Hindistan üzerinden Çin’i kuşatma Rusya’yı yıkma planı

Merkel döneminde Rusya ve Çin’le geliştirilen ilişkiler, egemen bir Avrupa ve Atlantik’ten bağımsız hareket anlamına geliyordu. Üçlü Koalisyon ise Rusya’yı çökertme ve Çin’i rakibi olarak kuşatma stratejisini izliyor. Almanya ve AB’nin Atlantik merkezini izleyerek düştüğü durum derslerle dolu.

Savunma Bakanı Boris Pistorius, haziran ayı başlarındaki Yeni Delhi ziyaretinde, Hindistan'a yapılan silah ihracatını Avustralya veya Japonya seviyesine çıkartmak istediğini duyurdu.

Temmuz 2023’te Alman basınında Ekonomi Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Robert Habeck’in Hindistan ziyareti önemli yer kapladı. Bu ziyaret, üçlü koalisyonun parlamentoda yeni Çin stratejini kabul etmesinden kısa bir süre yapıldı.

Frankfurter Allgemeinde Zeitung (FAZ) 21 Temmuz günü ziyareti şöyle özetledi: “Çin’e ekonomik bağımlılığı azaltmak, yatırımları yaymak. Gerekçeler: Hindistan’ın genç nüfusu Çin’i geçti. Daha da önemlisi Hindistan demokratik bir ülke. Bu durum demokratik değerlere dayanan üçlü koalisyon için ideal bir durumdu.”

‘ÇİN İLE TİCARETTEN AYRILMA SAÇMALIĞI’

Habeck, Yeni Delhi’de basına şöyle dedi: “Biz ekonomik ilişkilerin nötr olmadığını öğrendik. Sonuçta bir iktidar sorunudur. Çok acı çektiğimiz Rusya’ya enerji bağımlılığından kurtulduk. Hindistan’a ihracatımız ithalattan fazla idi. Şimdi dengelenmeye başladı. Yakınlaşarak aramızda serbest ticaret anlaşması imzalayacağız.”

Ciddiyetiyle tanınan FAZ redaktörlerinden Sven Astheimer, Habeck’in Hindistan’ı ziyareti için “Çin ile ticaretten ayrılma saçmalığı” başlığını attı.

Astheimer, “Çin ile ticareti sınırlayıp rizikoyu azaltmak aslında dünya ile ilişkileri sınırlamak demektir. Kendimizi Çin’den soyutlamak dünyanın tamamından uzaklaşmak.” derken özetle şunları kaydediyor:

Habeck, Hindistan ile serbest ticaret anlaşması imzalayacaklarını söyledi.

‘ÇİN OLMADAN HİÇBİR ŞEY YÜRÜMEYECEKTİR’

“Yılın saçmalığı için yapılan oylamada kastedilen, kendi ekonomisinin Çin ekonomisinden geniş kapsamlı olarak ayrılmasıdır. Bunun kökeni muhtemelen Amerika'nın Çin'den gelen hassas teknolojiden bağımsız olma çabalarına dayanmaktadır. Bu fikir daha sonra Orta Krallık'taki ciddi insan hakları ihlallerine tepki olan bir özdeyiş haline geldi. Ancak, dünyanın en büyük ikinci ekonomisinden kendinizi tamamen soyutlayabileceğiniz düşüncesi en iyi ihtimalle saflıktır. Batılı sanayileşmiş ülkeler ve özellikle Almanya için şu geçerlidir: Günümüzde Çin olmadan hiçbir şey yürümeyecektir.”

Hindistan ziyareti sırasında Habeck, serbest ticaret anlaşmasının imzalanmasını teşvik etti. İş dünyası temsilcileri ise, Çin işini Hindistan’la değiştirme planını açıkça reddediyor.

Anlaşma için 2007'de müzakereye başlandı; 2013'te askıya alınan görüşmeler ancak geçen yıl yeniden gündeme geldi. Berlin Bilim ve Politika Vakfı (SWP), her iki tarafın da anlaşmanın imzalaması için baskı altında olduğunu söylüyor: “Bununla birlikte, her iki tarafın da güçlü bir şekilde farklılaşan çıkarları göz önüne alındığında, bunun başarılı olup olmayacağı belirsizdir. Haklı olarak şüpheci olunabilir.”

Berlin'in Almanya’nın Çin ticaretini mümkün olduğunca Hindistan'a yönlendirme planları hakkında başka açılardan da şüpheci açıklamalar yapılıyor. Princeton ekonomisti Ashoka Mody, Hindistan'ın aşırı bürokrasisi ve ciddi altyapı eksiklikleri açısından şu uyarıda bulunuyor: “Hindistan'ın hızla büyüdüğü iddiası tamamen yanlış.”

