MEDYANIN HALLERİ… Yeni açılımı böyle örtemezsiniz!
Ahmet Hakan, 'Hani fırsat verilirse memlekete hizmet edecektin' başlıklı bir yazı yazdı. Kimse kimseyi kandırmasın. Kimse kimseye 'memlekete hizmet zamanı' diye sahte nutuklar çekmesin! PKK’nın silah bırakma gerçekliği yok! Silah, silahla bıraktırılır.
Hürriyet’ten Ahmet Hakan, “Hani fırsat verilirse memlekete hizmet edecektin” başlıklı bir yazı yazdı.
Şöyle diyor:
“Abdullah Öcalan, çeyrek asır önce söylemişti bu sözü.
Çeyrek asır sonra bu sözü, yeniden gündeme getiren isim MHP Lideri Devlet Bahçeli oldu.
“Senin memlekete hizmet sözün vardı. Hadi hizmetini yap. Dağıt örgütünü” dedi.
Çok zekice bir yaklaşım.
Hani fırsat verilirse memlekete hizmet edecektin.
Bahçeli’nin bu zekice çıkışından rahatsız olacak tek bir kesim var:
Kandil ve Kandil’den nemalananlar.
Bahçeli’nin bu çıkışı...
- Yeni bir çözüm süreci anlamına gelmez.
- Terörle mücadelede gevşeme anlamına gelmez.
- Teröre karşı alttan alma anlamına da gelmez.
Peki ne anlama gelir?
Öcalan’a çeyrek asır önce vaat ettiğini yapması için bir fırsat verme anlamına gelir.”
ŞİMDİ Mİ AKLINIZA GELDİ?
Ahmet Hakan’ın bahsettiği itirafları, Öcalan’ın sorgulama görüntülerini Türk basınında ilk kez Aydınlık yayınladı. (Kupür tarihi: 14 Aralık 2013.)
O dönemler ilk açılım süreciydi.
Hükûmet Dolmabahçe’de mutabakat yapıyor, İmralı en hareketli günlerini yaşıyor, Öcalan’ın mektupları okunuyor, PKK’nın siyasi partisi büyütülüyor, Habur gibi göstermelik mahkemelerde PKK’lılar şov yapıyordu.
Bir tek Vatan Partisi uyarıyordu.
Akil adamları kovalıyor, Doğu ve Güneydoğu’nun savaş alanına döneceğini söylüyor, Öcalan’la pazarlık yapılması değil, devlet gücüyle tek taraflı zorlama yapılmasını öneriyordu.
Sonuçta Vatan Partisi haklı çıktı.
Sonuç iç kalkışma ve Hendek olayları oldu.
Güvenlik güçlerimiz canını ve kanını verdi.
24 Temmuz 2015’te Vatan Savaşı başladı.
Bölücü ve yobaz terörün üzerine hem sınır içinde hem de sınır ötesinde gidildi.
Vatan Partisi Genel Başkanı Dr. Doğu Perinçek, Vatan Savaşı’nın doruk noktalarından birinde yine önemli bir çıkış yaptı. 13 Ekim 2020 günü HaberTürk kanalında, “Türk devleti Öcalan'a 'Silahları bırakın, biz yanlış yaptık' dedirtecek. Şu an devletin, MİT'in elinde oyuncak durumunda. Onu kullanıyorlar.” demişti.
O zaman da herkes itiraz etmiş, öyle şey olmaz demişti.
En büyük itiraz bugün ikinci bir açılım hevesine girişenler, DEM’in elini sıkanlardı.
PKK’YI İKTİDAR ORTAĞI YAPAMAZSINIZ!
Kimse kimseyi kandırmasın.
Kimse kimseye “memlekete hizmet zamanı” diye sahte nutuklar çekmesin!
İstediğiniz kadar Öcalan’ı konuşturun. Çünkü bir gerçek var. PKK’nın ABD planının dışına çıkma ihtimali yok!
PKK’nın silah bırakma gerçekliği yok!
Hâlâ ABD bütçesinden milyonlarca dolar para ayrılırken mi PKK silah bırakacak?
Yüz binlerce tır silah giderken mi PKK silah bırakacak?
Güney sınırlarımızdan Doğu Akdeniz’e kadar ABD-İsrail namluları ülkemize dönerken mi PKK silah bırakacak?
Silah, silahla bıraktırılır.
Bugün bölgede, İkinci İsrail planının tek aracı var: PKK.
PKK, ABD-İsrail’in stratejik piyonudur. Eski ABD Başkanı Barrack Obama’nın deyimiyle “Kara ordusu”dur.
ABD ve İsrail, İkinci İsrail planından vazgeçmeden PKK silah bırakmaz.
HDP’li Cengiz Çandar, “Pişirilen bir şey var” diyor.
Ruşen Çakır gibi gazeteciler Selahattin Demirtaş ve DEM’lileri serbest bırakın çağrıları yapıyor.
