Mardinli ressam İsmet Yedikardeş'in sergisi... Mağara resminden soyuta insan yaşamını çiziyor

Mardinli ressam İsmet Yedikardeş’in sergisi, Gelişim Üniversitesinde ziyaretçilerle buluştu. Sanatçı Yedikardeş ve serginin küratörü Dr. Günay ile Yedikardeş’in sanat yaşamını ve Türk sanatındaki önemini konuştuk

Sanatçı İsmet Yedikardeş’in “Reformdan Reform” sergisi, İstanbul Gelişim Üniversitesi (İGÜ) Meslek Yüksekokulu tarafından Gelişim Sanat Galerisinde açıldı. Sanat, siyaset ve akademi camiasından geniş katılımla ‘güzel bir açılış’ yaptıklarını belirten serginin küratörü Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Günay, İsmet Yedikardeş’in sanat yaşamı ve eserleri hakkında bilgiler verdi. Yedikardeş, sergisi hakkında şunları aktardı;

“Sergimin 3 tane ana teması vardı. Birisi Mardin'di. Mardin'i tanıtmak bize nasip oldu. Bundan 20 sene evvel bir valimiz vardı, Temel Koçaklar. Validen çok bir turizm rehberi gibiydi. Hem valiydi, hem turizmciydi. Her gün bir gazeteyi, bir haber ajansını Mardin'e getirirdi. Biz kendisiyle el ele verdik. ‘İsmet Bey’ dedi ‘Mardin'i çizer misin?’ ‘Çizerim’ dedim. Bu benim vefa borcumdur. Mardin'i 10 sene çizdim ve sergilerini Amerika'da, Avusturya'da açtım. İlk sergim de Türkiye Büyük Millet Meclisi şeref salonunda açıldı. O zamanlar Mardin’e ileride turist akını olacağını anlatırdık ama kimse inanmazdı. Hayal mi görüyorsunuz diyorlardı ama öyle de oldu. Şimdi bunun ikinci etabı için dışarıya tanıtılması lazım. Yabancı turistin buraya çok katkısı olur.”

ANTİK VE ÇAĞDAŞ SENTEZİ

Esas sanat anlayışının mağara resimleri ile çağdaş resim olduğunu belirten Yedikardeş, dana derisi üzerinde çizilmiş resimlerini şöyle anlattı;

“Her şeyin bir başlangıcı var. İnsanın resim başlangıcı var, resme yatkınlığı oradan geliyor. Teknoloji, ziraat, bütün branşlar ilk insandan gelmedir. Mesela ilk insanlar mağara duvarlarında çizimlerini yapmışlar, avcılık, ok çizimleri yapmışlar. Teknolojiye baktığınız zaman; ilk teker taş teker, sonra ahşap teker, sonra lastik teker, şimdi de uzaya çıkarılıyor. Bütün konularda bir başlangıç noktası oluyor ve sonra devam ediyor. Deri resimlerinde, mağara resimleriyle çağdaş resmin sentezini yapıyorum. Yani mağara resminden sürrealist, abstract’a (soyut) kadar ulaşmışız. Bunları insanlara yaşatmak istiyorum.”

Mustafa Günay - İsmet Yedikardeş

‘TEMELDEN EĞİTİM ÖNEMLİ’

İnsanın küçüklükten itibaren yeteneklerine göre eğitilmesi gerektiğini vurgulayan Yedikardeş, konuyla ilgili şunları söyledi;

“İnsanoğlu dünyaya gelirken akıllı ve araştırmacı gelmiş. Beyin aynı bilgisayar gibidir. Her birine farklı şeyler yüklenmiş. Birine resim, birine ses. Birine 50 megabyte, birine 5 gigabyte. Bizim Mardin'de güzel bir deyim var; “İnsanlarla kapasitesi kadar muhatap ol yoksa üzülürsün.” Sana 50, karşındakine 5 yüklenmişse, ondan 50 megabayt isteme hakkın yok. Zorlatırsın adamı. İnsanların bunların farkına varması lazım. Herkese Allah bir yetenek vermiş. Önemli olan eğitimde çocukları yeteneklerine göre okutmak. İlkokuldan sonra ayırmak lazım.”

Yedikardeş, kendisini keşfeden öğretmenini de şöyle anlattı; “Beni ilkokul öğretmenim Hüsniye Kavas keşfetti. Allah mekânını cennet etsin. Bugün gibi hatırlıyorum, yaptığım bir sonbahar resmini müdüre götürdü ve ‘sen ressam olacaksın’ dedi. Otuz yıl sonra kendisiyle görüştüm. Fenerbahçe ilkokulunda öğretmenlik yapıyordu. ‘Ressam oldun mu’ dedi, oldum dedim. Ağlamaya başladı, sınıfa götürdü ‘Bakın çocuklar bu da sizin gibi benim talebemdi, sizin okuduğunuz ikinci sınıfı okuyordu, ressam olacağını söyledim ve ressam oldu’ dedi. Sevindirici bir şey öğretmenin böyle keşfetmesi.

