Türkiye’yi savunmada ön cephedeki kahraman
Türkiye’nin son 60 yılına damga vurmuş bütün toplumsal ve siyasi süreçlerin merkezinde yer alan, topluma mâl olmuş kritik davalarda bazen sanık bazen savunma kürsüsünde, hukuk camiasında saygın kimliğiyle tanıyan herkesin takdirini kazanmış Mehmet Cengiz’i dava arkadaşları anlattı
Vatan Partisi liderlerinden, Merkez Disiplin Kurulu Başkanı, yarım asrı geçkin devrimci, büyük dava adamı Avukat Mehmet Cengiz uzun süredir uğraştığı sağlık sorunları sebebiyle yaşamını yitirdi. Cengiz, fedakârlığı, çalışkanlığı, kararlılığı, öğreticiliği, esprileriyle onu tanıyan herkesin hayatında iz bıraktı. 12 Mart 1971 ve 12 Eylül Amerikancı darbesinde “Liderler Hapishanesi” olarak adlandırılan Dil ve İstihbarat Okulu’nda yatan isimlerdendi. FETÖ’nün Ergenekon tertibi davalarında önce avukat daha sonra sanık sandalyesinde yer aldı. Batı’nın Türkiye’yi dize getirmeyi planladığı “Ermeni Soykırımı” yalanlarına karşı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM)’nde Doğu Perinçek’in avukatlığını yaptı. Davanın başından sonuna kadar bütün hukuki süreci yönetti. Zaferin komutanlarındandı. Cengiz'in cenazesi, bugün Ankara Gölbaşı Mezarlığı Camii’nde kılınacak öğle namazının ardından Gölbaşı Mezarlığı’na defnedilecek. Dava arkadaşları ve tanıyanlar Cengiz’i Aydınlık’a anlattı.
AMERİKANCI DARBELERDE CEZAEVİNDE
Onu en iyi tanıyan isim, 60 yıla yakın beraber avukatlık yapan, Vatan Partisi’nde ve davalarda yan yana mücadelede eden Vatan Partisi Merkez Yürütme Kurulu Üyesi Avukat Nusret Senem, “En büyük özelliği büyük bir devrimci olması” dediği Mehmet Cengiz’i şu cümlelerle anlattı:
“1968’de hukuk fakültesine girdiğimden bu yana onu tanırım. Sonraki yıllarda aile dostu olduk ve aynı avukatlık bürosunu paylaştık. O, 12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980 darbelerinde cezaevinde bütün devrimcilerle birlikte hapis yattı. 12 Eylül darbesinde avukattım. Mehmet Cengiz'in avukatlığını da yaptım.”
’12 EYLÜL’DE DİL OKULUNDA...’
“12 Eylül döneminde Türkiye İşçi Köylü Partisi davasında Merkez Komite üyesiydi. Önce Mamak cezaevinde çok ağır şartlarda kaldılar, sonra uzun mücadeleler sonucu siyasilerin yer aldığı Merkez Komutanlığı içerisindeki Dil Okulu'na nakledildiler. Dil Okulu’nda Doğu Perinçek, Alparslan Türkeş, Necmettin Erbakan, Bülent Ecevit ile birlikte kaldı. Orada esprileriyle bu liderlerle birlikte çok güzel anıları oldu. Onları bir boks maçı dolayısıyla işletmesi var o çok meşhurdur. Amerika'da yapılacak dünya şampiyonası vesilesiyle boks maçı olacak diye bir laf çıkartıyor. Maçın olduğu saat Türkiye'de gece geç saatlere denk düştüğü için herkes kalkıp televizyonun başına oturuyor. Saatlerce bekliyorlar ama sonuçta boks maçının olmadığı ve Mehmet Cengiz’in onları işlettiği ortaya çıkıyor. Tabii büyük hayal kırıklığı yaşatıyor. Esprileri meşhurdur hangisinin doğru hangisinin yalan olduğunu anlamakta güçlük çekersiniz. Başlangıçta ciddi sanırsınız ama sonunda bakarsınız ki arkasından bir şey çıkmaz.
