Malezya izlenimleri – 4! Sun Yat-sen, Penang Adası ve 1911 Çin Devrimi

Penang adasının Sun Yat-sen ile olan tarihsel bağı yeni yeni keşfediliyor. Yazar Nasution'un yaşadığı evi araştırması üzerine 1911 Çin Devrimi’nin milliyetçi lideri Sun Yat-sen ile bağlantılı olduğu anlaşılıyor...

Kuala Lumpur’da üç gece kaldıktan sonra ertesi sabah Kuala Lumpur tren istasyonundan ülkenin kuzeybatısında bulunan Penang adasına gitmek için Butterworth trenine bindim. Trenden Malezya’nın yemyeşil doğasını izlemek çok keyif vericiydi.

Öğleden sonra Penang adasının Georgetown şehrine vardım. 1786’dan 1957’ye kadar İngiliz sömürgesi olan Penang’da çok fazla tarihi yapı ve müze vardı ama ben ilk önce Sun Yat-sen Müzesi’ni görmek istiyordum. 1911 Çin Devrimi’nin önemli dönüm noktalarının planlandığı ve yönetildiği bu müzeyi görecek olmak beni daha da heyecanlandırmıştı. Duvar resimleriyle, çok hoş restoran ve kafelerle dolu meşhur Ermeni Caddesi’nde bir süre yürüdükten sonra müzeye vardım.

Ermeni Caddesi

Müzede duvarda asılı olan bilgi levhalarını detaylı bir şekilde okudum ve videolar çektim. İçeride 2007 Çin yapımı “Road to Dawn” filmi gösteriliyordu ve filmin bir kısmını izledim. Daha sonra müzenin yetkilileri ile kısa bir sohbet ettim, Türkiye’den geldiğimi, Sun Yat-sen’in siyasi fikirlerine Türkiye’de de saygı duyulduğunu belirttim. “Sun Yat Sen Penang’ta” kitabının yazarı Khoo Salma Nasution, bunları söyleyince sevindi ve gülümseyerek bana teşekkür etti. Nasution’un kitabını, Sun Yat-sen temalı bez çantaları, kartpostalları ve kitap ayraçlarını çok hoşuma gittiği için satın aldım. Nasution ile bir hatıra fotoğrafı çektirdim.

Yazar Khoo Salma Nasution

PERANAKAN ÇİNLİSİ BİR KADIN YAZAR: KHOO SALMA NASUTION

Nasution, bir Peranakan Çinlisi ve Malezya’ya Çin’den göç eden Çinlilerin soyundan geliyor. Peranakan Çinlileri, 14. ve 17. yüzyıllar arasında Çin’den siyasal ve tarımsal sorunlardan dolayı Malaka, Singapur ve Penang gibi Malay yarımadasındaki şehirlere göç etmiş ve yerleştikleri yerlerde Malay kadınlarla evlenmiş.

Sun Yat Sen Müzesi

Bu Çin toplumu bulundukları yerdeki yerel kültüre uyum sağlayarak kendi kültürleri ile yaşadıkları yerin kültürünü sentezlemiş. Peranakan Çinlileri, Malezya’da Baba ve Nyonya olarak biliniyor. Baba erkek, Nyonya ise kadın demek. Geçmişte Çinliler sadece Malay yarımadasına değil, Phuket ve Trang gibi şehirlerin olduğu Güney Tayland’a ve Endonezya’ya da göç etmiş ve buralarda hala varlıklarını sürdürüyorlar. Penang adasındaki nüfusun yarısından fazlasını oluşturan Çinlilerin çoğu Çincenin Hokkien lehçesiyle konuşuyor.

