Mavi Körfez yeşil oldu

Jeoloji uzmanı, TÜBA Çevre, Biyoçeşitlilik ve İklim Değişikliği Çalışma Grubu Üyesi Prof. Doğan Yaşar, Körfez’deki gelişmelere dikkat çekti, plankton patlamalarına karşı İzmir Büyükşehir Belediyesi’ni bilime kulak vermeye davet etti. Doğan Hocayla, Dalyan’da konuştuk.

Dokuz Eylül Üniversitesi Su Bilimleri Enstitüsü’nden emekli olan Prof. Doğan Yaşar, İzmir Körfezi üzerinde uzun yıllar çalıştı. Kirlilik ve alınacak önlemler konusunda 40 yıllık bilgi ve tecrübeye sahip olan Yaşar, bilimsel çalışmalarını TÜBA’da sürdürüyor. Son dönemde Körfez’deki plankton patlamalarına dikkat çeken Prof. Doğan Yaşar’ın uyarıları ve önerileri var.

KUŞ CENNETİNDEN BATAKLIĞA

Körfez yine kirleniyor, diyorsunuz. Sebebi nedir?

Nisan ayına geldik, sıcaklarda 29-30’ları buldu. Haliyle Körfezimizde de hareketlilik var ve şu an Çakalburnu Lagününde de mavi yerine yeşil ton hakim. Bunun nedeni nedir? Tabii denizdeki kirlilik, aşırı azot fosfor yükü! Yani çok ciddi anlamda kirlilik. Ayrıca bulunduğumuz Dalyan aslında ekosistem açısından çok çok önemli bir yer. Ama her geçen yıl yavaş yavaş bataklığa doğru gidiyor. Çünkü 1996-1997'li yıllardan sonra yol yapıldı. Yavaş yavaş suyun giriş çıkışına izin verilmemeye başlandı. Arkadan kirlilik ve 2014-15'ten sonra ilk defa deniz marulları patladı. Daha önce yoktu deniz marulları burada. Eskiden kuş cennetinden çıkan ve Tuzla’dan kalkan kuşlar Halkapınar'a gelirler, sabah kahvaltısını orada yaparlardı. Öğleden sonra da buraya yani bulunduğumuz yere gelirlerdi ve akşam yeniden geri dönerlerdi. Ama daha sonra Halkapınar çok kirlendiği için kuşlar artık oraya gitmemeye başladılar ve doğrudan buraya gelmeye başladılar. Ki hala yüzden fazla kuş türüne ev sahipliği yapar burası! Ancak burası da yavaş yavaş bataklığa döndüğü için kuşlar buradan da ellerini ayaklarını çekeceklerdir ve ekosistem kesinlikle çok ciddi bir zarara uğrayacaktır.”

GOLF SAHASI DALYANI KAPATTI

Burada bataklık terimini özellikle kullandığınızı görüyorum. Neden bataklık?

Yavaş yavaş geri plandan hiç su gelmediği için su değişimi olmadığı için aslında geri plandan buraya dalyan yapan zaten arka plandan gelen taze sudur. Nehir, dere onlardır. İşte burayı tamamen kapattılar. Çok küçük iki tane künk koydular buraya. Tabi onlar zamanla tıkandı zaten! Daha sonra 1996-1997 yıllarında da golf sahası yapmak amacıyla burası tamamen kapatıldı. Şu anda Kent Ormanı'nın olduğu yer de aslında lagünün bir parçası, yani şu gördüğümüz suların bir parçasıydı. Bulunduğumuz yer de lagün aslında ama alan çok daraldı. Ayrıca su alışverişi kesilince deniz marulları oluştu. Geçen seneden bu yana, son 13-14 aydan beri de deniz marulları hiç kesilmedi. Oysa 2015’lerde sadece 3-5 gün görünürler ve biterdi. Şu anda ciddi anlamda her yer kaplı, çünkü çok fazla kirlilik var.

BİLİMSEL KATLİAM

Bu kirliliği de o yeni suyla, taze suyla devir daim edecek kanalların kapatılması ya da o kaynakların kapatılma süreci ne zaman başladı? Kimler sorumlu?

