MEB’in biyolojide müfredat değişikliği girişimi tepki çekti: Evrim karşıtlığı bilim düşmanlığıdır!

MEB’in liselerdeki biyoloji müfredatında değişikliğe giderek içeriğe ‘yaratılış felsefesi’ eklemek istemesi gündemdeyken Bilim ve Ütopya dergisi Şubat ayı sayısında ‘Safsatalara Karşı Bilim Hareketi’ başlığıyla çıktı

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), 2024-2025 eğitim öğretim yılından başlamak üzere 8 yıl boyunca geçerli olacak yeni müfredat, önümüzdeki günlerde kararlaştırılarak kamuoyuna duyurulacak. 9-10-11-12. sınıflar için hazırlanan biyoloji dersinin öğretim programı ortaya çıktı. Programa ‘yaratılış felsefesi’ gibi biyoloji bilimiyle ilgili olmayan konular dahil edildi. Buna göre temel bilim olarak da adlandırılan biyoloji dersinin öğretim programında bilim dışı açıklamalar yer alıyor. Evren akıllı bir tasarımın ürünü olarak sunuluyor ve evrim doğruluğu ispatlanmamış teori olarak işaret ediliyor. Ortaya çıkan programın ardından Şubat ayı sayısında safsataları hedef alan Bilim ve Ütopya internet sitesinden açıklama yaptı. Bilim ve Ütopya, ‘yaratılış felsefesi’nin programa eklenmesinin evrim karşıtlığı olduğunu açıkladı. Bilim ve Ütopya dergisinin açıklaması şöyle:

‘MÜFREDAT BİLİMSEL ANLAYIŞLA DÜZENLENMELİ’

“Milli Eğitim Bakanlığı'nın lise biyoloji müfredatında yaptığı değişikliklerle biyolojinin temel prensiplerinden saptırılması ve bilimsellikten uzak ifadelerin müfredata dâhil edilmesi kabul edilemez! Bilim ve Ütopya dergisi olarak eğitimin, özellikle bilim eğitiminin, gerçekler ve kanıtlanmış bilimsel metotlar üzerine inşa edilmesi gerektiğine inanıyoruz. Müfredatın, çağdaş, laik ve bilimsel anlayış çerçevesinde, eleştirel düşünceyi ve sorgulamayı teşvik edecek şekilde düzenlenmesi kritik önem taşımaktadır.” “Eğitim, gençlerimizi eleştirel düşünmeye, sorgulamaya ve bilimsel gerçekleri keşfetmeye teşvik etmelidir. Müfredat, tarihin tozlu sayfalarından çıkarılan, bilimsel geçerliliği olmayan kavramlarla değil, güncel ve doğrulanmış bilgilerle dolu olmalıdır.”

‘EVRİM BİLİMSEL BİR KANUNDUR’

“Bilim ve Ütopya olarak, evrimin biyolojideki yerinin sadece bir teori değil, bilimsel bir kanun olarak kabul edildiğini vurgulamak isteriz. Evrim, yaşamın çeşitliliğini ve karmaşıklığını anlamamızı sağlayan temel bir ilkedir ve biyolojik bilimlerin omurgasını oluşturmaktadır. Evrim karşıtlığı bilim düşmanlığıdır. Gerçekleri eğip bükerek safsatalar ile insanların sağduyu mekanizmasını baltalamaya çalışanların amaçları bellidir.”

OKTAR’LA ORTAKLIK

“Bilindiği üzere Türkiye'de evrim karşıtlığının merkezlerinden biri, yalan propaganda yoluyla kamuoyunu yanıltmaya çalışan ve hukuk önünde de çeşitli suçlamalarla yargılanan Oktar grubu olmuştur. Bu grup, bilimsel olmayan hurafeleri ve dogmaları yayarak, evrimi ve bilimsel eğitimi hedef almakta, toplumumuzun bilimsel gerçeklere dayalı düşünme yeteneğini baltalamaktadır.”

“Bu yalnızca bir eğitim meselesi değil, aynı zamanda toplumsal bir sorundur; çünkü bilimden uzaklaşmak, toplumun ilerlemesini ve gelişimini engeller. Bu nedenle, herkesi, bilimsel eğitimin savunucusu olmaya ve bilim dışı girişimlere karşı koymaya davet ediyoruz. Birlikte, daha bilgili ve bilimsel bir gelecek için mücadele edelim.”

