Merkez'i gören sopasını saklamalı
Ekonomistler faiz politikasını tartıştı. İktisatçı Demiralp, kredibilitesi yüksek, 'enflasyon yüzde 36'ya düşmezse ben yapacağımı bilirim' diyen bir Merkez Bankası'nın sopa çıkarmadan da piyasayı ikna edebileceğini söyledi
Ekonomik Araştırmalar Forumu'nda (EAF) ekonomistler, enflasyonla mücadelede para politikasının etkinliğini tartıştı. TÜSİAD ve Koç Üniversitesi’nin oluşturduğu EAF oturumunda ortak görüş Merkez Bankası’nın yeterince faiz artırmadığı şeklinde oldu. Ekonomistler ayrıca, enflasyon tahminlerinin de iddialı olduğunu ve ekonomide yeterince soğuma olmadan tahminlere yaklaşmanın zor olduğunu belirttiler. Forumda ekonomistlerin görüşleri şöyle oldu.
ALTINSAÇ: DAHA DERİN POLİTİKA LAZIM
TÜSİAD Baş Ekonomisti Gizem Öztok Altınsaç: Ekonomi zorlu bir süreçten geçiyor. Politika uygulamasında yeni yöntemler uygulandı. Bunun maliyetleri oldu. Enflasyonda kontrol kaybedildi ve göz göre göre oldu. Son bir U dönüşü ile karşı karşıyayız. Sadece para politikası ile aşılabilecek bir noktada değiliz. Daha derin politikalara ihtiyaç duyuluyor. İhracatta mesele TL'nin değeri değil. Pazarlardaki durum da değil. Türkiye'de son on yıldır verimlilik artmıyor. Ekonomide büyüme beklediğimiz kadar ciddi yavaşlamıyor. Bu var olan vaziyette biz (yıl sonu enflasyon) yüzde 48-50 ile çalışıyoruz. Yüzde 3.5 büyüme ile, yüzde 50 enflasyon ve otoritenin OVP'de belirttiği kurla çalışıyoruz. Enflasyonun yarısı atalet yarısı da beklentilerden geliyor. Daha ilk ay ilk haftada bütün hizmet kalemlerinde yüzde 50'den fazla zam gördük.
DEMİRALP: OLAY FAİZ ARTIRMAKTAN İBARET DEĞİL
Prof. Dr. Selva Demiralp: Merkez Bankası gerekirse sıkılaşma yapacağını ilan etti ama yapabilecek mi? Maliye politikası ne kadar destek verecek? Ekonomide ciddi bir yavaşlama olacağını öngörüyorsa Merkez Bankası, yüzde 36 erişilebilir ama ne kadar izin verilecek. Kredi kartlarında sınırlamalar olabilir dendi ama neden bekliyoruz? Hemen adım atmak mantıklı olmaz mı? Bağımsız bir Merkez Bankası'nın seçim takvimine göre hareket etmesi de oksimoron. Enflasyon sadece hiçbir zaman Merkez Bankası politikasından kaynaklanmadı. Enflasyon, buzdağının görünen kısmı. Olay sadece faiz artırmaktan ibaret değil. Genel bir kredibilite sağlanmış değil. İçmeyelim o reçeteyi deme lüksümüz yok. Alım gücünü azaltıyor. Gelir dağılımını bozuyor. Belirsizlik olunca sermaye sınıfı da yatırım iştahını azaltıyor. Siyasetçi de memnun değil halk da işveren de işçi de memnun değil. Cumhurbaşkanı'nın söylemleri de bir sorun olduğu ve çözmeye çalışıldığı yönünde. Enflasyonla beraber idare etsek bu reçeteyi uygulasak da bu o kadar hafife alınacak bir durum değil. Merkez Bankası'nın kredibilitesi yüksek olursa, enflasyon yüzde 36'ya düşmezse ben yapacağımı bilirim diyen bir Merkez Bankası olursa... O zaman o sopa çıkmadan insanlar buna uyarlar ama öyle bir durum yok. Çünkü kredibilite orada değil. 2024 için ne OVP'deki kadar yüksek ne de Merkez Bankası'nın enflasyon raporundaki kadar düşük bir büyüme bekliyoruz. Çünkü enflasyon mu büyüme mi denince büyümeden yana tercih yapılıyor.