‘MORALİ BOZUK GÖREMEZDİNİZ’
“Yıllar geçti o benim avukatlığımı yaptı Ergenekon davasında başka davalarda zaman zaman ben onun avukatlığını yaptım. Bütün bu zor günlerde hiçbir zaman Mehmet Cengiz'in moralinin bozuk olduğunu göremezsiniz. 12 Mart'ta da 12 Eylül'de de Ergenekon süreçlerinde de… Ergenekon sürecinde önce avukattı sonra sanık oldu. 10 gün de yatmışlığı vardır cezaevinde Veli Küçük’le. Tahliye olunca Veli Küçük üzülmüştü ‘nereye gidiyorsun’ diye bir esprisi olmuştu.
“Mehmet Cengiz her şeyiyle adam gibi adamdı, büyük avukattı. ‘Ermeni Soykırımı’ yalanıyla ilgili davanın bütün safhalarında çok büyük emekleri var. O davayla ilgili dilekçeleri ve izlenen politikaların seyri ile ilgili yönlendirmelerde çok büyük emekleri vardır. Bunların hepsini tarih yazacaktır.
‘BARODA AVUKATLARIN SEVGİ VE SAYGISINI KAZANDI’
“Ankara Barosu yöneticiliği sürecinde de herkesin sevgisini saygısını kazanmış bir avukattı. Türkiye Barolar Birliği delegeliği yaptı. Ankara Barosu'nun Genel Sekreteriydi. Vatan Partili bir devrimci olarak bir ömür tüm Vatan Partili gençlere, avukatlara örnek oldu.”
‘MÜVEKKİLİMİZ BERAAT ETTİ’
“Dün yine bir ortak davamız vardı, o sonuçlandı, müvekkillerimiz beraat etti. 15 Temmuz FETÖ darbesi sırasında Cumhurbaşkanı’nın yaverlerinden bazıları bizim müvekkilimizdi. Kamuoyunda da çok tartışmalı bir konuydu. Beraat etti yaverlerin hepsi, başyaver hariç. O FETÖ'cü bir alçaktı. O davayı aldığımız için de çok saldırılara uğradık. Ama biz onların suçsuz olduğunu bildiğimiz için kendimizden de emin olarak davasını almıştık. Dün, beraat haberini vermek için kendisini aradım açmadı, kızına ulaşıp haberi verdim. Çok üzgünüm. Mehmet Cengiz devrimci mücadelede ismi her zaman anılacak büyük bir insan, örnek alınacak bir devrimci olarak hep kalbimizde yaşayacak. Mehmet Cengiz, hukuk camiasının, Türkiye'nin büyük bir evladı olarak gönlümüzde yaşayacaktır.”
‘METRİS’DE YARDIM TEKLİFİMİ KABUL ETMEDİ’
Mehmet Cengiz, Ergenekon kumpasında tutuklanır. Metris Cezaevi’nin doktoru o dönem Dr. Alp Çetiner’dir. Çetiner o günü anlatıyor: “Kabul muayenesi için odama getirildi. Buyur edip çay kahve söyledim, yardım edeceğimi, neye ihtiyacı olduğunu defalarca sordum. Teşekkür etti, bir ihtiyacı olmadığını söyledi. 3-4 kez meşgul etmemek için izin istedi. Koğuşta kalmasındansa odamda beraber olmak daha iyidir diye ‘işim yok daha oturun lütfen’ dedim. Epey sohbet ettik, çıkarken ‘vaktinizi çok aldım kusura bakmayın lütfen’ dedi. Bir anda içimden kopup geldi ve şöyle dedim: Siz kusura bakmayın, siz içerideyken biz dışarıda olduğumuz için.”
AVUKAT CEYHAN MUMCU’NUN TANIKLIĞI:
CEZAEVİNDEN ÇIKIP DOĞRU DURUŞMAYA
“Mehmet Cengiz ile baro seçimleri vesilesi ile tanıştım. Sosyal Demokrat grup ile Çağdaş Avukatlar grubu vardı. Çağdaş Avukatlar grubunun temsilcisi Mehmet Cengiz'di. O gün bugündür Mehmet'le kanımız kaynaştı. Çok ince esprileri olan, çok değerli, davasına çok inançlı, çok mücadeleci bir kişiydi. Baro yönetimine girdi ve Ankara Barosu'nun yöneticiliğinde de çok etkili oldu. Çok sevilen, çok sıcak canlı, herkesle diyaloğu çok üst düzeyde bir insandı.
