Merkez Bankası: Enflasyondaki düşüş için temkinli duruşun sürdürülmesi gerekiyor
Merkez Bankası para politikası kurulu toplantı özetini yayımladı. Özet metninde enflasyondaki düşüş için para politikasında temkinli duruşun sürdürülmesi gerektiği vurgulandı.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu 21 Mayıs'ta gerçekleştirdiği toplantıya ilişkin yayımlanan özette, nisan ayında tüketici fiyatlarının yüzde 0.85 arttığı, yıllık enflasyon 0.92 puan azalarak yüzde 10.94'e gerilediği hatırlatıldı.
Enerji grubunun tüketici enflasyonundaki yavaşlamayı sürükleyen temel unsur olduğu ve gıda grubunun daha olumlu bir görünümü sınırladığı vurgulanan özette, "Enerji fiyatları uluslararası petrol fiyatlarını takiben gerilemeye devam ederken, gıda fiyatları mevsimsel eğilimlerin üzerinde bir artış kaydetmiştir. Hizmet enflasyonundaki gerileme alt kalemler geneline yayılırken, temel mal grubu yıllık enflasyonu döviz kuru gelişmelerine rağmen yavaşlamıştır. Bu görünüm altında, B ve C göstergelerinin yıllık enflasyonu ve eğilimi düşüş sergilemiştir" ifadeleri kullanıldı.
GIDA VE ALKOLSÜZ İÇECEKLER ENFLASYONU
Özette, gıda ve alkolsüz içecekler yıllık enflasyonunun nisan ayında 1.23 puan artarak yüzde 11.28'e ulaştığı belirtildi.
İşlenmemiş gıda fiyatlarında genele yayılan artışlar gözlendiği, kırmızı et ve dış ticarete bağımlılığı yüksek olan bakliyatların öne çıktığı bildirilen özette, şunlar kaydedildi:
"İşlenmiş gıda fiyatlarında gözlenen yükseliş eğilimi nisan ayında da devam etmiştir. Ekmek ve tahıllar grubu enflasyonu yüksek seyrini korurken, katı ve sıvı yağlar ile alkolsüz içecekler kalemleri işlenmiş gıda enflasyonunu yukarı çeken diğer gruplar olmuştur. Gıda enflasyonundaki görünümde salgına bağlı etkiler ve dönemsel talep artışının yanı sıra vergi ayarlamaları ve döviz kuru gelişmeleri gibi bir dizi unsurun etkili olduğu değerlendirilmektedir. Öncü göstergeler gıda yıllık enflasyonundaki yükselişin, işlenmemiş gıda fiyatları kaynaklı olarak, mayıs ayında da süreceğine işaret etmektedir."
'ENERJİ YILLIK ENFLASYONU MAYIS AYINDA BİR MİKTAR ARTABİLİR'
Özette, enerji fiyatlarının nisan ayında yüzde 4.99 düştüğünü, grup yıllık enflasyonunun 6.51 puan azalarak yüzde 3.30'a gerilediği belirtildi.
Türk lirasındaki değer kaybına karşın, uluslararası petrol fiyatlarındaki düşüş bu gelişmede belirleyici olmaya devam ettiği vurgulana özette, "Öncü göstergeler, enerji yıllık enflasyonunun mayıs ayında bir miktar artacağı yönünde sinyal vermektedir. Diğer taraftan, asgari maktu özel tüketim vergisinin yükseltilmesi nedeniyle sigara fiyatlarının mayıs ayında sınırlı bir oranda artacağı, ancak bu grupta yıllık enflasyonun baz etkisiyle düşüşünü sürdüreceği öngörülmektedir" ifadelerine yer verildi.
Özette, temel mal grubu yıllık enflasyonunun nisan ayında 0.30 puan düşerek yüzde 7.88 olduğu hatırlatıldı.
TÜRK LİRASINDAKİ DEĞER KAYBI
Bu dönemde yıllık enflasyonun dayanıklı mallarda nispeten yatay seyrederken, diğer alt gruplarda gerilediği belirtilen özette, şu değerlendirmeler yapıldı:
"Dayanıklı mal grubunda, Türk lirasındaki değer kaybını takiben otomobil ve mobilyada güçlü aylık fiyat artışları dikkat çekerken, giyim ve ayakkabı grubunda mevsimsel fiyat artışı geçmiş yıllara kıyasla oldukça sınırlı gerçekleşmiştir. Hizmet fiyatları nisan ayında yüzde 0.22 oranında artmış, grup yıllık enflasyonu 0.66 puan düşerek yüzde 11.76 olmuştur. Bu dönemde hizmet fiyatları üzerinde salgın hastalığın etkileri önemli ölçüde hissedilmiştir. Yıllık enflasyon tüm alt kalemlerde gerilerken, en belirgin düşüş faaliyetleri kesintiye uğrayan lokanta-otel ve ulaştırma hizmetlerinde gözlenmiştir. Nisan ayında haberleşme hizmetleri fiyatları azalırken, kira artışlarındaki yavaşlama devam etmiştir. Diğer yandan, bakım-onarım hizmetleri fiyatları döviz kuru gelişmeleri sonucunda yüksek bir oranda artmıştır. Mayıs ayında enflasyon beklentilerindeki iyileşme sürmüş, beklentiler tüm vadelerde düşüş kaydetmiştir."
