Meserret Taşkın'dan mektup var: Yesinler sizin çifte standardınızı
Ebu Gureyb Cezaevini hatırladınız mı hanımlar? Hani şu Amerikan işgali sırasında yapılan işkenceler ile ünlenen Irak’taki cezaevi.
Oradan kadınlar haykırıyorlardı: “Bu cezaevini içinde bizlerle birlikte havaya uçurun” diye. Aydınlık dışında hiçbir yayın organı, bu haykırışı duymadı. Şimdi “Siviller ölüyor. Kentler yerle bir” diyen diyene.
Televizyonlar güzelim Ukraynalı kadınların ve çocukların göç görüntüleri ile dolu. Kıyıya ölüsü vuran Aylan bebek de güzeldi. Kimler kayboldu Akdeniz’in, Ege’nin sularında, kimsenin haberi olmadı. Kaç bebek dondu acaba, Afganistan’dan gelirken göç yollarında? Bu kış, anneleri donan üç kardeş donmak üzereyken kurtarıldı. Sınırlarımızdan ötede Batı’ya giderken donarak ölen çok sayıda insandan söz ediliyor. Türkiye Batı medeniyetinin ölüme terk ettiği göçmenlerden kurtarabildiğini kurtarıyor. Suriyeli göçmenlerin bir kesimimiz tarafından hor görüldüğü gerçek değil mi? Yemen’de, Afganistan’da açlıktan ölen çocuklar kimin umurunda?
Söyler misiniz hanımlar, bunların sorumlusu Amerika değil mi? Ukrayna’yı, Gürcistan’ı, Çeçenistan’ı, Kazakistan’ı karıştıran da Amerika değil mi? O zaman nedendir, şimdi Amerika ile bir olup, ülkesinin güvenliğini savunan Rusya’ya saldırmak?
Cesareti ve feraseti olan herkes en büyük haydut Amerika’yı perişan etmek için elinden geleni ardına koymasın. Amerika ile bir olup başkalarına saldıranlar da yarın Amerika’ya sığınamayınca ağlamasın.
Sadık okurunuz
Kırk beşini aşkın
Meserret Taşkın