“Ergenekon davasında birlikteydik ‘yargıyı etkilemekten’ bahane bulup da 10 gün tutuklu kaldı. Ondan sonra tahliye oldu. Tahliye olunca ben onu cezaevinden aldım, Silivri’de duruşma salonuna birlikte gittik. Hakim de şaşırdı ya ‘siz tutuklu değil miydiniz, nasıl geldiniz’ diye.
“Vefat haberi ile çok üzüldüm hala şok yaşıyorum. Servet Bora’dan sonra bu ikinci bir kayıp oldu. Ergenekon kahramanları birer birer gidiyorlar. Türk milletinin, ailesinin, Aydınlık okurlarının ve Vatan Partisi camiasının başı sağ olsun.”
VATAN PARTİSİ MERKEZ İŞÇİ SENDİKA
BÜROSU BAŞKANI HÜSEYİN KARANLIK:
‘Sonuç odaklı iyimserlik, moral ve güç kaynağımız’
“Mehmet Cengiz, yarım asrı aşan 60 yıllık örgütlü, partili önder arkadaşlarımızdan biri, seçkin bir liderimizdir. Yarım yüzyılı aşan süre boyunca aralıksız, molasız bütün mücadelelerde ön safta yer aldı. Hiçbir zaman sorun olmaz, sorun üretmez, sorun çözerdi. Hedefe ve başarıya, sonuca kilitlenirdi. Hukuk davalarında da, siyasal ve örgütsel konularda da. 12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980 askeri yönetim dönemlerinde parti önderleriyle birlikte hapishanede kaldı. Mahkemelerde verdiğimiz hukuk ve siyasal mücadelelerimizde de önder rollerdeydi. Hem içerde hem dışarda en zor zamanlarda iyimserliği, yaratıcılığı ve espri gücüyle moral ve iyimserlik saçıyordu. Vatan Partisi’nde, mücadeleci özellikleriyle öne çıkan bazı sendikalarda, Türkiye Barolar Birliğinde üst düzey görevlerde bulundu. Sendika avukatlığı yaptı. Partimizin işçi sendika büro yöneticilerinden biriydi.
“Türkiye’nin en tanınmış iş hukuku uzmanlarından biriydi. Üstlendiği bütün davalarda üstün bilgisini sonuç odaklı olarak konuşturdu. Kendisi belli etmezdi ama bu yönüyle Türkiye ölçeğinde ün kazandı. AİHM’de Ermeni soykırımı davasında Genel Başkanımızın hemen yanındaki kahramanlardandı. Sayın Genel Başkanın avukatı olarak çok etkili bir konuşma yaptı. Mahkeme heyeti ve bütün izleyiciler üzerinde saygı uyandırdı. Tüm kritik mücadele ve eylem süreçlerinin ön safhalarda önder rollerde bulundu. Üstlendiği görev sorumlulukları yetkinlikle yürüttü, başarıyla sonuçlandırdı. Sevgili ve sevimli Mehmet Cengiz arkadaşımızın ölümü partimiz için çok önemli bir kayıptır. Ama onun bize bıraktığı miras ve anılar hepimiz için güç ve esin kaynağıdır. Eksikliğini bize sağlamış olduğu bu manevi mirasla telafi edeceğiz.”
MÜCADELE DOLU BİR ÖMÜR
1949 yılında Konya’da doğdu. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitirdi. Üniversite öğrenciliği yıllarında öğrenimini sürdürürken işçi olarak çalıştı. İşçi örgütlenmelerinde görev aldı. Sendikacılık yaptı. 12 Mart 1971 darbesinden sonra tutuklandı. 3 yıl tutuklu kaldı. 12 Eylül 1980 darbesinden sonra yeniden tutuklandı. TİKP Davasından yargılandı. Yaklaşık 3 yıl daha tutuklu kaldı.
1975 yılında avukatlık yapmaya başladı. Çeşitli sendikalarda Hukuk Müşaviri olarak görev yaptı. 1994-1998 yıllarında Çağdaş Hukukçular Derneği Genel Merkez yöneticiliğine seçildi ve Genel Sekreterlik görevini yürüttü. Kamu emekçilerinin sendikal örgütlenmelerine ilişkin davalarda aktif rol aldı. Sivas katliamı davasında, Uğur Mumcu, Bahriye Üçok, Muammer Aksoy ve Ahmet Taner Kışlalı’nın katline ilişkin davalarda müdahil vekilliği yaptı.