İŞTE O PROGRAM

Biyoloji öğretim programındaki bilimi hiçe sayan satırlar ise şöyle: Biyolojik olaylar; bir plân ve programın gereği olarak ortaya çıkar, kâinat ve içindeki canlı cansız tüm varlıklarda görülen mükemmel dengeye ve düzene işaret eder. Canlılar hem kendi yapı ve işleyişlerinde hem de birbirleriyle tam bir uyum içinde mükemmel bir denge oluşturur.

Biyoloji bilimi ise yaşamın bu kusursuz düzenini, canlılığın ince detaylarını ve yaratılışın muhteşem tasarımlarını anlamaya kapı açar.

Biyoloji dersi öğretim programında yer verilen her bir konu; öğrencilere tabiatın, canlıların ve yaşamın birbirine bağlanmış muhteşem uyumunu, yapısını, hikmetini gösterme fırsatı sunmaktadır. Bu derste; öğrencilerin sözü edilen yapının kodlarını keşfetmeleri, işleyişini ve düzeni anlamaları ve canlıların bu düzen içindeki yerini, birbirleriyle olan ilişkilerini anlamlandırmaları hedeflenmektedir.

Biyoloji dersi öğretim programı; öğrencilere yaşamın derinliklerine dair kapsamlı bir anlayış kazandırmayı hedeflemektedir. Öğrencilerin; biyoloji biliminin sağladığı bilgilerle, varlığın derinliklerini sorgulayarak, yaşamın anlamı üzerine düşünmeleri, aynı zamanda da yaşamın ve varlığın, canlı, cansız varlıkların mükemmel yapılarının ve işleyişinin arkasındaki büyük resmi görmeleri amaçlanmaktadır.

Öğrencilere, canlıların ve ekosistemlerin olağanüstü uyumunu ve düzenini gözlemleme ve bu gözlemleri daha geniş bir bağlamda değerlendirme fırsatı sunan biyoloji bilimi sayesinde öğrenciler biyoloji derslerinde; canlıların muazzam çeşitliliğinin, emsalsiz bir sanatın yansıması olarak nasıl anlaşılabileceğini keşfedecek ve kâinatta örgülenen muhteşem yapıyı görmeleri ve anlamaları mümkün olacaktır. Ayrıca öğrenciler, bilim ve yaratılış arasındaki ilişkiyi anlamlandırarak daha derin bir kavrayışa sahip olabileceklerdir. Bu doğrultuda canlıların varoluşuyla ilgili doğruluğu ispatlanmamış teoriler olmakla birlikte Türkiye YüzYılı Maarif Modeli kapsamında geliştirilen biyoloji dersi öğretim programıyla yürütülen eğitim öğretim süreçlerinde yaratılış teorisi benimsenmektedir.

‘BİLİM İÇİN BİR TEHDİT’

Bilim ve Ütopya dergisi yazarı Biyolog Serap German’da konuya ilişkin Aydınlık’a değerlendirmelerde bulundu. German, evrimin hedef alınmasının bilim için tehdit olduğunu vurgulayarak şöyle konuştu:

"Bilimsel metodun ve evrim teorisinin, Türkiye'de birtakım gerici düşünce yapısıyla sistematik bir şekilde hedef alınması, bizleri derinden endişelendirmektedir. Evrim, biyoloji biliminin kanunlarından biri olup, bu konuda yapılan asılsız eleştiriler ve yanlış bilgilendirmeler, toplumsal bilinç ve bilimsel gelişim için ciddi bir tehdit oluşturmaktadır. Adnan Oktar grubunun bu alandaki yalan ve yanıltıcı faaliyetleri, sadece yasal bir suç olmakla kalmayıp, aynı zamanda bilimsel ilerlemeye ve toplumun aydınlanmasına karşı işlenmiş bir suçtur. Milli Eğitim Bakanlığının bu gibi gerici faaliyetleri destekleyen tavırları kabul edilemez! Bu tür anti-bilimsel girişimlerin karşısında durmak ve gerçekleri savunmak ülkemizin aydınlık geleceğini kuracak olan bilim insanlarının asli görevidir."

Sonraki Haber