Şu anda güneş enerjisi endüstrisinde fırsatlar ortaya çıktığı belirtiliyor. Alman dış politika bülteninin (GFP) 21 Temmuz’daki değerlendirmesine göre, Berlin, Hindistan-Rusya silah işbirliğini de bozmak için silah ihracatını artırmak istiyor:

“Hindistan ekonomisi hızla büyüyor. Bu yıl yüzde altı büyüme bekleniyor. Hindistan, Büyük Britanya'nın önünde geçiyor. Dünyanın en büyük beşinci ekonomik üretimine sahip ülke haline geldi ve muhtemelen Almanya'yı birkaç yıl içinde dünyanın dördüncü en büyük ekonomisi olmaktan çıkaracak. Goldman Sachs’tan gelen tahminlere göre, Hindistan yükselerek mutlak dolar bazında Çin'in ardından ve ABD'nin önüne geçerek dünyanın en büyük ikinci ekonomik gücü haline gelecek. Ekonomik çıktıyı satın alma gücü paritesine göre hesaplarsanız, bu çok daha hızlı olabilir. Tek başına pazar hacmi ülkeyi Alman şirketleri için ilgi çekici kılıyor. Almanya-Hint ticareti 2021'de 23,3 milyar avrodan 2022'de 30 milyar avroya yükseldi.

Alman hükümeti, Hindistan ile ticareti canlandırmak için serbest ticaret anlaşmasını bir an önce imzalamak istiyor. Habeck, Yeni Delhi'de bununla ilgili görüşmeler yaptı.”

SWP ise, "piyasanın açılması, liberalleşme ve sürdürülebilirlik" ile ilgili olarak her iki tarafın farklılaşan çıkarlarının uzlaştırılıp uzlaştırılamayacağı konusunda "haklı olarak şüpheci olunabileceği" uyarısında bulunuyor.

BAŞBAKAN SCHOLZ’UN HİNDİSTAN ZİYARETİ

Almanya Başbakan’ı Olaf Scholz ilişkileri geliştirmek için 27 Şubat’ta Hindistan’ı ziyaret etmişti.

Scholz, Yeni Delhi ile Moskova arasını açmak ve Almanya-Asya ticaretini Çin'den Hindistan'a yönlendirmek amacıyla Hindistan'a gitti. Scholz, Hindistan'ı yeniden Batı'ya daha da yakınlaştırmak amacıyla Başkent’te ve Bengaluru'da görüşmeler yaptı. Hindistan hükümeti hâlâ Rusya'ya yönelik yaptırımlara katılmayı reddediyor; bunun yerine Rusya ile ticareti genişletiyor ve Ukrayna savaşına müzakere yoluyla son verilmesi için kampanya yürütüyor. Batılı devletler geçen yıl Yeni Delhi'yi büyük baskılarla caydırmaya çalışırken, şimdi bir tür entegrasyon stratejisine bel bağlıyorlar. Scholz ayrıca Berlin'in Çin-Alman ticaretini küçültmek ve bunun yerine diğer Asya ülkeleriyle ticaretini genişletmek istiyor. Singapur ve Hindistan'daki Alman şirketleriyle yapılan bir ankete göre, bunların yüzde 70’i Hindistan’a yatırım yapmak istemiyor.

Princeton ekonomisti Ashoka Mody, Hindistan'ın aşırı bürokrasisi ve ciddi altyapı eksiklikleri açısından şu uyarıda bulunuyor: “Hindistan'ın hızla büyüdüğü iddiası tamamen yanlış.”

ÇİN’İN ÜRETKENLİĞİNE AYAK UYDURULAMIYOR

Alman ekonomisinde Hint iş dünyasının geleceğine dair şüpheci değerlendirmeler hep olmuştur. Alman siyasetçiler yatırımları Çin'den Hindistan'a kaydırmak veya en azından yeni yatırımları oraya yapmak için devamlı çağrı yapıyorlar; ancak on yıllardır bilinen ancak henüz ortadan kaldırılamayan sorunlar belirtiliyor. Alman Sanayi ve Ticaret Odaları Birliği (DIHK) Başkan Yardımcısı Kirsten Schoder-Steinmüller'in birkaç gün önce belirttiği gibi, ülkedeki "bürokrasi ve karmaşık düzenleyici ortam" bir örnek. Alman Endüstrileri Federasyonu (BDI) Başkanı Wolfgang Niedermark'a göre, "Hindistan'daki Alman şirketlerinin karşılaştığı zorluklar" arasında “yaygın yolsuzluk” ve "altyapıdaki eksiklikler" var. Tayvanlı Foxconn grubu, Hintli Vedanta şirketiyle birlikte yaklaşık 20 milyar ABD doları karşılığında Hindistan'da bir çip fabrikası kurma girişiminden hüsrana uğrayarak vazgeçti. Princeton Üniversitesi ekonomisti Ashoka Mody'ye göre, “Hindistan Çin'in üretkenliğine ayak uyduramıyor."

