Mayın künyesinde Ukrayna işaretleri

İstanbul Boğazı açıkları ile İğneada civarında bulunan serseri mayınların ardından bir mayın da Romanya açıklarında tespit edildi. İmha edilen mayının Sovyet dönemi tasarımı YaM tipi olduğu belirlendi. Mayında Rusça değil, Ukraynaca “вироб” (ürün) ifadesi yer alıyor.

Sovyet yapımı olsa bile Rusya'daki teçhizatlarda Rusça “изделие” (ürün) kelimesi yazılırken, Ukrayna'ya ait olanlarda “вироб” (ürün) ifadesi yer alıyor.

İstanbul Boğazı açıkları ile İğneada civarında bulunan serseri mayınların ardından bir mayın da Romanya açıklarında tespit edildi. Romanya Deniz Kuvvetleri, mayının imhası sırasında çekilen fotoğrafları yayınladı. Bu fotoğraflarla birlikte mayının künyesi ilk kez okunabildi. Yazılarda, mayının Ukrayna'ya ait olduğunu gösteren bazı işaretler bulunuyor.

Romanya Savunma Bakanlığının sosyal medya hesabından önceki gün yapılan açıklamada, bir balıkçı gemisinin ihbarı üzerine Capu Midia bölgesine yaklaşık 39 deniz mili uzaklıkta mayın tespit edildiği bildirildi. Açıklamada, mayının bomba imha ekipleri tarafından etkisiz hale getirildiği kaydedildi. Geçen günlerde Türkiye açıklarında da benzer mayınlar tespit edilmiş ve bunların kime ait olduğu üzerine tartışmalar yürütülmüştü. Romanya Deniz Kuvvetleri, tartışmaya noktayı koydu.

KÜNYE OKUNDU

Mayının imhası sırasında Romanya Deniz Kuvvetleri tarafından çekilen fotoğraflar, deniz araştırmacılarının birinci gündemi oldu. Fotoğrafları inceleyen araştırmacılar, bunun Sovyet dönemi tasarımı YaM tipi bir demirli mayın olduğunu kaydetti. Özellikle nehirler için tasarlandığı belirtilen bu mayınların, 20 kilogram patlayıcı taşıdığı ve toplam ağırlığının 120 kilogram olduğu kaydedildi. Bu tip mayınların dökülmesinin oldukça kolay olduğu ve temas prensibi ile infilak ettiği öğrenildi.

Uzmanlar, yaklaşık 70 yıl önce Sovyetler Birliği tarafından üretilmiş bu mayınların hem Rusya hem de Ukrayna envanterinde bulunduğunu, fakat hangi ülkeye ait olduğu ayırt edilebilecek şekilde kodlandığını ifade etti.

Örneğin Rusya'daki silah ve teçhizatlarda “Cihaz No” olarak bilinen bölüme Rusça “изделие” (ürün) kelimesi yazılırken, Ukrayna'ya ait olanlarda “вироб” (ürün) ifadesi yer alıyor. Söz konusu mayınların fotoğraflarında da kısaltılmış bir şekilde “вир” yazdığı görülüyor.

Bir diğer araştırmacı da Ukrayna'ya ait olan YaM tipi mayınların 2020 yılında Ukraynalı şirket “Technocluster” tarafından modernize edildiğine dikkat çekiyor. Bu nedenle mayınların yeniden numaralandırılmış olduğunu belirten araştırmacı, “Muhtemelen dibe demirlenmiş ve kabloyu kıran bir Ukrayna mayını.” yorumunu yapıyor.

Bu mayının boynuz ve kilit yapısı ile Türkiye açıklarında bulunanların aynı tip olduğunu gösterdiğini belirten bir diğer araştırmacı da şöyle yazıyor:

“Her ne kadar Türkiye'de bulunan deniz mayınlarını yakından görme şansımız olmasa da, Romanya'da bulunan bu deniz mayınının yapısı, ikisinin oldukça benzer olduğunu gösteriyor. Yani Sovyet dönemi tasarımı YaM tipi bir demirli mayın. Eski ama basit ve ölümcül bir silah. Nehirlerde ve kıyılarda kullanım için tasarlandı.”

