Masalı Korkut'un torunları yazar
İskender, büyük sefere çıkmadan önce hocasına sorar; "Himayeme geçen yerlerin yöneticilerini öldüreyim mi, sürgün mü edeyim, yönetimde yer verip kontrolüm altına mı alayım?" Hocası cevap verir; "Öldürürsen kahraman olurlar, sürgünde güç kazanıp üstüne yürürler, devlet yönetiminde yer verirsen sana karşı örgütlenirler. O yüzden düşmanların arasında fitne çıkar, düşmanlık yarat, birliklerini boz." Bugün ABD merkezli emperyalizmin "böl-yönet" politikasına ne kadar benziyor değil mi? "Erkek adamın, erkek sevgilisi olur" mantığıyla yaşayan antik Makedon ve Yunan tarihi hayranları, "ergenekon", " "kızıl elma", Manas" dendiğinde "ırkçılık" yaftasını yapıştırıverirler. "Amazon" efsanelerini anlatırken müthiş zevk alırlar fakat "asena", " börteçine" kelimelerini duyduklarında yüzleri ekşir hemen. Türk kadınları ata binmek için şalvarı bulmuş ya, onlar basmayla dalga geçerler. Bel kıran, oturmayı engelleyen korseli frenk kadınlarına hayranlık iltifatlarından geri kalmazlar.
HEKTOR'A KARŞI DURURLAR
Döneminde yaşasalar ve bahis oynayacak olsalar Hektor'u değil, Achileus'u tutarlar. Kadını değil, arabayı yada arabayı seven kadınları severler. Medeniyeti milattan önce kalan antik Yunan'da ararlar. O yüzden karı-koca olmak "out", "partner" olmak "in" dir onlar için. Ekmek için yapılan Fransız İhtilali'ni sadece "solda oturanlar ve sağda" oturanlar düzeyinde kavrayabilirler çünkü aslında ekmeği ve ekmek yiyenleri değil, pastayı ve pasta yiyenleri severler. Sorarsan, solda otururlar. En sevdikleri laf; "ayaklar baş oldu" lafıdır oysa başı taşıyan ayaklardır ya da neye ve kime göre ayak ve baştır lafın öznesi bilmezler.
KEL ÇOCUĞU SEVMEZLER
Çocukları, süpermeni, betmeni, spaydırmeni bilir ama Keloğlan'ı bilmez. Keldir çünkü bizim oğlan ve tek süper gücü insanlıktır. Bizim masalımız zavallıdır onlar için, ergenekon saçmadır ama Herkül'ün, tanrı Zeus'un oğlu olması muazzamdır. Kurdun memesinden beslenen Türk yiğidiyle dalga geçenler sözde solcu, para madeni Roma kulübünün amblemine hayran hayran bakarlar. Recaizade Mahmut Ekrem'in "Araba Sevdası" nı, Yakup Kadri’nin "Yaban" ını, Ömer Seyfettin'in "Pembe İncili Kaftanı" nı resmi tarihin edebiyatı olarak görürler. Nazım'ın aşk şiirlerini ezbere bilirler ama silah kaçıran takacıyı es geçerler. "Kaldırımlar" ı küçümserler, "Safahat" ı gerici bulurlar.
BİRLİK DEVRİMİ
150 yıllık tarihimizin en büyük özelliği birlik ruhumuzdur. Bu ülkeyi yaratan esas güç olan birlik ruhunu görmezden gelip mitolojik çalıntıların "böl-yönet" politikasını genlerine enjekte edenlerde memleket sevdası aramak vakit kaybı. Onlar için esas olan araba sevdası gerçi o da yabancı olmalı. Araba, yerli olursa ona da sevdalanılmaz. Yersiz ve gayrı millilere göre biz kendi masalımızı yazamayız çünkü yersiz ve gayrımillilerin dedesi Korkut değildir. Gerçek olansa bu toprakların masalını dedesi Korkut olanlar yazar ve yazacaktır.