Pir Sultan Abdal 2 Temmuz Kültür ve Eğitim Vakfı kurucusu. Bu vakfın yönetim kurulu üyeliğini yürüttü. 2000-2002 döneminde Ankara Barosu Yönetim Kurulu üyeliği yaptı. Gazete ve dergilerde makale ve araştırmaları, hukuki konularda çeşitli kitapları yayımlandı. Son olarak da “Ermeni Sorunu” ve “Kıbrıs Sorunu”na ilişkin araştırmaları iki ayrı kitap olarak yayımlandı.
Vatan Partisi’nde Genel Başkan Yardımcılığı ve Genel Sekreterlik gibi en üst düzey görevlerde bulundu. Son Kurultay sonrası partinin Merkez Disiplin Kurulu Başkanı olarak görev aldı. Cengiz, evli ve iki çocuk babasıydı.
'TÜRKİYE YİĞİT BİR VATAN EVLADINI KAYBETTİ'
Vatan Partisi Merkez Disiplin Kurulu Başkanı Avukat Mehmet Cengiz'in hayatını kaybetmesi, hukuk camiasında da büyük üzüntüyle karşılandı. Meslektaşları, Cengiz'i anlattı.
Avukat Prof. Dr. Necdet Basa şunları söyledi: "Mehmet Cengiz mesleğimizin yüz aklarından birisiydi. Fevkalade ilkeli duruşu olan çok bilgili bir hukuk savunucusuydu. Doğu Perinçek ile ilgili sözde Ermeni soykırımında, AİHM - İsviçre davasını hep takdirle izledik. Bilgi doluydu. Türkiye önemli bir hukuk adamını kaybetti. Cenazesine katılıp son görevimi yapacağım. Türkiye’ye, Vatan Partisi'ne ve Aydınlık hareketine baş sağlığı diliyorum."
'DAVA ADAMIYDI'
Ankara Barosu eski başkanı Avukat Sema Aksoy şu ifadeleri kullandı:
"Bir hukukçu olarak beraber yol yürümekten onur duyduğum, 2000-2002 döneminde baromuz yönetim kurulu üyeliği de yapan, Ankara Barosu Başkanlığım döneminde bir an olsun bizi yalnız bırakmayan Av. Mehmet Cengiz’in vefatı hepimizi derinden üzmüştür. Adalet arayışı bazı insanların yaşam biçimidir. Avukat Mehmet Cengiz onlardan birisidir. O bir dava adamıydı, sadece müvekkillerinin davasını takipten öte, hukuk devleti mücadelesinin, vatan millet davasının, Türkiye Cumhuriyeti’nin tam bağımsızlığının, çağdaşlaşma ve aydınlanma sürecinin, Atatürk ilke ve devrimlerinin yolcusu ve baş savunucusuydu.
Katledilen aydınların avukatlığından, katledilen hukukun avukatlığını yapmak gibi adalet arayışının neferlerindendi. Kıbrıs ile ilgili yaptığı çalışmalar, AİHM'de sözde Ermeni soykırımı iddialarına karşı verdiği hukuk mücadelesi, Ergenekon davası sürecindeki mücadeleleri tarihte unutulmayacak yerini almıştır. Türkiye bir yiğit vatan evladını, iyi bir hukukçuyu, bir aydını, dünya iyisi güzel bir insanı kaybetmiştir."
Avukat Kemal Kerinçsiz de Mehmet Cengiz'i Ergenekon duruşmalarında tanıdığını belirterek şöyle devam etti:
"Ergenekon davasında hukuk neferi gibi mücadele verdi. Sadece yürürlükteki değil evrensel hukukun davada hakim olması için her şeyi yaptı. Bu davada sadece müvekkillerine değil vekili olmadığı masum sanıklara aynı hizmeti verdi. Canla başla mücadele etti. Ülkesinin nereye gittiğini gören, başka oyunlarla ne gibi mizansen çizildiğini bilen biriydi. Onun mücadelesi hiçbir zaman geçmiş dönemde boşluk bırakmayacak. Önümüzdeki dönem de o mücadelenin ruhunu herkes hatırlayacak. Işıklar içinde yatsın. Çok güzel bir insandı. Her tarafa ışık saçtı o güzelliğiyle."