MAİB: Çin yatırımlarla sanayimize katkı vermeli

Makine İhracatçıları Birliği (MAİB) yılın ilk ayında yapılan toplam makine ihracatının 1.4 milyar dolar olduğunu açıkladı.

İhracat verilerini değerlendiren Makine İhracatçıları Birliği Başkanı Kutlu Karavelioğlu, “Satın alma gücü yüksek ülkelerden başlayarak, pandemi sürecinde ertelenen tüketim ihtiyaçlarının hızla giderilmesi için bahar aylarında talebin güçleneceği kanısı hâkim hale geldi. Bu durumun yatırım veya tüketim malı üreten tüm sektörlere doğrudan etkisi olacaktır. Bu yıl 20 milyar dolar makine ihracatı yapmayı hedefliyoruz” dedi.

AB, RCEP ETKİSİNİ ARTIRACAK

Almanya başta olmak üzere önemli AB ülkeleri tarafından Çin ile yapılan tüm müzakerelerde dile getirilen hususların yeni imzalanan yatırım anlaşmasında yer aldığını belirten Karavelioğlu, bu anlaşmanın AB için iki açıdan büyük önemi olduğunu belirtti. “Anlaşmanın birinci özelliği, Çin’in bugüne kadar kabul etmediği hususlarla ilgili olması… Karşılıklı yatırım ilkesi, Çin’de faaliyet gösteren yabancı işletmelerin önemli ihalelerin, teşvik ve finans mekanizmalarının dışında bırakılması gibi konularda ilk defa mevcut durumun değişmesi yönünde tavır sergileniyor. İkinci olarak bu anlaşma ile bazı AB üyesi ülkelerin Çin ile özel temasları sınırlanıyor ve girişimler AB şemsiyesi altında ele alınıyor. Bu anlaşma ve RCEP birbirinin etkilerini artıracak bir kompozisyon içeriyor, makine imalatçılarının dolaylı da olsa sürecin içinde olması gerekiyor” diyen MAİB Başkanı, Türkiye’nin Çin bahsindeki önceliğinin ise dış ticareti dengelemek olduğunu söyledi. Karavelioğlu, “Çin’in sattığı mallardan çok, Türkiye’de yapacağı yatırımlarla sanayimize katkı vermesi tercih edilmesi gereken ve sürdürülebilir olan durumdur“ dedi.

YERLİ MAKİNE ÖNCELENMELİ

Küresel rekabetin merkezinde yüksek katma değerli ürünlerin olduğuna işaret eden Karavelioğlu, Katma Değer ve İthal Girdileri raporu sonuçlarına ilişkin ise şunları aktardı: “Sektörümüzün ithalat girdi yoğunluğuna baktığımızda doğrudan girdilerin yüzde 21, dolaylı ithalat etkisinin ise yüzde 12.8 olduğunu hesapladık. Türk makine sektörünü G8 ülkeleri ve Çin ile kıyasladığımızda doğrudan ithalat yoğunluğumuzun Kanada'dan daha iyi, Fransa ile aynı seviyede olduğunu görüyoruz. Diğer ülkeleri yakalamak için yerli ara malı ve komponent konusunda gidecek çok yolumuz olduğunun bilincindeyiz. Yine aynı rapora göre, makine ihracatı ile yarattığımız katma değerin yüzde 75.8'ini Türkiye'de oluşturuyoruz. Yerli makine kullanımının öncelenmesi için çabalarımızı artırmak zorundayız çünkü yurt içindeki makine talebinin oluşturduğu katma değerin sadece yüzde 31'i ülkemizde kalıyor. Ne yazık ki yurt içi talepten doğan katma değerin yüzde 33’ü Avrupa’ya, yüzde 20’si de Doğu Asya’ya gidiyor. İç talebin oluşturduğu katma değer, ihracatın oluşturduğu katma değerin yarısı kadar etmiyor. Türkiye büyük destekler verdiği makine yatırımlarından hak ettiği katma değeri alamıyor.”

Sonraki Haber