İzmir'in yöneticileri! Piriştina'yı hariç tutuyorum. Piriştina gerçekten bilimsel olarak çok çok iyiydi, her zaman gidip konuşabilirdiniz, sözleriniz dinlenirdi… Ki zaten 2004 yılında Körfez ciddi olarak maviye dönmüştü ve hala yüzülmeye yakındı, görüyordunuz. Ama Piriştina 2004'te rahmetli olunca bir anda Körfez'deki hayatsızlık tekrar geri döndü, 2005'li yıllarda yeniden kirlenme başladı. Çünkü Piriştina döneminde bütün arıtma testleri çalıştırılıyordu, ama sonraki yönetimler devrinde önce geceleri kapatmaya başladılar, sonra gündüzleri, sonra tamamen kapattılar. O da yetmedi. Arkadan derelerin altı betonlandı. Bu bilimsel bir katliam. Yani Körfez’i iyileştirmek yerine tamamen daha kötü nasıl yaparsınız diye düşünseniz ancak bunları yaparsınız. Bir yandan fabrikaların arıtmaları kapatıldı, bir yandan derelerin altı betonlandı, kireçler atıldı ve sonuçta geldiğimiz nokta burası. İzmir Körfezi 2004’ten başladı kirlenmeye ve 2023’te en kötü dönemini yaşadı. Plankton patlamaları, deniz marulları, toplu balık ölümleri, deniz anaları... Hepsini yaşadık. Sürpriz mi? Hayır değil. Sürpriz değildi. Çünkü zaten geleceği belli artık. Bu kadar kirli suya, bu kadar arıtılmadan gelen suya yapacak bir şey yok zaten.

GÖZTEPE’YE KADAR YÜZEBİLİRDİK

Bu seneki beklentiniz ne peki? İzmirliler daha fazla koku bekliyor mu?

Eğer 2004'lü, 2005'li yıllardaki sistem devam etseydi, 2007-2008'den sonra en azından Güzelyalı'ya, Göztepe’ye kadar olan kısımda rahat yüzülürdü, Ama 2007'den sonra yapılan peş peşe bilimsel katliamlar Körfez’i günümüze getirdi. 2004'te birkaç yılda halledilecek iş şu anda 4-5 yıla yayılmış durumda. Çünkü bu kadar kirlilikle şimdi nasıl baş edeceksiniz? Ben yönetim olarak da merak ediyorum nereden başlayacaklar. Bir yerden başlanması lazım. Bu yıl yine toplu balık ölümleri olabilir. Çünkü yeniden Körfez'de ciddi bir plankton patlaması var. Sürekli Göztepe'nin önünde, Bostanlı'da, Gümüldür'de görüyoruz. Her yerde plankton patlamaları görüyoruz ki bunun anlamı kirliliktir. Bunların küresel ısınmayla falan yakından uzaktan bir ilgisi yoktur. Bu yaşadıklarımız tamamen bizim yönetimlerin büyük hatası! Bilim dışı kararlar alınması.

TEMİZ BİR DÜNYANIN ŞARTI

“Dalyanlar neden çok önemli? Dalyanlar aslında denizlerin kalbidir, ciğeridir. Örneğin biz denizlerde çalışırken, sediman örneği aldığımız zaman normal bir denizde, onun içinde her bir kuru gramında 400 bin fosil çalışırız. Şu anda şuradan örnek alsak her bir kuru gramında en az 800 bin fosil vardır. Zaten kuşlar mama gıda olduğu için buraya geliyorlar. Bu kadar değerli buralar! Bizim bunları korumamız gerekiyor. Yani yaşam için, İzmir için, kuşlar için, ekosistem için önce bizim bunları korumamız gerekiyor. Önce sularımızın arıtılmasından her ne olursa olsun taviz vermeyeceğiz! Daha sonra derelerin altındaki o ucube betonlar kırılacak! Tabi eğer temiz bir dünya, temiz bir deniz istiyorsak.”

Sonraki Haber