Magosalı esnaf Osman Kutup: Umudumuzu hiç yitirmedik

‘Kıbrıs’ta olayların başladığı 1958’de çocuktum. Köyde yaşıyorduk. Rumlar diğer köylerden toplanıp geliyor ve evlerimizi basıyorlardı. Köyümüzü terk etmek zorunda kaldık. Biz ayrıldıktan kısa bir süre sonra komşu köyleri bastılar. Onlarca Türkü öldürdüler'

Osman Kutup Magosalı bir esnaf. Çocukluk yılları Rum saldırıları ile geçmiş. Ailesiyle birlikte üç kez göç etmek zorunda kalmışlar. 1974 barış harekatında kullandığı miğferi hâlâ saklıyor: işyerinde en görünen yerde.

Osman Kutup’la eski günleri konuştuk. Yaşadıklarını anlatırken çok duygulandı. Gözleri doldu. Konuşmada zorlandı. Eski zor günlerini yeniden yaşıyor gibiydi.

Osman Kutup’un anlattıkları özetle şöyle:

‘GERİ DÖNMEYELİM DİYE EVLERİMİZİ YIKTILAR’

Kıbrıs’ta olayların başladığı 1958’de çocuktum. Köyde yaşıyorduk. Rumlar diğer köylerden toplanıp geliyor ve evlerimizi basıyorlardı. Köyümüzü terk etmek zorunda kaldık. Biz ayrıldıktan kısa bir süre sonra komşu köyleri bastılar. Onlarca Türkü öldürdüler. Bizler zamanında köyümüzü terk etmeseydik şimdi yoktuk. Bizler köyümüzü terk edince evlerimizi ahır yaptılar. Sonra da bir daha geri dönmeyelim diye tamamen yıktılar. İnsan yıllarca birlikte yaşadığı komşusunun evini yıkar mı?

TANKLARA KARŞI ŞİŞE SİLAHLARI

1963 olaylarında Magosa’daydık. Can güvenliğimizi sağlamak için kale içine sığındık. Kale içindeki mağazamızda yatıp kalktık. O günlerde silahımız yoktu. Şişelerden molotof kokteyl yaptık. Görevimiz bunları tanklara karşı kullanmaktı. Hem okula gidiyorduk, hem işimizi yapıyorduk, hem de geceleri nöbet tutuyorduk…

Bugünlere, o koşullardan geçerek geldik. Kıbrıs’ın KKTC’nin kıymetini iyi bilmeliyiz

Osman Kutup 1963 yılında Magosa'dayken...

‘ANNAN PLANI TUZAKTI’

Annan planı hayata geçseydi adada Türk askeri kalmayacaktı. Rumlar içimize gelip yerleşecekti. Adada huzur kalmayacak, 1974 öncesine tekrar dönülecekti. Rumlar AB’den alacakları paralarla Türklerin mallarını satın alıp adayı ele geçireceklerdi. Uluslararası firmaların bayiliklerini alıp, Türk tüccarını, esnafını piyasadan sileceklerdi. Annan planı hayata geçseydi Türkler Rumların sömürgesi olurdu.

‘GÜVEN KALMADI’

Rumlarla bir arada yaşama dönemi geçti. Çok acılar çektik. Türkler hiç köy basmadı. Ama onlar bastı. Bizler yıllarca kadınlarımızı çocuklarımızı damlarda yatırdık. Kendimiz sokaklarda nöbet tuttuk. Huzuru biz değil onlar bozdu. Daha sonra da güven kalmadı. Elbette bütün Rumlar aynı değildi. Zaman zaman Rum komşularımız yiyecek getirirdi. Ama içinde zehir vardır diye yemezdik. Güvensizlik o günlerde Rumlar yüzünden başladı. Hâlâ da var. Federal sistem Rumların kontrolüne girmek demektir.

‘KIBRIS DAHA İYİ OLACAK’

Biz çok sıkıntılar, acılar çektik. Yaşamımız pamuk ipliğine bağlıydı. Ama ümidimizi hiç yitirmedik. Şimdi kapalı olan Maraş bölgesi yerleşime açılacak. Eskiden Maraş bölgesinde benim de mağazam vardı. Kapattım, Magosa’ya geldim. Kapalı Maraş’ın şimdiye kadar çoktan açılması gerekirdi. 1974 Barış Harekatı ile Kıbrıs’ta dengeler değişti. Kıbrıs daha iyi olacak.

Türk askerinin adadaki varlığı eleştiriliyor. İngilizler adaya geldiler çıkmıyorlar. İngiltere nere, Kıbrıs nere? Türkiye anlaşmadan doğan haklarına dayanarak Türkleri korumak için adaya geldi. Uluslararası hukuktan doğan haklarını kullandı. Daha sonra KKTC kuruldu. Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş oldu. Denktaş denince akla Kıbrıs gelir. Kıbrıs’ı bizlere emanet etti.

Sonraki Haber