Meserret Taşkın'dan mektup var! Alev Alatlı anısına
Sadık okurunuz Kırk beşini aşkın Meserret Taşkın...
Asker bir babanın kızı. Erzurum-Horasan’ı da görmüş; Japonya-Tokyo’yu da. Babası sayesinde. Baba, azimli; İngilizce’yi kendi kendine kitaplardan, boş zamanlarında çalışarak öğrenmiş. Horasan’daki ahırdan bozma evlerini, sokak lambası altında ders çalışan arkadaşlarını, tek kelime Türkçe bilmeyen, trahomlu komşularını hiç unutmamış Alev Alatlı.
Belki de şansı, babasının görevi nedeniyle, çocukluğunu halkla birlikte, halkın içinde yaşamaktı. “Ne zaman askerle halk ayrıştırıldı?” diye sorulduğunda, “Türkiye NATO’ya üye olunca.” cevabını veriyor.
Sonra ODTÜ. Ama hangi ODTÜ? Bugünkü TBMM bahçesinin arka tarafında askeri barakalarda eğitim öğretim yapan ODTÜ. Hafta sonlarında şimdiki ODTÜ ormanının fidanlarını, “Büyüdüklerini görür müyüz?” diyerek diken öğrenciler. Gündüz ders veren, gece, ülkemiz için kalkınma planı hazırlayan Ekonomi bölümü hocaları.
7 kişilik sınıfta 7 öğrencinin de kazandığı yurt dışı bursları. Amerikalıların gelişmekte olan ülkelerden gelen öğrencilere yönelik uygulamaları: Alev Hanım ve arkadaşları, bir dönem okuduktan sonra fark ediyorlar ki; Amerikalılar kendilerine başka, Türk öğrencilere başka program uyguluyorlar. Bunun üzerine kopan kıyamet ve değişen program.
Ülkesine dönüp hizmet etme heyecanı ve bilinci. Ölene kadar bu sorumlulukla davrandı Alev Alatlı. “Bu toprakları daha çok sevdirmeliyiz.” vasiyeti de vatan sevgisini gösteriyor. Vatana duyduğu sorumluluk nedeniyle biraz katı hareket ettiğinden, bazılarının söylediği gibi hep “maskülen” bir yanı oldu.