Medyada sahteliğe son!

Zerrin ÖZTÜRK

Medyanın, bugün Türkiye’de yaşanan şiddetin, zorbalığın, vahşetin artışında vebali büyüktür. RTÜK (Radyo Televizyon Üst Kurulu), Görsel ve İşitsel sorumlu yayıncılığın etik ilkelerini sitesinde yayınlamış.

İşte RTÜK’ün Görsel - İşitsel Yayıncılık Etik İlkeleri:

“Biz, aşağıdaki imzası bulunan Medya Hizmet Sağlayıcılar ve Platform İşletmecileri olarak; yayıncılığın toplumsal sorumluluk gerektirdiği bilinciyle, izlenme/dinlenmeyi tek ölçüt kabul etmeden yayınlarımızda,

- İnsan onuruna, temel hak ve özgürlüklere saygılı olmayı,

- Türkçe’nin doğru, güzel ve anlaşılır şekilde kullanılmasının yanı sıra dilin düzeysiz, kaba ve argo kullanımından kaçınmayı,

- İfade özgürlüğü ve haber alma hakkı çerçevesinde, olay ve olguları doğru ve tarafsız vermeyi,

- Milli iradeye saygılı olmayı,

- Toplumun inanç, değer ve hassasiyetlerini gözetmeyi,

- Irk, dil, din ve cinsiyet ayrımcılığına; aşağılama ve önyargılara yer vermemeyi,

- Çocukların korunması ilkesini azami gözetmeyi, çocukların ve gençlerin fiziksel, zihinsel ve ahlaki gelişimini olumsuz etkileyen yayınlar yapmamayı,

- Ailenin bütünlüğünü ve sürekliliğini desteklemeyi,

- Kadını istismar eden içeriklere yer vermemeyi,

- Özel hayatın gizliliğini korumayı,

- Şiddeti teşvik etmemeyi ve meşrulaştırmamayı,

- Çok sesliliğe ve kültürel çeşitliliğe önem vermeyi,

- Kişilerin ve kurumların cevap ve düzeltme haklarına saygılı olmayı,

- Terör örgütlerinin amaçlarına hizmet etmemeyi,

- Savaş, terör amaçlı saldırı, doğal afet ve benzeri olağanüstü durumların ortaya çıkardığı kriz zamanlarında sağduyulu ve sorumlu davranmayı; toplumda korku ve infial oluşturabilecek yayınlardan kaçınmayı,

- Alkol, tütün ürünleri ve uyuşturucu maddeler ile kumar başta olmak üzere, her türlü bağımlılıkla mücadele konusunda gereken hassasiyeti göstermeyi,

- Genel sağlığa zarar verecek yayınlar yapmamayı; sağlık ile ilgili yayınlarda bilimselliği ve uzmanlığı ön planda tutmayı,

- İzleyiciyi yanıltan ve zaaflarını istismar eden ticari iletişim yayınlarına yer vermemeyi,

- Çevrenin ve hayvanların korunması bilincini geliştirmeyi,

- Haksız amaç ve çıkarlara hizmet etmemeyi, taahhüt ederiz.”

İLKELER NİÇİN UYGULANMIYOR?

Bu ilkeleri yerine getirmeyi taahhüt eden, yani üstlenenler görevlerini ne kadar yapıyor? Sosyal Medyayı denetlemek neden zor, ilkelerin uygulanıp uygulanmadığını düzenli ve sistemli bir biçimde neden denetleyemiyoruz?

Kurumumuz var, RTÜK. Kadrosu mu yok, yeterli teçhizatı mı yok, yaptırımı mı eksik? Tamamlansın. Bilinçli olarak toplumumuzun, bir başıboşluk ortamı içinde tutulması istenmiyorsa, gereken yapılsın.

Yukarıdaki ilkeleri bizlere taahhüt edenlerin, bir o kadar da bu taahhüdün dışında olup hiçe sayanların hepsini kontrol edebilen güçlü bir “Toplum Koruyucu Sistem”e acilen gereksinim vardır.

CKD YOL GÖSTERİYOR

Cumhuriyet Kadınları Derneği (CKD), çok yerinde bir projeyi kamuoyunun dikkatine sunuyor ve masa çalışmaları yapıyor.

Halkımız tarafından büyük destek gören “Medyada Sahte Kadın, Aile, Yaşam Kuşatmasına Son!” broşürleriyle vatandaşlarımız aydınlatılıyor, konuya dikkat çekiliyor. Bu konuda duyarlılık ve sorumlulukla çalışma yürüten CKD, övgüye değer bir projeyi gerçekleştiriyor.

Şiddeti, kadını değersizleştirmeyi, aile yaşamını yoz temellere dayandırmayı, çıkarcılığı, ahlaki çürümüşlüğü özendiren, yönlendiren, öne çıkaran, açık ya da örtülü normalleştiren bütün yayınların denetlenebildiği, başta çocuklarımızın ve gençliğimizin geleceğini güvence altına alan sisteme bir an önce kavuşmalıyız.

Cumhuriyet Kadınları Derneği (CKD)’nin duyurduğu gibi “Medyada Sahte Kadın, Sahte Aile, Sahte Yaşam Kuşatmasına Son!” verelim.

Sonraki Haber