ÜÇER: KUR KRİZİ YAŞAMADAN YILI TAMAMLARIZ
Ekonomist Murat Üçer: Yüzde 45 bu enflasyon dinamikleri özelinde düşük. Faizin olması gereken bir yeri var henüz burada değil. Merkez Bankası ben büyümeyi yavaşlatacağım diyor ama yüzde 2 çok acı reçete değil. Daha çok yeniden dengelemeye vurgu var. Reel döviz kuru üzerinden dezenflasyon deneniyor. Dövizin çıpalandığı bir dezenflasyon; dış denge, sermaye girişlerindeki yavaşlık ve rezervlerin durumu nedeniyle zorlu. Reel kuru değerlendirip dezenflasyonu başardınız diyelim çıkış stratejiniz ne olacak? Siyasi risk hâlâ var ama programın kendi içinde teknik riskleri var. Benim gördüğüm 30-50 arasında bir enflasyona bakıyoruz biz. Buradan nereye gideceğiz; o katıldığı kırmak için yapılanlar yeterli değil. Enflasyon bu düzeylere geldikten sonra kendi kendini besler. Bunun tecrübeleri vardır. Bu iş beklenti yönetimi ile ilgili bir şey bir rejim değişimi gibi. Yüzde 3'te isen onu idare edersin ama aylık hızı 1.5'e indirmeniz lazım. İlk defa kur krizi tartışmadan bu yılı tamamlarız diye düşünüyorum.
KARA: ARTIK TOP MALİYE POLİTİKASINDA
Prof. Dr. Hakan Kara: Ben biraz iyimser kalacağım en azından 2024 için. Tanıdık ve genel kabul gören politikalara döndük. Para politikası sıkılaştırılıyor ama genel olarak bütün finansı sıkılaştırmak. Bu yapılıyor mu? Merkez Bankası faizi arttığı halde kredi ve mevduat bunu takip etmiyor. Bunun sebebi likidite değil. Bankalar kredi vermek istiyorlar bu yüzden faizi düşük tutuyorlar. Bunun için de mevduat faizlerini düşük tutuyorlar. Merkez Bankası'nın verdiği mesaj şu; ben faizi artırdım. Aktarım mekanizmasını iyileştireceğim. Yetmezse faiz artıracağım. Bu da seçime kadar zaman kazanmak. Kamuya bütün özel sektörün riskini yükledik. Kamunun döviz pozisyonu 320 milyar dolar negatifti. Bu son dönemde iyileşiyor. KKM eridiği sürece Merkez Bankası'nın net pozisyonunu iyileştirmesi zor. Kamu döviz pozisyonundaki iyileşme bu hızla gidersem 3 yılı bulur. Hem kontrollü bir kur rejimi var hem de yukarı gitmesine de izin veriliyor. Bu daha sürdürülebilir ama ben haz etmiyorum çünkü döviz kuru ile enflasyon arasındaki geçişkenlik azalmıyor. Ne yapmak gerekiyor? Parasal sıkılaşmayı artırmak gerekiyor. Mali uyarlamayı dolaylı vergilere yükleyerek yapmamak lazım. Benim beklentim önümüzdeki dönemde daha uyumlu bir para ve maliye politikası olacağı şeklinde. Temel sorun yeterli sıkılığa ulaşılamaması. Bu yapılırsa sermaye girişinin yaşanacağını, KKM'den çıkışın da kolaylaşacağını düşünüyorum. Büyümede yılın ikinci yarısında yavaşlama olacak. 2024 yılı tahminim yüzde 2.9 civarında.
CARİ AÇIK AZALACAK
Cari açık konusunda daha iyimserim. Enerji fiyatları varsayımlarım ve altın ithalatının azalacağı öngörüsü ile cari dengenin hızla azalacağını düşünüyorum. Tabi iç talep de yavaşlatılmaya devam edecek. Enflasyonda 15 senedir bozulma var. Şu anda su götürmez bir durum var. Hizmet sektörü bir kez artmaya başladığı zaman yönünü değiştirmek zordur. Merkez Bankası enflasyon tahminleri iddialı ama piyasa buna inanıyor mu diye baktığımızda piyasa daha aşağıda. İnsanları ikna edebilmiş değil. Yapacağım dese de iletişimle değil eylemle yapılabilir. Merkez Bankası aylık enflasyon patikası verdi raporda ama yüzde 1.5'e inmek için (aylık enflasyon) çok ciddi bir sıkılaşma gerekir. İki yıl boyunca potansiyelin yarısı kadar büyüme siyaseten kabul edilebilir değil. Reel kur üzerinden gidilirse de bu da ihracatçı kesimler açısından sıkıntı yaratıyor. İki senaryo yaptım ama risk senaryosunda bile U dönüşü beklemiyorum. 2025 yılında her şey yolunda gitse belki olur ama yüzde 14 zor görüyorum. Para politikası tarafında gereken yapılacak ama ben maliye politikası tarafında gereken yapılacak mı? Kamunun vergi sistemini değiştirip daha adil bir vergi sistemi kurması lazım. Merkez Bankası Başkanı ve kurul üyelerinin görev süresi güvence altına alınmadığı sürece temkinli iyimserim.