Sun Yat-sen

Nasution’un anne tarafından büyükbabası Ch'ng Teong Swee 1926’da Çin’den Penang’a gitmiş ve Ermeni Caddesi’nde bir ev satın almış. Nasution, yirmiden fazla aile üyesine miras kalan evin hisselerini satın alması için annesini ikna etmiş. 1993’den 1999’a kadar bu evde yaşayan Nasution, bu evde kimlerin yaşadığını merak ettiğinde bir arkadaşı evin geçmişte 1911 Çin Devrimi’nin milliyetçi lideri Sun Yat-sen ile bağlantılı olduğunu söylemiş. Nasution, Çince okuyamadığı için en başta ev ve Sun Yat-sen hakkında çok fazla bilgi edinememiş çünkü etnik Çinlilerin etkin olduğu Malaya Komünist Partisi’ne (MKP) bağlı Malaya Ulusal Kurtuluş Ordusu’nun (MUKO) 1948-1960 yılları arasında İngilizlere ve 1968-1989 yılları arasında MKP’nin Malay güvenlik güçlerine karşı yürüttüğü silahlı mücadele ülkede siyasetin konuşulmasını bir tabu hale getirmiş.

Pinang Peranakan Konağı

2001 yılında, o zamanın Malezya Başbakanı olan Mahathir Muhammed’in Çin Yeni Yılı kutlamaları için gittiği Penang adasında Nasution’un sözkonusu evde hazırladığı “Sun Yat-sen Sergisi”ni ziyaret etmesi ve fotoğraf çektirmesi Sun Yat-sen’i yıllarca konuşulmayan bir siyasi tabu olmaktan çıkarmış. Penanglılar Sun Yat-sen hakkında özgür bir şekilde konuşmaya başlamış ve 2001 yılında ev müze haline gelmiş. Müzeyi Nisan 2002’de eski Çin Devlet Başkan Yardımcısı Hu Jintao ziyaret etmiş. Penang adasının Sun Yat-sen ile olan tarihsel bağının insanlar tarafından daha yeni keşfedildiğini söylemek mümkün.

Penang’ın bu tarihi yönünün Türkiye’de de pek bilindiği söylenemez çünkü Çin tarihi ve kültürü denilince insanların aklına genelde Çin anakarası, Tayvan ve Hong Kong geliyor. Malezya’ya karşı yüzeysel bakış açısı, Güneydoğu Asya’daki Çinlilerin zengin tarihini ve kültürünü ve bu Çinlilerin bulundukları ülkelere yaptıkları katkıları da bir bakıma perdeliyor. O halde, Sun Yat-sen’in Penang’ta neler yaptığına biraz daha yakından bakmak lazım ama önce Sun Yat-sen’in ortaya çıktığı tarihsel süreci kısaca özetlemeye çalışacağım.

SUN YAT-SEN’İ ORTAYA ÇIKARAN TARİHSEL KOŞULLAR

1866 yılında Guangdong’un Xiangshan ilçesindeki Cuiheng köyünde dünyaya gelen Sun Yat-sen, 12 yaşında ağabeyinin yanında Hawaii adalarındaki Honolulu şehrine gitti ve orada beş yılı aşkın bir süre eğitim aldı. 1892 yılında Çinliler için Hong Kong Tıp Fakültesi’nden tıp doktoru olarak mezun olan Sun, devrim mücadelesine 1894 yılında başladı. Sun, 1905 yılında Çin’i yöneten Mançu Çing Hanedanı’nı devirmek için Japonya’nın Tokyo şehrinde arkadaşlarıyla gizli bir yeraltı direniş örgütü olan Tongmenghui’yi kurduktan sonra ilk kez 1905 yılında Penang’a gitmiş.