Habeck seyahatinden önce, “Hindistan Çin'e karşı bir denge unsuru, bu nedenle ekonomik bağları güçlendirmek esastır.” dedi. Başarı için fırsatlar şu anda güneş enerjisinde ortaya çıkıyor. Başbakan Modi'nin göreve başlamasından önce 2001'den 2014'e kadar hükûmet başkanı olarak görev yaptığı kuzeybatı eyaleti Gujarat'ta, son yıllarda patlama yapan bir güneş enerjisi endüstrisi ortaya çıktı. Şimdiye kadar büyük ölçekte güneş modülleri üretiminde oldukça başarılı oldu. Üretim maliyetleri Çin'e göre önemli ölçüde yüksek. Habeck'e Hindistan gezisinde büyük ölçekte güneş enerjisi sistemleri satan start-up Enpal'ın genel müdürü eşlik ediyor. Enpal'in Hindistan güneş modüllerine geçip geçemeyeceği incelenecek. Ancak, Hindistan'ın kapasiteleri sınırlıdır.

Almanya, son yıllarda üç haneli milyonlara ulaşan Hindistan'a silah ihracatını genişletmeye çalışıyor. Savunma Bakanı Boris Pistorius, haziran ayı başlarındaki Yeni Delhi ziyaretinde, Hindistan'a yapılan silah ihracatını Avustralya veya Japonya seviyesine çıkartmak istediğini duyurdu. Pistorius'un ziyareti sırasında, Alman tersanesi Thyssen Krupp Marine Systems (TKMS) ve Mumbai'den Hintli Mazagon Dock Shipbuilders temsilcileri, Hindistan Donanması için yeni denizaltıların ortak geliştirilmesini öngören bir niyet mektubu imzaladılar. İki şirket devreye girerse denizaltılar Hindistan'da birlikte yapılacak. Her iki şirket de 1980'lerde dört denizaltının yapımında zaten işbirliği yapmıştı; ikisi o sırada TKMS'nin öncüsü HDW tarafından, ikisi Mazagon tarafından inşa edildi. Berlin, daha önce yakın olan Hint-Rus silahlanma işbirliğini bozmak amacıyla Almanya'nın teklifini de destekliyor. Bunun başarılı olacağı elbette şüpheli: Birkaç gün önce Yeni Delhi, Moskova'ya Ukrayna savaşının sona ermesinden sonra Rus silahlı kuvvetlerine BrahMos füzeleri tedarik etmesini teklif etti. Bunlar, Hint-Rus işbirliğinde geliştirildi, Hindistan'da üretildi.

MERKEL’İN RUSYA VE ÇİN’LE DENGE POLİTİKALARI TERK EDİLDİ

Merkel döneminde Rusya ve Çin’le geliştirilen ilişkiler egemen bir Avrupa, Atlantik’ten bağımsız hareket anlamına geliyor, bunun gereği olarak Rusya ve Çin ile dengeli ilişkiler kurulmaya çalışılıyordu. Üçlü Koalisyon ise esas olarak Atlantik merkezinin Rusya’yı çökertme ve Çin’i sistem rakibi olarak kuşatmak stratejisini izliyor. Rusya ve Çin’i, bir bütün olarak Avrasya yapılanmasını hedef alan Atlantik merkezi ABD, özellikle Almanya ve AB’yi ileri sürüyor. Pratikte görüldüğü gibi Almanya ve AB kendi ayaklarına kurşun sıkmaya devam ediyor. Merkel döneminde Rusya ile kurulan ilişkileri iptali yanında, Alman işadamları ve yatırımcıların “Çin olmadan yapamayız” feryadını da dinlemiyorlar. Almanya ve AB kendi çıkarlarına ihanet ediyor. O nedenle şu an enerji ve yatırımlar için kapı kapı dolaşıyorlar. Almanya ve AB’nin Atlantik merkezini izleyerek düştüğü durumlar Türkiye için de derslerle doludur.

ABD’nin Pasifik’te ilerlemek ve Çin’i kuşatmak, Rusya’yı yalnızlaştırmak için Almanya-AB üzerinden Hindistan’ı ikna çabalarına şans tanınmıyor. Avrasya iklimi içindeki kurumlarla bağlantılarını artıran Hindistan Çin’den sonra dünyanın ikinci büyük ekonomisi olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. Atlantik ve Asya’ya karşı koçbaşı olarak ileri sürülen Almanya ve AB Asya surlarına çarparak hüsrana gidiyorlar.

Sonraki Haber