Mesele tabana yaymak değil! Vergide adalet sağlanmalı

Vergi miktarının ağırlıklı olarak dar gelirlilerden alındığını belirten Yeşilyurt, ‘Az kazanandan az, çok kazanandan çok alınmalı’ dedi. Kâr dağıtımı yapmayan şirketler olduğunu ifade eden Gürbüz ise ‘Vergi denetiminin üzerine giderek, kurumlar vergisinin ağırlığı yükseltilmeli’ ifadelerini kullandı

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, 15 Eylül günü Habertürk kanalına konuk olduğu programda Orta Vadeli Program (OVP) ile ilgili açıklamalar yaptı. Vergi politikasına yönelik de görüşlerini dile getiren Yılmaz, OVP’deki üç temel temel amaca “para politikası, maliye politikası ve yapısal reformlar” olmak üzere üç temel araçla ulaşacaklarını belirtti. Vergi gelirlerindeki artışın her zaman vergiler oranlarında artışla olmak zorunda olmadığını ifade eden Yılmaz, “Burada dört konu var. Birincisi biz bu yıl tedbirler aldık. İkincisi kayıt dışıyla çok daha etkin mücadele kararlılığımız var. Tahakkuk-tahsisat oranlarını artırıcı tedbirler öngörüyoruz. Dördüncüsü de enflasyon. Enflasyon kamunun giderlerini de artırıyor. Bütün bunlara bakarsak vergi artışını izah etmiş oluyoruz.” sözlerini kullandı.

Cevdet Yılmaz’ın söylemleri üzerine Türkiye’de uygulanan vergi politikası, kamuoyunda tekrar tartışılmaya başlandı. Mevcut vergi politikasındaki dolaylı ve doğrudan vergilerin yol açtıkları ve nelerin yapılması gerektiğini yeminli mali müşavir, yazar Cazim Gürbüz ve Türkiye Mali Müşavirler Grubu Başkanı Oktay Yeşilyurt’a sorduk.

KAYIT DIŞILIK AZALIRSA DOĞRUDAN VERGİLER ARTAR

Oktay Yeşilyurt

Türkiye’de dolaylı vergilerin payının yüksek olduğunu dile getiren Yılmaz, şu açıklamayı yaptı:

“Türkiye'de herkes vergi reformu yapılmalı diyor. Doğrudan vergi-dolaylı vergi konusunda mevcut yapıyı tartışmalıyız. Dolaylı vergilerin payı bizde yüksek. Oransal olarak doğrudan vergilerin payının artması gerektiğine inanıyorum sosyal adalet açısından. Sosyal adaleti dar gelirlilerin daha çok kullandığı ürünlerdeki vergileri düşük tutarak sağlıyoruz. Vergi gelirleri oran arttıkça artacak diye bir şey yok. Burada en kritik konu kayıt dışılıkla mücadele. Kayıt dışı bir şey kalmaması gerekiyor. Bunu yapınca doğrudan vergiler de artmış oluyor.”

‘KAR DAĞITIMI YAPMAYAN ŞİRKETLER VAR

Dolaylı vergilerin payının günümüzdeki payının çok yüksek ve adaletsiz olduğunu söyleyen Cazim Gürbüz, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Yoksuldan ve varsıldan aynı oranda vergilendirme yapılıyor. Bu hemen hemen hiçbir ülkede yok. Bizde işin kolayına kaçıyorlar. Dolaylı vergilere, KDV’ye yükleniyorlar. Bütçeyi bunlarla doğrultuyorlar. Bu arada kurumlar vergisi ve gelir vergisine dair ciddi bir inceleme yok. Örneğin, yıllardır kâr dağıtmayan işletmeler var. 10 yıllık bilanço kayıtlarına baktığımızda hiç kâr dağıtmamış. Böyle bir şey mümkün değil. Bunların üzerine gidilmesi gerekirken sürekli af çıkarılıyor. Bu aflar da mükellefte bir rehavet yaratıyor. Devletten bir çekincesi kalmıyor. Vergi denetim aralığı da çok geniş olmadığı için ‘En fazla bir sene inceleme görürüm sonra rahatıma bakarım.’ diyorlar. Vergi denetimi ve belgelendirme konusu önemli. Bunların üzerine giderek gelir ve kurumlar vergisinin ağırlığını yükseltmek gerekir ki vergide adalet sağlansın. Belge akışı sağlansın ve bu suretle toplam vergi miktarı da yükselsin.”

NEREDEN BULDUN YASASI ADALETİ SAĞLAR

Servet vergisi veya geçmişte tartışılan Nereden Buldun Yasası ile gelir sorunun ve vergide adalet sorununu çözüleceğini öne süren Oktay Yeşilyurt, şöyle devam etti:

“Nereden Buldun Yasası’nı baskıyla uygulatmadılar. ‘Vergiyi tabana yayalım, vergi reformu yapalım’ söylemleri baştan tartışılmalı. Tabandan zaten sürekli vergi alınıyor. Vergilerin ağırlıklı bölümü; işçilerin, çiftçilerin, esnafın ya da küçük sanayicinin vergilendirilmesine dayalıdır. Gelirle orantılandığı zaman yüzde 70’lere yaklaşan bir dolaylı vergi uygulaması var. Verginin tanımlanmasında taban-tavan nitelemesinden ziyade verginin ‘adaletli’ olmasını vurgulamalıyız. Herkes vergide adaletten bahsediyor ama hiç uygulanmıyor. Az kazanandan az çok kazanandan çok vergi alınmalı.

“Enflasyonun bu denli yüksek olduğu, vatandaşların alım gücünün düştüğü dönemde; bankaların, büyük firmaların, borsa vurguncularının, dövizle oynayanların, ithalatçıların kârları kat kat artıyor. Bu durumda vergiyi bankalardan başlamak suretiyle, kârlarını artıran bu kesimlerden almak lazım. Biz Türkiye Mali Müşavirler Birliği Grubu olarak bu düşünceleri savunuyoruz. Bizim düşüncemiz; ranttan vergi alınsın, enflasyonla mücadele yöntemleri gözden geçirilsin. Üretim yapmadığımız, dövizi serbest bıraktığımız, ithalata bağımlı olduğumuz sürece, iç talebi kısarak enflasyon istenilen seviyeye çekilmez. Bu ancak yoksullaşma, işsizlik doğurur.”

‘SERVET VERGİSİ GÜNDEMDE YOK’

TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan, Habertürk’te katıldığı bir programda vergi poltikasına yönelik, “Vergiyi tabana yayıp, ciddi bir vergi reformu yapmamız lazım. Kayıt dışılığı, kayıt içine alıp daha da yaygınlaştırmamız lazım. Tahakkuk-tahsisat oranı da gittikçe düşüyor. Acilen vergiyle ilgili ciddi bir reformu yapmamız gerekiyor. Kurum ve şirketlerin durumu belli. Sonuçta enflasyon da olumsuz olarak etkiliyor. O anlamda vergiyi tabana yayıp ciddi bir reform yapılması gerektiğini düşünüyoruz.” ifadelerini kullandı. İş insanlarının kurumsal vergilerde bir artış veya servet vergisi bekleyip beklemediği sorusuna ise “Seçimden önce konuşuluyordu ama şu anda yok.” cevabını verdi.

Sonraki Haber