Meserret Taşkın'dan mektup var: Kılıçdaroğlu ve kalpak
Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kendisini destekleyecek gönüllülerden ekipler kurmuş hanımlar. Bunlarla toplantılar yapılıyor. Bu toplantılarda, Kılıçdaroğlu’nun kalpaklı afişleri bol bol görünüyor.
Sen 100 yıllık CHP’yi Y-CHP yaptım diye öğün; Atatürk’ün zamanı geçti de; 1930’ların CHP-Atatürk politikalarını tu kaka et; FETÖ ile, PKK ile, Seyit Rıza’cılarla helalleş; “Dersimli Kemal’im ben” diye, Cumhuriyet’e, Atatürk’e meydan oku; ABD Büyükelçilerinin otellerin arka kapılarından giriş ayarladıkları gizli görüşmelere koşarak git; CHP’de ilaç için bir tane Atatürkçü bırakma; Deniz Baykal’ın kızı bile isyan etsin. Baksanıza, Yılmaz Özdil’e hanımlar, “Atatürk gelse bugünkü CHP’den kovulur” diyor. Atatürk’ün CHP’sini, ayrılıkçı terör örgütünün siyasi partisiyle, Sivas katliamının şakşakçısı Temel Karamollaoğlu ile, “Emevi camisinde namaz kılma politikasının” baş mimarı Davutoğlu ile ….birlikte ABD’nin aleti konumuna getir. Kalpağı başına geçirip poz verdin mi Atatürkçü ol!
“Sureti haktan görünmek” diye eski bir deyim var efendim. Başka işler çevirmek için görünüşte haktan yanaymış gibi yapmayı anlatır. Kılıçdaroğlu’nunki de o hesap: Sureti Atatürkçü, aslında ABD ile işbirliğinin candan savunucusu. ABD ile işbirliğini gizlemek için Atatürk’ün kalpağına sığınma ihtiyacını duyması, Atatürk’ü bütün çabalarına rağmen yenemediklerinin en büyük kanıtı. Yenemeyecekler de! Kalpak kimseyi kurtarmayacak. Keramet kalpakta değil, fikir ve eylemde, değil mi?
Sadık Okurunuz
Kırkbeşini aşkın
Meserret Taşkın