Meserret Taşkın'dan mektup var: Taşların bağlandığı zamanlar...

Taşların bağlandığı zamanlarda mıyız ne? Neoliberalizm etkisini hissettiriyor değil mi hanımlar? Hem suçlu, hem güçlü. Onlar her şeyi yapacak, sen fikrini söylemeyeceksin. Kazara söylersen yandın. Hemen linç kampanyası başlatılır hakkında, feleğin şaşar. Gülşen’i eleştiren İzzet Yıldızhan’a dönersin vallahi.

Sahneye bildiğin iç çamaşırı ile çıkacaksın. Birileri, “Bu kadarını da yapmayın” deyince “vaayy faşist” diyeceksin. Bildiğim kadarıyla bu memlekette “ sahne showu” olarak yapılmayan pek bir şey kalmadı. Kimse bu konularda bir şey demedi. Herkes gösterisini yaptı. İzleyen izledi, izlemeyen izlemedi. Toplum bu konuda oldukça hoşgörülü davrandı. Ama, her şeyin bir sınırı var. İpin ucunu kaçırınca, eleştirilere de hazırlıklı olmalı insan. Ailece gelip eğlenilen yemekli yerlerde yapılacak gösterinin, giyilecek sahne kıyafetinin bir ayarı olmalı. Hani, çok fazla göz önündeki insanlar, diğer insanlara örnek olmalı diyoruz ya, o bakımdan.

Sahnede herhangi bir sanat icra eyleyenin ,“İstediğimi yaparım, bana kimse karışamaz” deme lüksü yoktur. Çünkü hiçbir şeye saygı duymayandan hiçbir şey olmaz efendim.

Sadık okurunuz Kırk beşini aşkın Meserret Taşkın

Sonraki Haber