrenciyi yönlendirirsiniz. Öğrencinin kendi isteklerini dikkate alarak, ailesini de işini işine katarak bir okula yönlendirirsiniz.
‘YETENEK KEŞFİ İLKOKULDA BAŞLAR’
- Meslek ortaokulları, bir meslek eğitimi konusu değil çocuğun yeteneklerinin keşfedildiği bir ara aşama mı olmalı?
Bizim burada esas amacımız her bireyin yeteneklerini keşfetmek. Bu keşif, ilkokulda başlar. Öğrencinin hangi mesleğe meyilli olduğu o çağda belli olmaya başlıyor. Sınıf öğretmenlerimiz, öğrencinin eğilimlerini saptamada, onları izlemede, yeteneklerini keşfetmede gayet yeterli. Yeter ki sistematik olarak bu sistemi uygulayalım. Yeter ki eğitim sistemini bu şekilde programlayalım.
Beşinci, altıncı sınıftan itibaren atölye çalışmaları konulabilir. Böylece yeteneklere ilişkin yaptığımız değerlendirmeler pekiştirilir. Ama bunlar ayrıntılar. Önemli olan eğitim sistemimizi en başından yönlendirmeye dayalı olarak planlamamızdır. Bunu yaptığımız zaman üniversitede sınav yapmaya bile gerek kalmayacak.
Çocuk 18 yaşına gelip liseden mezun olduğu zaman, zaten yeteneğine göre bir alanda eğitim görmüş, yetişmiş olacak. Üretim ekonomisini de kurduysanız, istihdamı zor olmayacak. Tıp, hukuk gibi alanlarla akademik çalışma yapmak isteyenler üniversiteye gidecek. Üniversite bir iş bulma kapısı olmaktan çıkacak. Nitelikli üniversiteler ayakta kalacak diğerlerinin binaları devlete devredilecek…
Eğitimi bu temel üzerinde kurgulamamız gerekiyor. Her bireyimizin, her insanımızın yeteneklerini keşfedip, yeteneklerine uygun eğitim verdiğimiz zaman, eğitim sistemindeki sorunların büyük bölümünü çözeriz.
Üretim ekonomisini kurmazsanız da başarılı olamazsınız. İstediğiniz kadar meslek ortaokulu açın, meslek lisesi açın, buralardan mezun olana iş bulamadığınız, istihdam sağlayamadığınız sürece, yine başa dönersiniz.
- Çok teşekkür ederiz.
MESLEK LİSESİ MEZUNLARI DA İŞSİZ KALIYOR!
- Okulların bir hazırlığı var mı meslek ortaokullarıyla ilgili?
Yok. Okullarımız hazır değil. Okullara sadece yazı gönderildi. Bununla ilgili ne yapılacağı belli değil. Bir planlama, bir yol haritası yok. Hangi bölümü açacağız? Nereye açacağız?
Bölgeye göre üretim planlamanız yoksa, bu şehirde şu üretim yapılıyordur, bu sanayi kolu gelişkindir veya tarım kentidir diye, bölgenin, illerin ihtiyacına uygun bir meslek lisesi, ortaokulu kuramamışsanız, o zaman eğitim sisteminiz yamalı bohça olarak kalır.
Şartıcı bir örnek vereyim size. Burası madenci kenti, meslek lisemizde madencilikle ilgili hiçbir eğitim verilmiyor.
Konya’da, Niğde’de, Aksaray’da tarım lisesi var mı? Mesleki eğitim tamamen plansız şu an. Meslek Lisesi mezunları da işsiz kalıyor. Mezun ettiğimiz öğrencinin yarıya yakını elektrik elektronik mezunu. Mezunlarımız geliyor, ne iş yapıyorsun diye soruyoruz, çoğu mesleğinden farklı alanlarda çalışıyor. Eğitim gördüğü alanda istihdam edilmemiş. Çünkü ihtiyaç yok bu bölgede.
‘BU BİR EĞİTİM İSRAFIDIR!’
Bu bir eğitim israfıdır! Meslek eğitimi en pahalı eğitim. Devlet yatırım yapıyor. Donanımı var, laboratuvarı var, atölyesi var... Ciddi maliyeti var. Böyle bir imkanı yaratıyorsunuz ama mezun olmuş öğrenciyi kendi alanına istihdam edemiyorsunuz.
Eğitim sistemimizi yeni baştan kurgulamamız gerekiyor. Bu yamalı borçtan artık vazgeçmemiz gerekiyor. Eğitimi yeni baştan, sıfırdan, üretim devrimine paralel olarak planlamak, üretim toplumunu yaratacak bireyleri yetiştirmek zorundayız. Hepimizin Sendikası grubu olarak hazırladığımız Mesleki Eğitim Raporumuzun özeti de bu.