Meserret Taşkın'dan mektup var: Amasra’nın güzel insanları
Amasra, Fatih Sultan Mehmet’in gördüğünde “Çeşm-i cihan bura mı ola?” diye sorduğu cennet köşesi.
Üstü cennet, altı kömür madeni. Çocukluğumun, gençliğimin doyulmaz tatil yeri. Salatası, balığı, hele de insanları… Yumuşak, sıcak, candan insanlar… Dağ çileğinin, kestanesinin, kızılcığının tadına doyulmaz. Orada kısa süre bile olsa yaşamak, nefes almak insana iyi gelir, ömrü uzatır.
İşte bu şehir grizu patlaması ile sarsıldı. O güzelim insanların bir kısmı canından oldu; yuvalar dağıldı, çocuklar babasız kaldı. Hepimizin ciğeri yandı. Madenci kardeşlerimizden kurtulanlar biz sevindik; ama, onlar kurtulduklarına sevinmediler. Yeniden o cehennem ocağına girerek arkadaşlarını kurtarmaya çalıştılar.
Zor iştir madencilik. Madenci ailesi olmak da zordur. Doyasıya kavga bile edemezsin madenciyle. İşe giderken mutlaka barışmak, helalleşmek gerekir.
Madencilerimiz kahraman. Patlamadan sonra “Üretmeye mecburuz. Burada çalışmaya devam edeceğiz” dediklerini duyunca tüylerim diken diken oldu. Bu kahraman madencilerin can güvenliğini sağlayacak bir iktidar gerek ülkemize. Üretim kamu eliyle yapılır; üretimde ve yönetimde üretenler söz sahibi olur; denetim de onların elinde olursa çözüm sağlanır. Kaybettiklerimizi geri getiremeyiz ama, yeni kayıpları ancak böyle önleriz.
Sadık okurunuz
Kırk beşini aşkın
Meserret Taşkın