NE OLMUŞTU?

Rusya Federal Güvenlik Bürosu (FSB) 20 Mart'ta yaptığı açıklamada, “Ukrayna Donanması, Odessa, Özi, Çornomorsk ve Yuzhne limanlarına ve açıklarına yaklaşık 420 eski tip mayın tarlası oluşturdu. Bu mayınlar 20. yüzyılın ilk yarılarında üretildi. Fırtınalı koşulların başlamasıyla birlikte denizin dip ankrajlarına bağlanan kablolarda kopmalar meydana geldi. Karadeniz'in batı kesiminde mayınlar, rüzgar ve akıntıların etkisiyle serbestçe hareket etmeye başladı.” uyarısında bulunmuştu.

Bu uyarının ardından önce İstanbul Boğazı açıklarında, ardından İğneada ve Romanya'da serseri mayınlar tespit edilmişti.

Uzmanlar, serseri mayınların savaş suçu olduğunu belirtirken, Ukrayna tarafı bu mayınlarla ilgili açıklama yapmaktan kaçınmıştı.

'ORTAK ÇABAYLA ÇÖZÜLEBİLİR'

AA

Karadeniz'deki "serseri mayın" tehlikesini değerlendiren uzmanlar, kıyıdaş bütün devletlerin sürece dahil edilerek ortak çalışma yürütülmesi gerektiğini söyledi.

Güvenlik ve Terör Uzmanı Emekli İstihbarat Albay Coşkun Başbuğ, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Bu olaydan sonra aldığım bilgi, NATO tarafından bazı talepler geldiği yönünde. 'Karadeniz büyük bir alan, bu mayınları tek başına Türkiye'nin temizlemesi zor. Ortak çalışma yürütülmeli.' şeklinde. Biz Montrö'yü esas tutuyoruz, bu konuda çok sert, haklı ve katı tutumumuz var. Bunu delmek için bir basamak olmuş olabilir mi, bunu değerlendirmek lazım.

“İkinci husus, Rusya'ya ticaret konusunda ambargo. İthalat-ihracatın büyük kesimini denizden yapan Rusya, bu ambargo kapsamında cendere altına alınmak istenmiş olabilir. Burada büyük yük gemilerinin hububat ürünleri taşıdığını unutmayalım. Rusya, dünyadaki ihracatın Ukrayna'yla birlikte üçte birini karşılıyor. Rusya ablukaya alınırsa bu gelirden de olacak. Bunu önlemenin de yolu Karadeniz'i güvensiz bir denize dönüştürmek. Bütün bu senaryoları üst üste koyduğumuzda 'Dışarıdan bir müdahale var mı veya burada kirli bir oyun dönüyor mu?' sorusu akıllara geliyor.”

Bu sorunun kıyıdaş devletleri etkilediğini belirten Emekli Albay Başbuğ, “Karadeniz'de 6 kıyıdaş devlet var. Bu Rusya ve Ukrayna dahil her devletin sorunu. Yapmamız gereken bu iddianın kaynağını araştırmak. Doğruysa kıyıdaş bütün devletleri sürece dahil ederek ortak çalışma yürütmek ve faturayı ilgili devlet kimse ona ödetmektir.” ifadelerini kullandı.

ODESSA'DAKİ GEMİLER

Türkiye'nin Odessa Limanı'nda mahsur kalan 20'den fazla ticari gemisi olduğunu da aktaran Başbuğ, Ukrayna resmi işlemleri yapmadığı için bu gemilerin limanı terk edemediğini söyledi.

Rusya'nın bu konuda Ukrayna'ya, Odessa ve Azak Denizi'ndeki ticari gemilerin geçmesi için güvenlik koridoru oluşturma teklifinde bulunduğunu dile getiren Başbuğ, Ukrayna'nın buna cevap dahi vermediğini söyledi. Başbuğ, "Bunun arka planında 'Bu gemileri canlı kalkan yapmak mı, Karadeniz'i ticari anlamda kilitlemek mi var?' bunlar da tartışılmalı." dedi.

