Meserret Taşkın'dan mektup var: Taş atarak kuşu kurtarmak
Taş atarak kuşu kurtarmak mümkün mü hanımlar? Duyar gibiyim sesinizi? Evet diyenler de var, hayır diyenler de. Evet diyenler de haklı, hayır diyenler de. “Nasıl oluyor da her iki cevap haklı oluyor?” diyenler daha haklı efendim.
Taşı nereye attığınıza bağlı bu sorunun cevabı. Kuş, taşın hedefinde değilse; taşın hedefi kuşa yönelik tehlike ise, ya da kuşu ürkütüp kaçırma imkanı varsa, taş atarak kuşu kurtarabilirsiniz. Ama, attığınız taşın kuşa değme ihtimali varsa, kuşu kurtarmayacağı gibi öldürebilir de.
Davranışlarımız, ya da sözlerimiz de kuşu kurtarmak için atılan taşa benzer hanımlar. Doğru hedefe yöneltmezsek, kurtaralım dediğimiz kuşun ölümüne sebep olabiliriz. Eylemlerimizin bir amacı olmalı. Attığımız taştan umduğumuz faydayı sağlamalıyız. Yoksa, attığımız taş ürküttüğümüz kurbağaya değmez. Bu atasözünü, “attığımız taş ürküttüğümüz kuşa değmez” şeklinde değiştirirsek, mektubumuza cuk oturur efendim.
Muhalefetin altılı ittifak çabaları söylediğime en güzel örnektir. Attıkları her taş, kuşu kurtarmak bir yana öldürüyor. İktidara gelince, son NATO toplantısında attıkları taşın, kuşu ürküttüğünü, böylece kuşu kurtardıklarını iddia ediyorlarsa da; attıkları taş ürküttükleri kuşa değmemiştir.
Sadık okurunuz
Kırk beşini aşkın
Meserret Taşkın