Meserret Taşkın'dan mektup var: Sabah sürprizi
Dün erkenden, ses çıkaran aleti kapatmak için araziye indim. Dönüşte gördüğüm şey sabah sürprizimdi: Hiç görmediğim kadar kocaman, gri bir kır tavşanı. Sürpriz, yaşamın bir parçası...Her an bizimle!
Köyümüzde yaban domuzlarıyla mücadele dönemi başladı. Hasat zamanı yaklaşınca, domuzlar ürünleri talan etmesinler diye, geceleri nöbet tutuyor ve onları bahçelerden uzaklaştıracak çeşitli önlemler alıyoruz:
Işıklandırmalar, ses ve gürültü çıkaran aletler. Yaban domuzlarının maşallahı var. Büyük hızla çoğalıyorlar.
Bu sene ilk karşılaşmamız dişiler ve yavrularla oldu. Yaklaşık 30 hayvanın olduğu bir sürüydü. Bildiğiniz ana okulu çocuklarını geziye götürme manzarası. Dişiler yavruları her yönden korumaya almışlar. Yolu karşıdan karşıya geçirdiler. Düşünsenize, bu grup topluca bahçelere dalıyor ve yavrulara uygulamalı eğitim yaptırıyor. Cevizleri yedikleri gibi bir de ağaçların dallarını kırıyorlar.
Yaban hayvanlarının birçoğunu görmek o kadar kolay değil, saklanıyorlar. Örneğin sincap; burada “galli” diyorlar. En son geçen güz görmüştüm. Ağaçlara büyük bir hızla tırmanıyor, topladığı cevizleri kış için yuvasına taşıyordu. Bölgenin sincapları kızıl. Renkleri, kuyrukları harika ve cin gibiler. O kadar hızlı hareket ediyorlar ki, izlemekte zorlanıyorsunuz. Kuşlar, çeşit çeşit sürüngenler, böcekler…Yaban hayatı zengin bizim buralarda.
Dün erkenden, ses çıkaran aleti kapatmak için araziye indim. Dönüşte gördüğüm şey sabah sürprizimdi: Hiç görmediğim kadar kocaman, gri bir kır tavşanı. Eve yaklaştığımda, ağaçların arasında bir hareket sezdim. Durup, dikkatle ve sessizce izledim. Kocaman, gri tavşan yaylanıp, zıplayarak uzaklaştı. Bütün günü bu karşılaşmanın heyecanıyla geçirdim. Kocama da anlattım. “Çocuk gibisin” dedi bana gülümseyerek, yüzümü okşadı. Sürpriz, yaşamın bir parçası...Her an bizimle!
Sadık okurunuz
Kırkbeşini aşkın
Meserret Taşkın