Merkez Bankası KKM kararı yayımladı: 'TL spekülatif atağa açık hale gelir'

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, Kur Korumalı Mevduat sistemine yönelik önemli değişiklikler açıkladı. ‘Türk lirası kur atağına karşı savunmasız kalabilir.’ diyen İktisatçı Prof. Dr. Baki Demirel, yeni adımların Türk lirası üzerindeki olası etkileri konusunda uyardı

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Kur Korumalı Mevduat (KKM)’a ilişkin yeni adımlar attı. KKM bakiyesindeki azalışın desteklenmesi amacıyla adımlar atılmasına karar verildiğinin altı çizilen duyuruda, KKM'nin Türk lirasına geçişine ve yenilenmesine ilişkin toplam hedefin yüzde 70'ten yüzde 60'a indirildiği bildirildi.

Yalova Üniversitesi’den İktisatçı Prof. Dr. Baki Demirel, bu düzenlemelerin Türk lirasını kur saldırılarına karşı savunmasız hale getirebileceğine dikkat çekti. Alınan kararların uzun vadede finansal istikrarsızlık yaratabileceğini ifade etti.

Merkez Bankası’nın duyurusunda şu ifadelere yer verildi:

“KKM’nin TL’ye geçişine ve yenilenmesine ilişkin toplam hedef yüzde 70’ten yüzde 60’a indirilmiştir. KKM hesapları için belirlenen asgari faiz oranı politika faizinin yüzde 70’inden yüzde 50’sine düşürülmüştür. KKM için tesis edilmesi gereken zorunlu karşılıklara faiz veya telafi ödemesi uygulaması yeni açılan ve yenilenecek olan KKM hesapları için kaldırılmıştır.”

Prof. Dr. Baki Demirel

‘DÖVİZ BORÇLANMASI CAZİP HALE GETİRİLDİ’

“Firmaların kredi, yükümlülük dolarizasyonu artıyorken böyle şeyler yapmak pek iyi sonuçlar doğurmayabilir.” diyen Demirel, kararı şöyle anlattı:

“KKM yerleşiklerin kur atağına karşı bir tampon olarak tasarlanmıştır. 2021 yılında yaşanan kur krizi yerleşiklerin kur atağı nedeniyle, TL mevduatın DTH dönüşmesini önlemek için KKM ne bütçeye ne de Merkez Bankası’na yük değildir. Böyle olmasına karşın yüksek faizle kısa vadeli sermaye girişini başarı gören, faiz artışı ile enflasyonu düşüreceklerini savunan Ortodokslar, faiz artışının bütçe açığını artırmasına yani bütçeye asıl yük olanın faiz artışı olmasına tek kelime etmezler.

"Diğer taraftan sıcak para gelsin diye kuru ve faizi yükseltip daha sonra gelen sıcak paraya yüksek faiz kazancını garanti etmek için sabit, sürünen parite uygulanan politika; yapıcı yüksek faize karşın kur garantisi vererek yerliler için döviz borçlanmasını cazip hale getirmiştir.

"Şu halde hem sıcak para girişi hem de artan yükümlülük dolarizasyonu tıpkı 2018 kur krizi öncesinde olduğu gibi firmalar için bilanço stresinin birikmesine neden olmaktadır. Bu koşullar altında hem yabancıların eline TL geçmesine olanak sağlayıp hem de bu tip kararlarla KKM gibi bir tamponu tasfiye etmeye çalışırsanız, TL'yi spekülatif atağa açık hale getirirsiniz.

‘CARİ AÇIK VE KUR BASKISI ARTACAKTIR’

“FED faiz indirimleri bunun için bir fırsat olarak görülüyor ancak Türkiye'de cari açık yapısal ve halkı yoksullaştırıcı, daraltıcı politikalar ile cari açık azalıyor gibi görünse de bu politikalar uzun süre devam ettirilemez. Ekonomi genişleyince cari açık ve kur baskısı da artacaktır. Bununla birlikte Trump ile güçlenecek yeni Merkantilist politikalar yani artan korumacılık bizim gibi fason ihracatçı ülkeler için ayrıca bir risktir.

"Dolayısıyla 2025 yılına KKM dahil spekülatif ataklara karşı oluşturulmuş sermaye kontrollerini tasfiye ederek girerseniz çok büyük risk almış olurdunuz. Firmalar için bilanço kırılmaları, bankaların aktif tarafının erezyonunu ile finansal istikrarsızliğın artmasına, yüksek enflasyon ve makro istikrarsızlığa davetiye çıkartırsınız.”

Sonraki Haber