Birkaç ay önce DEM’i kapatmayan Anayasa Mahkemesi’ne saydıran Bahçeli, DEM’in elini sıkıyor, Öcalan’a çağrılar yapıyor.
Bu süreci normalleşme, fırsat kavramları ile açıklayamazsınız.
Birinci açılım süreci ABD’nin dayatmasıydı. Bunun için FETÖ eliyle Türk Ordusu ve Vatan Partisi Silivri’ye atıldı.
İkinci açılım süreci de ABD’nin ekonomik olarak sıkışan AK Parti Hükûmetinin ve Cumhur İttifakı’nın ikna edilmesiyle hayata geçirilmeye çalışılıyor.
KÜRT HALKI NASIL KAZANILIR?
Kürt halkı, PKK yasallaştırılarak kazanılmaz.
Bölge halkı devlet kararlı mı yoksa yeni açılımla PKK yine mi ensemizde boza pişirecek diye bakıyor.
İşte tüm bu kararsızlıklar, yeni açılım planları Kürt halkının kazanılmasını da önlüyor.
Yaptıkları iş Kürt halkımız katında da PKK'ya olan yönelişi kuvvetlendiriyor. PKK oylarını arttırıyor.
Mehmetçik dağda terörist yakalıyor, Cumhur İttifakı Öcalan’a el uzatıyor!
Buna da fırsat diyorlar.
Yeni açılımı böyle örtemezsiniz.
Basınımız ve köşe yazarları şunu görmeli:
Gerçekte zaaf içindeki devlet PKK’yı güçlendiriyor.
Tek bir çözüm var: Güçlü devlet, üreten millet.
ABD-İsrail planlarını çöpe atacak, İkinci İsrail girişimini bozguna uğratacak, İkinci Açılım gibi maskaralıklara son verecek, Kürt halkını kazanacak tek bir çözüm var: Üreticilerin Millî Hükûmeti.
KİTAP ÖNERİSİ
Millî meseleye yaklaşım nasıl olmalı? Emperyalizm çağında millî meselenin esasları nelerdir? Öcalan Suriye'den neden çıkarıldı? PKK'nın AKP ile işbirliği ne anlama geliyor? Türkiye, gerçekten barış sürecinde mi? PKK ve Apo'nun Batı ve AKP ile gizli görüşmeleri neleri kapsıyor? PKK neden işbirlikçi sermaye ve Fethullah Cemaati ile kol kola yürüyor?
PKK'da liderlik sırları nelerdir? Devrime hangi yoldan gidilir? Tüm bu soruları ve PKK’nın dönemlerini anlamak, Türk hükûmetlerinin ve Türk Solu’nun PKK’ya yaklaşımını öğrenmek için Kaynak Yayınları’ndan çıkan Vatan Partisi Genel Başkanı Dr. Doğu Perinçek’in “Türkiye Solu ve PKK” kitabını öneriyoruz.
BALTAYI TAŞA VURDUNUZ SAYIN ŞİMŞEK...
FUAT UĞUR - TV100
Bu millet vatanı için her şeyi yapar.
Siz ondan değil 750, isterseniz 2 bin 750 lira isteyin, duraksamadan verir.
Yeter ki inansın size. Yeter ki bu paranın deklare edildiği gibi savunma sanayiine gideceğinden emin olsun, size güvensin.
Neden söylüyorum bunu anlatayım:
Eğer bu ülkede devleti yönetenler tasarruf edip rol model olamıyorsa, hâlâ kamu kurumlarında ve belediyelerde kiralık araçlara yılda 33 milyar lira gibi muazzam bir para harcanıyorsa, bir takım holdinglerin ve işadamlarının vergileri sıfırlanıyorsa, vergi adaleti ile ilgili insanların kafalarında soru işareti uyandıracak bir takım olaylar yaşanıyorsa, vergi aflarıyla vergi borcu ödememek bir alışkanlık haline getiriliyorsa, büyük şirketlerden alınan vergiler bin bir tane muafiyet yüzünden komik miktarlarda kalıyorsa burada bir sıkıntı var demektir.
Düşünün, gelir vergisinin toplam vergi gelirleri içindeki payı sadece yüzde 11,61 ve bu çok düşük bir oran. Evet, Sayın Şimşek, vergi gelirlerini artırmak için önemli adımlar atıyor ama bunun sonuçlarını vatandaş henüz hissedemiyor.
Halk devlette ciddi şekilde TASARRUF GÖRMEK istiyor. Çeşitli kamu kurumu yöneticilerinin konuşmalar yaparak kendini göstermeye çalıştığı TÖREN ve TOPLANTILAR insanlarda büyük tepkiye neden oluyor ve herkes ağzına geleni söylüyor.
Çok açık ve net, Hükümet ve bizzat Sayın Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan dâhil tüm kamu kurumları böylesi harcamalardan kaçınmak zorunda. Eğer hâlâ İTİBARDAN TASARRUF OLMAZ diyorsanız, siz bilirsiniz. O zaman millete istediğiniz kadar “İsrail kapımıza dayandı” deyin, itiraz eder.