Sun’un Çing hanedanlığını neden yıkmak istediğini anlamak için Çin’in 1839-1949 yılları arasında yaşadığı “Aşağılanma Yüzyılı” içindeki dönüm noktalarına bakmak yeterli. 1839-1942 yılları arasında Çin ve İngiltere arasında gerçekleşen Birinci Afyon Savaşı Çin’in emperyalizm tarafından bir yarı sömürge haline getirilmesine yol açmıştı. İngiliz Doğu Hindistan Şirketi, Hindistan’da ürettiği afyonu Çin’e veriyor ve bunun karşılığında da çay alıyordu. 1839 yılında Çinli bilgin ve devlet adamı Lin Zexu’nun o dönemde ülkenin önemli bir bölümünü afyon bağımlısı haline getiren İngiltere’nin afyon ticaretine karşı çıkması ve Guangdong’un Humen sahilinde afyonları yakarak imha etmesi İngiltere’nin Çin’e savaş açmasına neden olmuştu. Çin, 1842 yılında İngiltere ile Birinci Afyon Savaşı’nı bitiren Nanking Antlaşması’nı imzalamak zorunda kaldı, Hong Kong adasını İngiltere’ye bıraktı, beş liman şehrini dış ticaret için İngiltere’ye açtı, Çin’deki İngiliz vatandaşlarına dış dokunulmazlık tanıdı. Bu antlaşma, Sun Yat-sen’in daha sonra tanımlayacağı ve uluslararası hukuk literatürüne sokacağı “eşit olmayan antlaşmalar” olarak bilinen antlaşmalardan biriydi.

Çing Hanedanı, 1856-1860 yılları arasındaki İngiltere-Fransa ve Çin arasında gerçekleşen İkinci Afyon Savaşı sırasında, İngiltere, Fransa, Rusya ve ABD ile yine eşit olmayan antlaşmalar imzalamak zorunda kaldı. 1858 Tientsin Antlaşmaları’na göre daha fazla Çin limanı dış ticarete açıldı, Hıristiyan misyonerlik faaliyetlerine izin verildi ve afyon ithalatı yasallaştırıldı. 1860 yılında İngiltere ve Fransa’ya mağlup olan Çin, İngiltere, Fransa ve Rusya ile üç ayrı Pekin Sözleşmesi imzaladı ve Tientsin Antlaşmaları’nı kabul etti. Afyon Savaşları sonucunda eşit olmayan uluslararası antlaşmalar imzalayan Çing Hanedanlığı döneminde Çin gittikçe zayıfladı ve emperyalizm tarafından bir yarı sömürge haline getirildi.

1894-1895 yıllarındaki Çin-Japon Savaşı’nı kaybeden Çin, Japonya ile bir başka eşit olmayan antlaşmayı, Şimonoseki Antlaşması’nı imzalayarak Tayvan, Penghu Adaları ve Liaotung Yarımadası’nı Japonya’ya bıraktı. 1899-1901 yılları arasındaki Boksör Ayaklanması, Çin’in emperyalizm tarafından sömürge haline getirilmesine karşı ortaya çıkan ve anti-emperyalist öğeler içeren bir ayaklanmaydı. İtalya, ABD, Fransa, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu, Japonya, Almanya, Birleşik Krallık ve Rusya’dan oluşan “Sekiz Devlet İttifakı” ve ordusu birçok Çin milliyetçisini öldürerek ayaklanmayı bastırdı. 1901 yılında Çin ile Sekiz Devlet İttifakı arasında imzalanan Boksör Protokolü ile yabancı birliklerin Pekin’de konuşlanmasına izin verildi ve Çin çok yüklü bir tazminat ödemeye mahkum edildi.

Boğazlar ve Doğu Müzesi

SUN YAT-SEN, 1911 DEVRİMİ VE PENANG

Çing hanedanlığının 19. yüzyılda emperyalist güçlere karşı kaybettiği savaşlar ve bu güçlerle imzaladığı eşit olmayan anlaşmalar, yaşadığı kıtlıklar, ekonomik zorluklar, ülkede artan afyon bağımlılığı ve ayaklanmalar 1911 Devrimi’ne giden yolda devrimci Çin milliyetçiliğini güçlendirdi. Sun Yat-sen bu somut koşullar altında ortaya çıkan milliyetçi-devrimci bir liderdi. Sun Yat-sen öncülüğünde 1906’da Tongmenghui’nin Singapur ve Penang şubeleri açıldı ve 1908 yılında Penang Filomatik Birliği kuruldu. 1909 yılında Ermeni Caddesi’ndeki 120 numaralı eve, yani bugünkü Sun Yat-sen Müzesi’ne taşınan Penang Filomatik Birliği, aynı zamanda Tongmenghui’nin siyasi faaliyetleri gizleyen bir işlev de görmüş. Tongmenghui o dönemde İngiliz sömürgesi altında olan Malaya’da gizli bir yeraltı örgütü olarak faaliyet gösteriyordu. Okuma kulübü olarak faaliyet gösteren bu birlik 1911 Devrimi’nde çok önemli bir rol oynamış.