ESKİ BAKIMSIZ DONANIM

Türk Donanması'nda mayın tarama gemisi komutanı olarak görev yapan emekli Albay Alp Kırıkkanat da harekat öncesinde mayınlara periyodik bakımların uygulanması gerektiğini söyledi.

Aceleyle kontrolsüz atılan mayınlarda kopmaların yaşanabileceğini aktaran Kırıkkanat, “Donanım hatası ne demek? Mayının telle veya telin ağırlıkla olan kilit irtibatının gevşek olması ya da kullanım ömrünü doldurmuş eski ve bakımsız tel, kilit gibi malzemelerin kullanılması olabilir.” dedi.

Mayınların Türkiye açısından oluşturabileceği tehlikelere de değinen Kırıkkanat, “Türkiye açısından Karadeniz'deki deniz ticaret trafiğinin aksamasına sebebiyet verebilecek ölçüde risk yaratabilir. Herhangi bir gemiye zarar verdiği takdirde bunun birçok alanda psikolojik etkisi de olur.” diye konuştu.

Bundan sonra askeri ve sivil anlamda yapılabileceklere değinen Kırıkkanat, şunları söyledi:

“Sahillerde mayın gözetleme istasyonları tesis edilebilir. Bunlara ilaveten yüzen manialar düşünülebilir. Havadan ve denizden sürekli gözlem yapılacaktır. En büyük tehlike bana göre gece. Ay ışığı bile olsa, yüzen mayın zarfını görme ihtimali çok düşük. Radarla kontrol edilemez mi? Bir radara dikkat açısından 15 dakika bakabilirsiniz. Ancak yine de çok yoğun radar ve gözcü görevleri ihdas etmek gerekiyor.”

'MAYINLA MÜCADELE TSK'NIN BAŞARILI OLDUĞU BİR KONUDUR'

SILA KEMAHLI

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında gerçekleştirilen Kabine Toplantısı'nın ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Mayınla mücadelenin teknik bir konu olduğunu, Türk Silahlı Kuvvetlerinin çalışmaları, konsepti kapsamında yer aldığını vurgulayan Akar, “Mayın avlama gemilerimiz, deniz karakol uçaklarımız hepsi teyakkuz halinde. Alınan her ihbar anında değerlendiriliyor ve gereği yapılıyor. Tespit edilen mayınlar emniyetli bir şekilde anında imha ediliyor.” diye konuştu.

Koptuğu ifade edilen mayınların sayısına yönelik soruya Akar, “Ortada konuyla ilgili birbiriyle çelişen ifadeler var. Biz gerekli önlemlerimizi aldık, almaya devam ediyoruz.” yanıtını verdi.

Mayınların kaynağına yönelik soru üzerine Bakan Akar, “Ukrayna'da döşenen mayınlar mı geldi yoksa başka mayınlar mı devreye girdi, bu konuda emin olmadan bir şey söylemek doğru olmaz. Bununla ilgili çalışmalarımız devam ediyor.” dedi.

Tüm denizcilerin konuyla ilgili uyarıldığını, NOTMAR yayımlandığını aktaran Akar, şunları söyledi:

“Herkesin gözü kulağı görülebilecek olası mayınlarda. Tespitin hemen ardından anında müdahale ediliyor. Müdahale için SAS timleri bölgeye ya denizden ya da helikopterle havadan intikal ediyorlar. Mayınlar yerinde veya emniyetli bölgeye çekilmek suretiyle anında imha ediliyor. Mayınla mücadele Türk Silahlı Kuvvetlerinin hakim olduğu, başarılı olduğu bir konudur. Çok şükür bu çalışmalarda son derece başarılı olduğumuz da herkes tarafından görüldü.”

“Mayınların tespiti konusunda Rusya ile bir işbirliği var mı?” sorusu üzerine Bakan Akar, “Hayır. Mayınlar bizim alanımızda tespit ediliyor, Rusya veya Ukrayna tarafında değil. Bu kapsamda Karadeniz'e kıyısı olan Romanya ve Bulgaristan ile işbirliğimiz var. Rusya ile işbirliğimiz ayrı. Bizim ticari gemilerimizin gelişleri konusunda Ruslarla gerekli koordinasyonu yaptık.” şeklinde konuştu.

Sonraki Haber