Meserret Taşkın'dan mektup var: Üç kız…
Türk kadınının güçlükleri aşmaya, zoru başarmaya güç ve kudretinin, yeteneğinin, zekasının, çalışkanlığının yeteceğinin kanıtını herkes gördü. Bundan rahatsızlık duyan zavallıları kimse umursamadı
Sevgili hanımlar, 30 Ağustos zaferinden yüz yıl sonra, Harp Okulları mezuniyet törenleri Türk halkı için yeni bir armağan oldu. Her yıl, tüylerimiz diken diken olarak izlediğimiz Harbiyeliler bu yıl üç birinci kızımızla karşımıza geldiler. Çakı gibi üç teğmen. Kürsülerden birincilik konuşmaları yaptılar. Mezuniyet heyecanıyla kılıçlar çekildi; yeminler edildi. Hepimiz onlarla, sadece okul birincisi kızlarımızla değil, hepsiyle bir kere daha gurur duyduk.
Türk kadınının güçlükleri aşmaya, zoru başarmaya güç ve kudretinin, yeteneğinin, zekasının, çalışkanlığının yeteceğinin kanıtını herkes gördü. Bundan rahatsızlık duyan zavallıları kimse umursamadı.
Yalnız, kızlarımızın işleri bundan sonra daha zor. Dost, düşman herkesin gözü üzerlerinde. Kendilerine verilecek bütün görevleri daha üstün başarılarla, kendileriyle yarışarak, herkesten daha çok çalışarak ve fedakarlıktan kaçınmayarak yerine getirecekler.
Birincilikle diploma almak evet, ama yetmez! Önlerinde şehit jandarma yarbayı Songül Yakut gibi örnekler var. Üstün özelliklerini görevleri başında da gösterecek ve onlar da birçok başka kızımıza örnek olacaklar. Birincilikle alınan diplomalarına yakışan ağırbaşlı, kudretli, güvenli Türk subayları olarak Mehmetçiğimizin adını daha da yükseltecekler.
Gördünüz mü efendim, bu gariban Meserret bile onlardan ne çok şey bekliyor. Düşünün geri kalanını. Anlayacağınız, kızlarımızın milletimize olan görevleri asıl şimdi başlıyor. Tanrı yardımcıları olsun.
Sadık Okurunuz
Kırkbeşini aşkın
Meserret Taşkın