Sun Yat-sen, 1910 yılının Temmuz ayında Penang’a ailesiyle tekrar geliyor ve aralık ayına kadar adada kalıyor. Sun, Ağustos 1910’da Tongmenghui’nin Güneydoğu Asya (Nanyang) merkezini de Penang’a taşıyor. Peki neden Penang? Çünkü Sun Yat-sen 1910’da Penang’a gelene kadar zaten Çin tarafından aranan bir kişiydi ve ayrıca, Japonya’da, Fransız Hindiçini’nde, Hollanda Doğu Hint Adaları’nda, Tayland’da ve İngiltere Hong Kong’unda istenmeyen bir adam olarak ilan edilmişti. Singapur’daki koşullar İngiliz denetiminden dolayı onun aleyhineydi. Sun yat-sen, Penang’ı Çin milli demokratik devrimini örgütleyebileceği son kale olarak görmüştü.

Penang Konferansı, 1911 Devrimi’ne giden süreçte önemli bir dönüm noktası oldu. Çing Hanedanlığını yıkmayı amaçlayan ve başarısız olan 27 Nisan 1911’deki İkinci Guangzhou Ayaklanması’nın planları 13 Kasım 1910’daki “Penang Konferansı”nda yapılmıştı. Konferansa, Sun Yat-sen dışında, Sun Mei, Huang Xing, Hu Hanmin ve Goh Say Eng gibi önemli isimler katıldı. Ertesi gün, 14 Kasım 1910’da Sun Yat-sen, şu anda Sun Yat-sen Müzesi olan evde Tongmenghui’nin acil durum toplantısına başkanlık etti ve toplantıda devrim için 8 bin Boğazlar Doları bağış toplandı. Sun Yat-sen, bu evde toplantıya katılanlara şunları söylemişti: “Sizinle her karşılaştığımda hep bağış istiyorum... ama sorumluluğun yükü omuzlarımdayken sizlerden değilse kimden yardım isteyebilirim, duyarlı yoldaşlarım? ...Ülkemizdeki yoldaşlarımız canlarını feda ederken siz de paranızı bağışlayarak ülkemizi kurtarma sorumluluğunun omuzlanmasına yardımcı olabilirsiniz”. O dönem adada yaşayan Çinliler varını yoğunu devrim için bağışlamış. O dönemdeki Çinlilerinin mücadele azmi, Türk Kurtuluş Savaşı’nda Tekâlif-i Milliye Emirleri sonrasında varını yoğunu Türk Devrimi’ne veren Türk milletinin mücadele azmine çok benziyor.

İngiliz sömürge yetkilileri, Sun Yat-sen’in İngiliz sömürge yönetimine yönelik açık eleştirileri nedeniyle Penang’ı terk etmesini emredince Sun, Aralık 1910’da Penang adasından ayrıldı. Sun Yat-sen, toplanan bağışların yeterli olmadığını düşünüyor ve daha fazla bağış toplamak için ABD’ye gidiyor. Sun, Penang adasından ayrıldıktan sonra Sun’un yoldaşları Güneydoğu Asya’da devrim için bağış toplamaya devam ediyor. Malaya, Kanada, Tayland, ABD, Fransız Hindiçini ve Hollanda Doğu Hint Adaları’nda yaşayan Çinlilerden İkinci Guangzhou Ayaklanması için toplam 187 bin Boğazlar Doları para toplanmış (Nasution, Sun Yat Sen in Penang, s. 64). Bu ayaklanma, İmparatorluk Ordusu tarafından bastırılıyor, aralarında şairlerin, yazarların, gazetecilerin, öğrenci, işçi ve çiftçilerin olduğu birçok devrimci hayatını kaybediyor ya da tutuklanıyor. Ayaklanmada ölen 86 kişiden 72’sinin kimliğini belirlenebilmiş. Bunlar arasındaki en az 3 kişi Penang ile bağlantılı imiş. Daha sonra ayaklanmada ölen kişiler için 1911 yılında Penang’ta bir anma töreni düzenleniyor.

