Medyanın Halleri | ‘Nara’ atacağız: Artık yeter!

Bir gazetenin en önemli haberi elbette manşette yer alır. İkincisi ise sürmanşettir. Ama maalesef bizim basınımız sürmanşetteki tasarruf hakkını nedense magazin dedikoduları, spor, mankenler, oyuncular ile süslüyor. İşimiz, özel hayat ifşası değil, kamu görevidir.

‘Nara’ atacağız: Artık yeter!

Dünya sarsıcı bir dönemden geçiyor.
Türkiye’de çok önemli siyasî, ekonomik, askerî gelişmeler oluyor.
Çevremiz ateş çemberi. ABD-İsrail tehditleri büyüyor.
İnsanların sofralarından gıdası bir bir eksiliyor. Vatandaş iş, aş, geçim derdinde.
Emekçi hareketleri büyüyor.
Ancak günlerdir basınımızın sürmanşetinde Mauro Icardi-Wanda Nara-L-Gante’nin özel hayatını konuşuyoruz.
Bir gazetenin en önemli haberi elbette manşette yer alır.
İkincisi ise sürmanşettir. Ama maalesef bizim basınımız sürmanşetteki tasarruf hakkını nedense magazin dedikoduları, spor, mankenler, oyuncular ile süslüyor.
Kim hangi bara gitti, kimle yakalandı, ne skandala imza attı, kimle yattı kalktı…
Dedikodu… Dedikodu… Dedikodu…
Köşe yazarları da işi gücü bırakmış bunları yazıp çiziyor.
Tabiî bu durum sadece gazetelerde yok. Televizyonların hem magazin hem spor hem haber bültenlerinde bunu izliyoruz, dinliyoruz.
Bu haber okunur, bu haber tıklatır, bu haber izletir. Tiraj ve reyting…
Kaygı bu olunca özel hayat da meze oluyor.
Türkiye’nin sorunları da çöpe atılıyor.
İnsanlar bunlarla oyalanıyor.
Medyanın görevi, dedikoduculuk değil insanları bilgilendirmektir.
İşimiz, özel hayat ifşası değil, kamu görevidir.
Bu bilinçle haber yapılmalı, gazete yöneticileri de birinci sayfalarını bu bilinçle oluşturmalılar.

***

Yeni model arayışı?

ABBAS GÜÇLÜ-MİLLİYET

Eğitim dünden bugüne çok değişti, daha da değişecek. Bu yüzden ”Köy enstitüleri ve Anadolu liseleri gibi dünün modelleri temcit pilavı gibi ısıtıp ısıtıp neden yeniden gündeme getiriliyor?” diyenleriniz mutlaka olacaktır. Olmalıdır da yoksa doğruyu bulmamız çok daha zor olur.
Denenmiş ve başarılı olmuş modeller birebir aynı olmasa da ruhu ve yöntemleri itibarı ile aradan binlerce yıl geçse de özü ve mantığı ile her daim başarılı olur.
Köy enstitüleri üretim, sorun çözme, kendi yağında kavrulma, çok yönlü olma ve en önemlisi de ilgi ve yetenekler doğrultusunda yetiştirilen gençler ile yerel ihtiyaçları karşılıyordu.
Anadolu liseleri ise sınav odaklı değil öğrenme odaklıydı. Fen ve dil laboratuvarları, spor, sanat ve diğer kültürel etkinliklerin amacı daha yüksek puan almak için değil daha donanımlı birey olmak içindi. Orta kısımları da yabancı dile ne kadar erken başlanırsa ve bazı dersler yabancı dille yapılırsa o kadar verimli olur mantığı taşıyordu!..
Özetin özeti: Strateji, taktik, yöntem ve sistemlerde, zaman kadar ve gelişmeler kadar ruh da önemlidir!..

***

"Etki Ajanlığı Yasası" mutlaka çıkmalı

CEM KÜÇÜK-TÜRKİYE

Hükûmet "Etki Ajanlığı Yasası"nı çıkaracaktı ama bazı değişiklikler yapmak kaydıyla tasarıyı haftaya bıraktı. Bu yasanın mutlaka geçmesi lazım. Yasa görüşülürken MİT Müsteşarlığı Hukuk Dairesi Başkanı Fuat Midas kurulda önemli açılmalar yaptı. Etki Ajanlığı niçin önemli anlattı. Midas ne dedi, bir bakalım: (…)
“Örneğin, İsveç'te mukim, bir yabancı şahıs, başka bir ülkenin vatandaşı olan şahıs başka bir saikle ülkemize geliyor. Ülkemizde tatil veya iş, başka bir saikle bulunurken, o kişiyi hedef alan diğer ülkenin istihbarat teşkilatı burada taşeron olarak kullandığı bir uyuşturucu şebekesi aracılığıyla bu şahsı kaçırmak istiyor, bunu kaçırmak için de şahsın kişisel ve insani bazı zaaflarını kullanmak suretiyle faaliyeti yürütüyor. Biz, bu kişiyi yakalatıyoruz. Bu kişinin somut da aldığı ceza bir yıl on iki ay hapis cezasıdır. Niye? Kişiyi hürriyetinden yoksun bırakmadır... (…)
Bunların hepsine baktığımız zaman özetle şu görülüyor: Kişiyi tehdit, iftira, efendime söyleyeyim, özel hayatın gizliliğini ihlal, kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirme, kişinin huzur ve sükûnunu bozma gibi Türk Ceza Kanunumuzda her biri düzenlenen -bunlar biraz suç yalnız- bu suçlara altı ay, bir yıl, iki yıl gibi hapis cezaları öngörülüyor. Biz kamuoyuna da yansıyan, basında da yer bulan faaliyeti yürütüyoruz. İlk başta 40, 50, 60 gibi sayılarla insanlar gözaltına alınıyor. Bu, tabii, görüntüde görünen kısmı işin. Ancak biz takip ederken faaliyeti en sonunda 2 kişi kalıyor; cezalandırılabilir pozisyonunda kalan... Niye biliyor musunuz? Çünkü şahıs bizim bildiğimiz klasik anlamda bir casusluk faaliyeti yürütmüyor, işte, bu yürüttüğü faaliyetlerin her birinin de cezası bunlar...”

Sonraki Haber