'CARİ İŞLEMLER DENGESİNİN YIL GENELİNDE ILIMLI BİR SEYİR İZLEYECEĞİ ÖNGÖRÜLMEKTE'
Toplantı özetinde ocak ve şubat aylarında finansal koşullardaki iyileşmenin de katkısıyla güçlü bir eğilim sergileyen iktisadi faaliyetin, koronavirüs salgınının dış ticaret, turizm ve iç talep üzerindeki etkilerine bağlı olarak mart ayı ortalarından itibaren zayıflamaya başladığı belirtildi.
Sanayi üretim endeksinin, mart ayında mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış olarak bir önceki aya göre yüzde 7.1 oranında azaldığı, çeyreklik bazda ise yatay seyrettiği hatırlatılan özette, sektörel kırılım incelendiğinde, tekstil, giyim eşyası, bilgisayar-elektronik-optik aletler, taşıt ve diğer ulaşım gibi ihracatçı sektörlerin üretiminde belirgin düşüşlerin gözlendiği, gıda, tütün, kâğıt, kimyasal, temel eczacılık, diğer metalik olmayan mineral ürünler ve ana metal sektörlerinin nispeten olumlu ayrıştığı bildirildi.
Özette, iktisadi faaliyetteki yavaşlamanın nisan ayında belirginleştiği ve sektörler geneline yayıldığı vurgulandı.
Turizm ve ilişkili sektörlerde faaliyetin durma noktasına geldiği ifade edilen özette, şunlar kaydedildi:
"Perakende ticarette gıda ve market alışverişi dışındaki kalemlerdeki yavaşlama derinleşmiş, imalat sanayiinde dış talepteki sert düşüşün etkisiyle ana ihracatçı sektörlerin sipariş ve kapasite kullanım oranları oldukça düşük seviyelere gerilemiştir. Mayıs ayının ilk yarısına ilişkin yüksek frekanslı göstergeler kısmi normalleşme adımlarıyla birlikte dipten dönüş sinyalleri içermektedir. Bu kapsamda ihracat, ithalat ve kapasite kullanım oranlarında sınırlı artışlar görülmektedir. Küresel büyüme görünümündeki bozulma ve seyahat kısıtlamaları nedeniyle ihracat ve turizm gelirleri azalmıştır. Ana pazarı Avrupa bölgesi olan taşıt, giyim, tekstil, deri, makine-ekipman, elektrikli teçhizat sektörlerinde ihracat imkanları önemli ölçüde daralmıştır. Diğer taraftan, iktisadi faaliyetteki yavaşlamayla ithalat talebi hızla gerilerken, emtia fiyatlarındaki düşük düzeyler de ithalat faturasını sınırlamaktadır. Bu çerçevede, ihracat ve turizm gelirlerinde salgın hastalığa bağlı olarak gözlenen düşüşe karşın, emtia fiyatları ve ithalatın sınırlayıcı etkisiyle cari işlemler dengesinin yıl genelinde ılımlı bir seyir izleyeceği öngörülmektedir."
'KISA ÇALIŞMA ÖDENEĞİ, İŞSİZLİK SİGORTA FONU VE CARİ TRANSFERLER KRİTİK ROL OYNADI'
Özette, salgın hastalığa bağlı olumsuz etkilerin geçici olduğu ve yılın ikinci yarısıyla birlikte yurt içi talepte daha güçlü ve daha erken olmak üzere, ekonominin toparlanma eğilimine gireceğinin değerlendirildiği belirtildi.
İktisadi faaliyetteki toparlanma hızının ise normalleşme sürecinin yurt içindeki seyri kadar bu sürecin, başta dış ticaret ortakları olmak üzere, küresel ekonomideki gidişatına da bağlı olacağı vurgulanan özette, şu ifadelere yer verildi:
"Bu görünüm altında, salgın hastalığa bağlı gelişmelerin Türkiye ekonomisi üzerindeki olumsuz etkilerinin sınırlandırılması açısından finansal piyasaların, kredi kanalının ve firmaların nakit akışının sağlıklı işleyişinin devamı büyük önem arz etmektedir. Bu çerçevede, yakın dönemde uygulamaya konulan parasal ve mali tedbirlerin ekonominin üretim potansiyelini destekleyerek finansal istikrara ve salgın sonrası toparlanmaya katkı yapacağı değerlendirilmektedir. Şubat döneminde işsizlik oranları yatay seyrederken, tarım dışı istihdam sektörler geneline yayılarak gerilemiştir. Bu dönemde istihdam kayıpları büyük ölçüde kayıt dışı çalışanlar kaynaklı olurken, iş gücüne katılım oranındaki düşüş işsizlik oranlarının artmasını engellemiştir. Öncü göstergeler, iktisadi faaliyetteki yavaşlamanın iş gücü piyasasına yansımalarının nisan ayında belirginleştiğine işaret etmektedir. Kurul, kısa çalışma ödeneği başta olmak üzere işsizlik sigorta fonu ve cari transferler aracılığıyla sağlanan desteklerin, hanehalkı gelir kayıplarının sınırlanması ve istihdamın korunması açısından kritik rol oynadığı değerlendirmesinde bulunmuştur."