Bu başarısız olan ayaklanma birçok Penanglı devrimcinin moralini bozsa da, 10 Ekim 1911’deki Wuchang Ayaklanması’nın başarılı olması ve Çing hanedanlığının devrilmesi, 1911 Xinhai Devrimi’nde önemli bir dönüm noktası oluyor. Penang’daki devrimciler devrimci hükümeti istikrara kavuşturmak için Hong Kong’a 20 bin Boğazlar Doları para gönderiyor. Wuchang Ayaklanması’ndan sonra tüm Çin vilayetleri altı hafta içinde peş peşe devrimcilerin eline geçiyor. Denizaşırı Çinlilerden gelen maddi destekler bu zaferleri pekiştirici bir rol oynuyor. Ekim 1911’de ABD’nin Kolorado eyaletinin Denver şehrinde bulunan Sun Yat-sen devrimin başarılı olduğunu öğrenince Çin’e doğru yola çıkıyor ve Çin’e gitmeden önce 12 Aralık 1911’de son kez Penang’ı ziyaret ediyor. İngilizlerin sıkı gözetimi altında Dato Kramat Yolu’ndaki evine giden Sun, ailesini ve yakın destekçilerini sadece birkaç saat görebilmiş.

Sun Yat-sen, 1911 Devrimi’ni başarıya ulaştırdı ve 1 Ocak 1912’de yeni Çin Cumhuriyeti’nin ilk geçici başkanı oldu. Sun Yat-sen’in 1895-1924 tarihleri arasında şekillenen ve ortaya koyduğu Üç Halk İlkesi, “milliyetçilik”, “demokrasi” ve “halkın refahı”, 1949 Çin Devrimi öncesinde Çin’in yaşadığı milli demokratik devrim sürecine ışık tuttu. O yüzden, Sun Yat-sen’in yarım bıraktığı milli demokratik devrimi tamamlayan ve sosyalist devrim yolunu açan Çin Halk Cumhuriyeti’nin kurucusu Mao Zedong, 1956 yılında Sun Yat-sen için şunları yazmıştı: “O bize siyasi düşünce alanında faydalı olacak pek çok şeyi miras bıraktı. Bir avuç gerici dışında, çağdaş Çin halkının tamamı Dr. Sun Yat-sen’in kendisini adadığı devrimci davanın ardıllarıdır. Bizler Dr. Sun Yat-sen’in yarım bıraktığı demokratik devrimi tamamladık ve onu sosyalist bir devrime dönüştürdük. Şu anda bu devrimin tam ortasındayız”.

PENANG’A VE MALEZYA’YA VEDA

Penang ile ilgili yazılacak çok fazla tarihi olay, mimari ve kültürel yapı vardı ama ne yazık ki hepsine değinmek mümkün olmadı. Malay, Çin ve Hint mutfağından lezzetler, Litvanyalı sanatçı Ernest Zachareviç’in Georgetown sokaklarını çekim merkezi haline getiren duvar resimleri,

Müslümanların camileri, Hintlerin ve Çinlilerin tapınakları, Pinang Peranakan Konağı, Mavi Konak, Boğazlar ve Doğu Müzesi, sömürgecilik döneminden kalma binalar, gece hareketlenen ışıltılı barlar ve uzun uzun sohbet ettiğim Areca Books adlı kitapçının entelektüel yöneticisi yazar Fehmi Mustafa, kaldığım otelin resepsiyonisti Arafat bana ömür boyu unutulmayacak anılar bıraktı.

Malezya’dan ciltlerce kitap okumuş gibi mutlu bir şekilde ayrıldım.

Sonraki Haber