Avrupa'da okuduğum dönemlerde de böyleydi. Hocaların yaptıkları testler neticesinde nereye yönlendiriyorlarsa öğrenciler onu okumak mecburiyetindedir. İyi bir ressam, iyi bir müzisyen, iyi bir bilgisayarcı, iyi bir inşaat mühendisini dördüncü sınıftan sonra eğitmeye başlıyorlar. Önlerini de kapatmıyorlar. İki senelik meslek okuluna giderek temel eğitim alıyor. Onun için temelden eğitim çok önemlidir. Ben mağara resimlerinden bugüne insan yaşamıyla ilgileniyorum. İnsanlara bir şey verebiliyorsak, ufuklarını açabiliyorsak ne mutlu bize. Bu konuda sadece ben değil, yazarçizer herkes kendi memleketine, devletine hizmet etmek mecburiyetindedir. Seramik benim aile mesleğim. Küçük yaştayken tabureye oturduğumda ayaklarım yetişmiyordu o yüzden ayakta durarak yapardım. Ama sonunda da bu emeklerin faydasını gördüm.”

TÜRK SANATININ YAŞAYAN USTASI

Serginin küratörü Dr. Öğr. Üyesi Mustafa Günay, üniversitedeki sanat galerisinin açılışının dördüncü yılında olduklarını belirterek bugüne kadar Türk sanatına yön vermiş birçok ismin eserlerine ev sahipliği yaptıklarını aktardı. Yine Türk sanatına yön veren ve iz bırakan sanatçılardan, seramik ve resim sanatçısı İsmet Yedikardeş’in “Reformdan Reform” temalı sergisinin açılışı için tören düzenlediklerini belirten Günay, sanatçı hakkında şu bilgileri verdi;

“İsmet Yedikardeş, 1947 yılında Mardin'de doğmuş, ilk, orta ve lise eğitimini baba ocağı dediğimiz yer Mardin'de tamamlamış, sanatçı bir aileden dünyaya geldiği için sanat anlamında şanslı bir şahsiyet. Babası da iyi bir seramik ustası, çömlek atölyeleri vardı. İsmet hocamın da çocukluk ve gençlik dönemi bu seramik atölyesinde babasının yanında geçmiş. Sanatçının küçük yaşlardan arkeolojiye ve tarihe büyük ilgisi vardı. O dönemde babasının çömlek atölyesinde yaptığı seramik figürlerde hep tarihi dokuları gördük. Burada kendini geliştirdi ve İstanbul Üniversitesi Arkeoloji Bölümüne dahil oldu. Dönemin çeşitli siyasi ve öğrenci olaylarından dolayı eğitimini tamamlamadan yarıda bıraktı ancak kafasında hep daha iyi bir sanat eğitimi alma fikri vardı ve bunun üzerine Almanya'ya gitme kararı aldı. Bunda da İstanbul Tatbiki Sanatlar Akademisinde bir Alman akademisyenin yönlendirmesiyle Stuttgart Güzel Sanatlar Akademisine girerek seramik ve heykel bölümüne dahil oldu.

1977 senesinde dereceyle mezun olmuş, Almanya'da, ABD’de ve birçok Avrupa ülkesinde kişisel sergiler açmış, resimde seramik alanında karma sergilerde eserleriyle iştirak etmiş, orada da birçok koleksiyona eserleri alınmıştır. Ardından Türkiye'ye dönmeye karar vermiş sanatçımız. 1991 senesinde İstanbul’da Gürpınar Sanat Atölyesini kurdu ve günümüze kadar sanatsal faaliyetlerini bu atölyede sürdürüyor.

MARDİN’İN DOKUSUNU YANSITTI

Bir Mardin aşığı olduğu için hep tema olarak Mardin'i konu edinmiştir. Arkeoloji ve mimariye çocukluktan ilgisi olması, Mardin'in o eski tarihi mimari yapısına hayranlığı itibariyle, bu dokunun tahrip edilmesine dayanamıyor ve gelecekteki nesillere aktarmaya karar veriyor. Kendine has bir tarzda, bu mimari dokulara çok güzel yorumlar ekleyerek hepsi ayrı bir hikâyesi olan tablolar yarattı.

Ayrıca Yedikardeş, Türk sanatına yön vermiş birçok bilinen sanatçıyla birlikte çalışmalar yapmış, sergileri açmış, birlikte projeler yapmış. Bunlar Ergin İnan, Devrim Erbil, Abidin Dino gibi isimler. Kendisinin şu anda hali hazırda birçok ülkede eserleri özel koleksiyonlarda yer alıyor. İngiltere Kralı Prens Charles özel koleksiyonunda eseri var. Türkiye'de de müzelerde eserleri yer alıyor. İsmet Yedikardeş, Türk sanat tarihinin önemli değerlerinden birisidir.”

Sergi, 29 Şubat’a kadar ziyaret edilebilir.

Sonraki Haber